Cumhuriyet, “kayıtsız şartsız ulusal egemenliği” esas alır, laiktir” ve ulus bilincine” dayanır. Ulusal egemenliğin kayıt ve şartlarla sınırlandığı, laik olmayan ve ulus bilincine dayanmayan bir cumhuriyet, ruhunu kaybetmiştir. Cumhuriyetin, halkçı kamucu dayanışmacı politikaları cumhuriyeti yöneten ve çağdışı zihniyet karşısında yıllardır konumlanan ana muhalefet ve TBMM'de gurubu bulunan muhalefetler dahil cumhuriyetin uçurumdan uçuruma sürüklenişini sadece izlediler. Cumhuriyetimiz 100 yılını doldurmadan yaşadığı yok oluşu görmezden gelinemez ve cumhuriyetin bu çürümüş siyasi iradeden kurtulması kaçınılmazdır Faşist çağdışı çürümüş zihniyetin uyguladığı neo liberal politikalara karşı durmanın bir yolu da, #cumhuriyetin kamusal yarar ve ortak iyi gibi değerlerinin yeniden diriltilmesi ve öğretilmesinden geçiyor. Atatürk'ün emperyalizme karşı verdiği tam bağımsızlık mücadelesi sonrasında kurduğu laik sosyal hukuku devleti olan cumhuriyetimizi Avrupa'da, aydınlanma dönemi sırasında “Akıl Çağı”nın siyasal yaklaşımı olarak “ulusal egemenlik” düşüncesi doğdu. Önceleri kralla yapılan bir sözleşmeye (Toplum Sözleşmesi) dayalı “kayıtlı, şartlı egemenliğin” (Meşrutiyet) yerini, zamanla “kayıtsız şartsız egemenlik cumhuriyet adını aldı. Cumhuriyetimizin kuruluş ideolojisi olan Kemalist Devrimi çok kilit rol oynadı. Bu devrim sayesinde #Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” formülü uygulamaya geçirilerek cumhuriyet ilan edildi. Bazı sosyal bilimciler bir yandan kapitalizmin “ruh ”undan söz ederler, bir yandan da kapitalizmin, ruha ilişkin değerlerin ve dünyanın büyüsünün yittiği bir sosyal ekonomik yapıyı içerdiğini dile getirirler. Zaten “ruh” derken, metafizik bir anlam yüklemekten çok, bir şeyin temel yapısını, mahiyetini anlatmak isterler. Her siyasal rejimin kendine özgü bir karakteri, yapısı, ruhu (ethos) vardır. Ruh ya da ethos, inançlardan, ahlaki değer ve davranışlardan, alışkanlıklardan oluşan bir yapıya karşılık gelir ' bir bakıma bu ruhu kültür olarak düşünebiliriz'. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet, ulusal egemenliği, meclis üstünlüğünü esas alır, laiktir. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet ümmete degil var olan millet, kuldan yurttaş yaratmıştır. “Ulusal egemenlik”; Dinsel temelli değildir; “ ulusal egemenlik”, esaslı akıl çağı insan aklını kullanan özgür iradesiyle kendini yönetmesi esasına alır. Akıl çağına göre “doğal hukukun” kaynağı yine akıldır. Özgür akılla hareket eden aydınlanmış bir birey, kilise, saray, kral, derebeyi vb. başka bir iradeye tabi olmayı reddeden özgür düşünen birey. Dolayısıyla “ulusal egemenlik” ve onun siyasi rejim olarak cumhuriyet, özü itibarıyla laiktir. AKP ve MHP birlikteliğiyle bu cumhuriyet yeniden ortaçağ karanlığına tamamen sürüklenmekten kurtulmalıdır din iman bayrak ezan yerli milli' söylemleri sadece ulaşmak istedikleri hedef için kullanılan en etkin değerlerdir.! Kemalist Hareket Lideri Ali Berham ŞAHBUDAK.