Azerbaycan ile Pakistan arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin büyük bir tarihi geçmişi bulunmaktadır. İki ülke arasındaki yakınlık sadece siyasi, ekonomik ve askeri alanlarda değil, aynı zamanda kültürel ve insani alanlarda da kendini göstermektedir. Hiç kuşkusuz bu yakınlığın temelinde birçok etken var, bunların en önemlisi her iki halkın ortak değerlere, özellikle İslam dinine ve Doğu kültürüne sahip olmasıdır. Aynı şekilde Pakistan'ın Azerbaycan'ın bağımsızlığını yeniden kazanmasının ardından onu tanıyan ilk ülkelerden biri olması, halklar arasındaki birlik ve güvenin yüksek ve açık bir göstergesidir. Bu dönemden sonra ülkeler arasındaki uluslararası ve stratejik ortaklık hızla gelişmiş, üst düzey ziyaretler ve görüşmeler sonucunda bu ilkeler daha da güçlenmiştir.
Birinci ve İkinci Karabağ Savaşları sırasında Pakistan, Azerbaycan'ın tutumuna kararlılıkla destek vermiş ve Azerbaycan'ın adalet mücadelesinde Ermenistan'ın saldırgan politikasını sert bir şekilde kınayan açıklamalarda bulunmuştur. 30 Nisan 1993'te Pakistan başkanlığında, Azerbaycan ile Ermenistan arasında Karabağ sorununa ilişkin 822 sayılı Kararı kabul eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısı yapıldı.
Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik gaspçı ve saldırgan tutumu nedeniyle Resmi İslamabad, Erivan ile bugüne kadar diplomatik ilişki kurmamıştır.
Milli Meclis Üyesi ve Azerbaycan-Pakistan Parlamentolararası İlişkiler Çalışma Grubu Üyesi Sabina Salmanova, Tüm1haber'e yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki yakınlığın geçen yüzyılın ortalarından itibaren kendini göstermeye başladığını söyledi.
Ona göre, Pakistan ile kültürel bütünleşmenin temelleri, Azerbaycan'ın henüz Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) parçası olduğu dönemde atılmıştı:

"Zamanla, iki ülkenin halkları arasında kültürel ve entelektüel yakınlık hissedilmeye başlandı ve böylece karşılıklı ilgi uyanmaya başladı. 20. yüzyılın 60'lı yıllarında Azerbaycan ile Pakistan arasındaki kültürel entegrasyonun köklü bir biçim aldığını söyleyebiliriz.
Müslüman bir ülke olan Pakistan ile Azerbaycan arasında gelişen ilişkiler, hiç kuşkusuz SSCB'nin çıkarlarıyla örtüşüyordu. Bu bağlamda bilimsel ve kültürel toplantıların ve çeşitli yaratıcı gezilerin sayısı artırılmış, iki ülke arasındaki ilişkiler daha da güçlenmiştir. Bu ziyaretlerden biri, 1962 yılının Ekim ayında, ünlü Azerbaycan tiyatro yazarı Mirza Fetali Ahundzade'nin doğumunun 150. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törenle bağlantılıydı. Nitekim söz konusu yıl dönümü töreni için Bakü'ye gelen ve yıl dönümü etkinliğinde konuşma yapan ünlü Pakistanlı yazar ve Uluslararası Lenin Ödülü sahibi Ahmed Fana Ahundzade, kendisine ve halkına yakın olan edebi ve kültürel mirası fikirsel açıdan değerlendirmiş, hatta onu Pakistanlı bir yazar olarak nitelendirmiştir.
O günlerde Pakistan'ın önde gelen kamu adamı Mirza Abel Hasan Ispahan ülkemizi ziyaret etmekten mutluluk duymuş ve "Leningrad'dan Semerkant'a" adlı kitabında Azerbaycan-Pakistan kültürünün yakınlığından ve Azerbaycan'ın bir bütün olarak sevgi dolu bir ülke olduğundan uzun uzun bahsetmiştir. Söz konusu kitap, Pakistanlıların Azerbaycan'ı ve Azerbaycan kültürel düşüncesini daha yakından tanımaları için elverişli fırsatlar vadediyor.
Bütün bunların mantıksal sonucu 1966 yılının nisan ayında ortaya çıktı. Bu tarihte Bakü'de Pakistan-Sovyet Kültür İlişkileri Derneği'nin bir şubesi kuruldu. İki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin sistemli bir şekilde geliştirilmesi amacıyla burada bir dizi değişim programı düzenlendi ve ilişkiler hızla artarak devam etti.
Bağımsızlığımızın yeniden kazanılmasından sonraki manzara
Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra bile Pakistan ile ilişkiler her düzeyde istikrarlı ve sistemli bir şekilde sürdürülmüştür. 1991 yılında bağımsızlığımızın yeniden kazanılmasının ardından Azerbaycan-Pakistan kültürel ilişkilerinde özel bir aşamanın başladığını söyleyebiliriz. Bu dönemde iki ülke arasında kültürel ve insani işbirliğinin yasal güvenceleri oluşturuldu.
Büyük Lider Haydar Aliyev'in 1994 yılında Pakistan'a gerçekleştirdiği ziyaret ve Pakistan'ın merhum Başbakanı Benazir Butto ile yaptığı görüşme, şüphesiz ki ikili ilişkilerin daha da çeşitlendirilmesi, güçlendirilmesi ve geliştirilmesine önemli bir ivme kazandırmıştır. Bu ziyaret, ülkeler arasındaki üst düzey ziyaret ve toplantıların sayısının artması ve istikrarlı bir şekilde genişlemesi için gerekli koşulları yaratmış, kültürel ilişkilerin geliştirilmesi mekanizmasının belirlenmesine yardımcı olmuştur.
İki ülke arasında 1996 yılında imzalanan Dostluk ve İşbirliği Anlaşması, ilişkilerin gelecekteki perspektifinin yol haritasını çizdi. Söz konusu anlaşmanın Azerbaycan ile Pakistan arasındaki dostluk ilişkilerinin geliştirilmesinde kültürel işbirliğinin güçlendirilmesine ilişkin hükümleri içermesi tesadüf değildir.
Genel olarak, bağımsızlığımızı kazandıktan sonraki on yılda Azerbaycan ve Pakistan arasında ikili ilişkilerin gelişmesine hizmet eden bir dizi önemli belge imzalanmıştır. Yukarıda adı geçen belgelerin yanı sıra, Pakistan Cumhurbaşkanı Faruk Ahmed Han Leğeri'nin Ekim 1995'te Azerbaycan'a yaptığı resmi ziyaret sırasında imzalanan "Bilim, Kültür ve İnsani Alanlarda İşbirliği Anlaşması" ile Büyük Lider Haydar Aliyev'in Nisan 1996'da Pakistan'a yaptığı ziyaret sırasında imzalanan "Turizmin Geliştirilmesine Dair Mutabakat Muhtırası" da örnek olarak gösterilebilir.
Bütün bunların ışığında, Pakistan'ın Birinci Karabağ Savaşı sonrasında Karabağ'daki mültecilere ve yerinden edilmiş kişilere yönelik insani yardımlarından da özellikle bahsetmek gerekir.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Azerbaycan'ı yönettiği dönemde Pakistan ile ilişkilere özel önem verilmiş, iki ülkenin devlet ve hükümet yetkilileri arasındaki karşılıklı ziyaretlerin sayısı artmıştır. Bu dönemde insani ve kültürel alanda çok sayıda önemli belgeye imza atıldı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in 2005 yılı Nisan ayında Pakistan'a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref ile imzalanan altı işbirliği anlaşmasından biri de kültürle ilgiliydi.
Azerbaycan Kültür Bakanlığı ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Ulusal Miras ve Kültür Dairesi arasında 2024-2029 yıllarını kapsayan Kültürel Değişim Programı, iki ülke arasındaki kültürel entegrasyonu da kapsıyor.
2025 Şubat ayında Azerbaycan'a resmi ziyarette bulunacak olan Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev arasında yapılacak bir sonraki belge imza töreni de ilişkilerin bir sonraki aşaması açısından önemli bir yere sahip. Burada, Nahçıvan şehri ile Pakistan'ın Pencap eyaletine bağlı Lahor şehri arasında kültür, turizm, şehir planlama, eğitim, bilim, ekonomi ve kamusal yaşamın diğer ilgili alanlarında işbirliğine ilişkin Mutabakat Muhtırası özel bir öneme sahiptir.
Halklar arasında kültürel ısınma ve yakınlaşma
Elbette Azerbaycan-Pakistan ilişkilerinin gelişmesinde Haydar Aliyev Vakfı'nın da yadsınamaz bir rolü var. 2019 yılında Pakistan Milli Kütüphanesi'nde "Azerbaycan Araştırmaları Merkezi"nin açılıp faaliyete geçmesi, dost ve kardeş bir ülkede Azerbaycan kültürünün tanıtılması ve yaygınlaştırılmasında vazgeçilmez bir rol oynamaktadır.
Ünlü Azerbaycan yazarı Celil Memmedguluzade'nin seçilmiş eserlerinin İslamabad'da yayınlanması ve Pakistanlı okuyuculara yüksek ve zarif bir formatta sunulması, Azerbaycan'ın Urducaya ait kültürel ve edebi örneklerinin ilk örneklerindendir. Zengin ve eşsiz bir edebi ve sanatsal düşünceye, yüksek bir bilimsel ve yaratıcı yeteneğe sahip olan Celil Memmedguluzade'nin nesri Güneydoğu Asya ülkesi halkı tarafından büyük ilgiyle karşılanmıştır.
2010 yılında İslamabad'da "Azerbaycan Şiiri: Denizde Bir Damla" başlıklı şiir antolojisi İngilizce olarak yayımlandı. Bu yayın, 12. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Azerbaycan şiirinin panoramasını içermekte olup, bu sayede Pakistan'daki Azerbaycan edebiyatıyla kapsamlı bir tanışma için bir kez daha geniş bir fırsat yaratmaktadır.
Nizami Gencevi Edebiyat Enstitüsü ile Pakistan Müslüman Enstitüsü arasında 21 Haziran 2019'da imzalanan işbirliği anlaşması, iki ülke arasında edebiyat çalışmaları alanında işbirliği yönünde atılan en önemli adımlardan biriydi.
Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletinin başkenti Peşaver'deki Üniversite Kampüsü'nde bulunan bir caddeye Azerbaycan ve Doğu dünyasının önde gelen düşünür ve şairi Nizami Gencevi'nin isminin verilmesi, bu sevgi, güven ve saygının bir göstergesidir.
Azerbaycan'da dost ve kardeş ülke Pakistan'ın kültürel tanıtımı en üst düzeyde gerçekleştirilmekte olup, iki ülkenin kültürel yakınlığı kamuoyunun gözünden kaçmamaktadır. Bunun en açık örneklerinden biri de Temmuz 2021'de Azerbaycan Diller Üniversitesi'nde Pakistan Kültür Merkezi'nin açılmasıdır.
Bu bağlamda, Azerbaycan Yazarlar Birliği Sanatsal Çeviri ve Edebi İlişkiler Merkezi tarafından yayımlanan "Dünya Edebiyatı" dergisinin bir sayısının tamamının Pakistan edebiyatına ayrılmış olması da dikkat çekicidir. 220 sayfalık yayında, Pakistan edebiyat ve sanat düşüncesini yansıtan 44 yazarın eserleri yer alıyor.
Doğu kültürünün iki incisi
Azerbaycan ve Pakistan, büyük Doğu kültür düşüncesinin iki parlak temsilcisi olarak dünya kültüründe eşsiz bir yere sahiptirler. Bu manevi değerler her iki halkın oluşumunda temel rol oynamış ve İslam felsefi bakış açısı ile Doğu kültürel düşüncesinin özünde bulunan yüksek manevi ve ahlaki idealleri bünyesinde barındırmıştır. Yani bu kültürün arkasında, tarihsel ve coğrafi yakınlığın yanı sıra, fikir ve dünya görüşü yakınlığı da bulunmaktadır.
Azerbaycan Bilimler Akademisi Başkanı Akademisyen İsa Habibbeyli, iki ülkenin edebi ve sanatsal yakınlığının yaratıcılıkta açıkça görülebildiğini belirtiyor. İsa Habibbaylı’ya göre Pakistan’da yaşayan Tebrizli, Şirvani, Safevi-Kızılbaş ve diğer kabileler, Azerbaycan-Türk kültürünü bünyesinde barındırarak, Pakistan kültürü içinde farklı bir biçimde kendilerini göstermekte ve yaşatmaktadırlar. Azerbaycan sözlü halk edebiyatı örneklerine baktığımızda destanlarımızda ve masallarımızda Keşmir şalının çokça yer alması, Pakistan kültürünün Kafkasya'ya ve doğrudan Azerbaycan'a girişinin bir göstergesidir.
Düşüncelerimizi özetleyecek olursak, Azerbaycan ile Pakistan arasındaki kültürel ilişkilerin, tarihi, dini ve manevi değerlere dayalı, aynı zamanda Doğu düşüncesiyle zenginleştirilmiş çok yönlü bir ortaklık olduğunu söyleyebiliriz. Her iki halkın kültürel dünya görüşlerindeki benzerlikler, karşılıklı saygı ve karşılıklı güven bu ilişkilerin temel ilkelerini oluşturmaktadır.
İki ülke arasındaki işbirliği ve kültürel bütünleşme bağları geçen yüzyılın ortalarından bu yana artarak devam etmiş olup, bugün de aynı şekilde gelişmektedir. Bütün bu etkenler, bu ilişkinin sıradan bir diplomatik manevra değil, halkların birbirine olan yakınlığından doğan manevi bir köprü olduğunu düşündürmektedir.
Günümüzde Azerbaycan-Pakistan kültürel ilişkileri sadece tarihi bir perspektif değil, aynı zamanda stratejik ortaklık konseptinin de bir parçası haline gelmiştir. "Bu kültürel ilişkilerin gelecekte de gelişerek devam edeceğini ve halklar arasındaki dostluğun, işbirliğinin ve karşılıklı anlayışın temel direklerinden biri olarak daha da güçleneceğini rahatlıkla söyleyebiliriz."