SABAHATTİN İSMAİL

1974 Barış Harekatında Beşparmak Dağları savaşının efsane teğmeni "CANAVAR"ı bilir misiniz?
1950 Çankırı doğumlu kahraman teğmen, 5 kuşak asker bir ailenin çocuğu olarak 1972'de Kara Harp Okulundan mezun oldu.
İki yıl sonra yapılan 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'na, tuğgeneral Sabri Demirbağ komutasındaki Bolu Komando Tugayı 2. taburu ile katıldı.
20 Temmuz sabahı Tugay, helikopterlerle Beşparmak Dağı eteklerindeki Pınarbaşı (Kırnı) ovasına indi.
Oradan St. Hilarion'a  tırmandı.
2. Tabur Şato bölgesinde, 1.Tabur atış alanında, sabah yapacakları taaruz için istirahate çekildi.
Gece hava kararınca Yunan subayları komutasındaki Bellapayıs'da konuşlu 33. Rum komando taburu Doğudan, Lapta üzerinde konuşlu 31. Rum Komando taburu ise Batı'dan  St.Hilarion kalesini ele geçirmek ve sabah amfibi harekatla ele geçirdiğimiz köprü başına dağdan taaruz ederek yok etmek için sızma Harekatı başlattı. 
Batıdan gelen Rum 31. Komando taburunun ATAK TEPE VE DOĞRUYOL bölgesi mevzilerimizi ele geçirmesini, onlarca mücahidi şehit etmesini, sonra yarbay Cemal Eruç komutasındaki Bolu Komando Tugayı 1. Taburu tarafından bu bölgelerin geri alınmasını, efsane üsteğmen HALUK ÜSTÜGEN'İ anlattığım dünkü yazımda yazmıştım
O nedenle, ATAK TEPE, DOĞRUYOL, KESKİN SIRT VE YANIK ÇAMLIK taaruzlarını bu yazımda tekrarlamayacağım
Bu yazımda bir başka efsane üsteğmen Muzaffer Tekin'in kahramanlığını anlatacağım

KORKUNÇ BİR GECE

20 Temmuz gecesi saat 22 gibi Bellapayıs'taki kışlasından çıkan 33. Rum Komando taburu gece karanlığından yararlanarak, BOZDAĞ mevzilerimiz altındaki ormanlık alanda yarım saatlik bir yürüyüşten sonra, Ciklos Bölgesinden Girne-Lefkoşa yolunu geçerek St.Hilarion 'a doğru tırmandı.
Bu bölge "ŞAHİNLER BÖLGESİ" diye anılıyordu ve Boğaz Sancağı'na bağlı Şahinler Bölüğü tarafından savunulmaktaydı. 
Bölgede, Girne- Lefkoşa yolunu kontrol eden ASLAN TEPE, KAPLAN TEPE VE TİMSAH TEPE ' de bölük mevzileri ve 1 bölük mücahit vardı.
Bellapayıs'tan gelen Rum komando taburu başarılı bir baskınla mevzilerimizi ve 3 tepeyi ele geçirdi, 10 kadar mücahidi katletti ve mevzilenerek sabah yapacakları taaruzun hazırlıklarına başladı.
Bu gelişmelerden habersiz olan St.Hilarion kalesindeki mücahitlerle, Kale batısındaki Şato bölgesinde istirahatte bulunan Binbaşı Vural Çetin komutasındaki 2. Komando taburu Doğu'dan. 31. Rum komando taburu,  Batı'dan ise 33 Rum komando taburu tarafından kuşatılmış oldu. 
Doğu'dan gelen 31. Rum komando taburu, ATAK TEPE VE DOĞRUYOL'U aldıktan sonra, yarbay Cemal Eruç komutasındaki 1. Komando taburunun efsane üsteğmen Haluk Üstügen'in  karşı taaruzu ile karşılaşmıştı
Şahinler Bölgesini ele geçiren BELLAPAYIS'ta konuşlu Rum 33 komando taburu ise bölgeye yerleşerek sabah yapacağı St. Hilarion Kalesi taaruzuna hazırlanmaktaydı 
Gerisini Şahinler Mücahit bölüğü komutanı Erden Özerden'den dinleyelim:
"Mevzilerimiz işgal edilince, dağılan bölüğümü topladım ve geri çekildim. O esnada Bolu Komando Tugayı 2. Tabur askerleri ile karşılaştım. Komutanlarını sordum, Şato bölgesinde istirahatte olduğunu söylediler.
Şato'ya gittim.
İstirahat eden 2. Komando tabur komutanı Vural Çetin'i buldum, selam verip kendimi tanıttım. Mevzilerimizi kaybettiğimizi, kuşatıldığımızı söyledim ve tepeleri geri almak için yardım etmesini istedim. 
Dinledi ve emir subayına seslendi.
- 'BANA CANAVAR'I ÇAĞIRIN' 
"CANAVAR" da kim diye merak ederken az sonra içeriye yağız bir teğmen girdi, selam çaktı. 
Komutan ona, 'CANAVAR, mücahitler aşağıdaki tepeleri kaybetti, gidin geri alın' emrini verdi.
Dışarı çıktık.
Sabah 03' e gelmişti. 
Takımını topladı, 3 gönüllü aldı.
- 'Kaplan Tepe'ye en zor hangi taraftan çıkılır?' diye sordu
'Girne üzerinden, Kuzey tarafı sarp kayalık ve çok yüksek, ordan çıkamazsınız' dedim.
'Ben ordan çıkıp taaruz edeceğim. ALLAH diye bağırdığımda siz de, mücahitler ve benim takımımla cepheden taaruz edeceksiniz' dedi
Karanlıkta kayboldular.
Çıkılması imkansız yerden, karanlıkta, çok tehlikeli tırmanışları birkaç saati buldu. Gün ağarırken bomba ve silah seslerini duyduk. 
Koğuşlarımıza yerleşen Rum komandolara, 3 askeri ile bombalarla saldırmıştı. 
Sonra 'ALLAH' diye bağırdı ve biz de cepheden taaruz ederek 7-8 saat önce kaybettiğimiz Aslan Tepe, Kaplan Tepe ve Timsah Tepe'yi geri aldık. ( St. Hilarion Kalesine çıkarken yolun sağında kalan tepeler.)
CANAVAR, geriden, çıkışı imkansız bölgeden sızarak Aslan Tepe'de mevzilerimize yerleşmiş Rumlara baskın yapmış ve onları imha etmişti.
Kalan Rum komandolar da mücahit ve Mehmetçiğin birlikte taaruzu sonucu, silahlarını bırakarak geldikleri yer olan Bellapayıs'a kaçmıştı.
Böylece yaptıkları kuşatma doğudan parçalanmış, sırtımız ve Girne,- Lefkoşa yolu tekrar emniyete alınmıştı

İşte o  KAHRAMAN "CANAVAR",  TEĞMEN MUZAFFER TEKİN idi.
Tekin, sonraki günlerde birçok çatışmaya girdi. 
Lapta taaruzunda Rumların tahkim ettiği bir tepeyi de cepheden taaruz ederek almıştı.
Onun kahramanlıkları anısına Aslan Tepe'ye "ZAFER TEPE" adı verildi
Bu taaruzda 33. Rum komando tabur komutanı Yunanlı Albay Katsanis de öldürüldü.
Böylece o en zor gecede Komandolarımızın üstün savaş yeteneği ve cesareti sayesinde kuşatma parçalanmış, harekatın kaderi değişmiş, Barış Harekatı'nın selameti sağlanmış oldu
Savaş sonrası Muzaffer Tekin, en çok savaşa giren takımın komutanı olarak ALTIN MADALYA alan tek teğmen oldu ve "üstün cesaret ve feragat Altın madalyası" ile taltif edildi.

EMEKLİ EDİLDİ, KUMPASA UĞRADI

Ne acıdır ki, 11 yıl sonra, Tuzla Eğitim Kampında nöbetçi subay olduğu bir gün eğitimdeki 4 teğmenin bir restoranda karıştığı kavganın faturası ona kesildi.
Mahkemede beraat etmesine karşın 1985 yılında tam terfi zamanında, 35 yaşında yüzbaşı rütbesinden  emekli edildi. 
21 yıl sonra ise mütevazi sakin bir hayat sürerken 2006 yılında FETÖ'nün Danıştay saldırısı kumpasına dahil edildi.
Yıllarca haksız yere hapis yattı, beraat etti.
Yetmedi, FETÖ tarafından Ergenekon kumpasına da dahil edildi.
2007'de yeniden tutuklandı. 
7 yıla yakın hapis yattı. (Nagehan Alçı, Kahraman Muzaffer Tekin'e hakaretten iki defa mahkum olmuş ve birinde 10 bin TL, diğerinde ise 1740 TL tazminat cezası ödemek zorunda kalmıştı.)
Hapiste kahrından Pankreas kanserine yakalandı.
İsteyerek tedavisi yapılmadı. 
Ölmesi istendi. 
FETÖ yargıçları tarafından iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve ayrıca 117 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı. 
Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararının ardından 10 Mart 2014 tarihinde tahliye oldu.
Bir yıl sonra 1 Nisan 2015 tarihinde 65 yaşında pankreas kanserinden yaşama veda etti, Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.
Onu haksız yere mahkum eden alçak, hain FETÖ'cü hakim ve savcılar ise bugün ya hapiste, ya da kaçak.
Kahraman Muzaffer Tekin hep yaşayacak, onlar ise lanetle anılacak.
Kahramanlarına sahip çıkmayan bir halk, bir devlet, bir yargı, bir ordu bedelini çok ağır öder...
Nitekim 15 Temmuz FETÖ darbesinde ödedik
Kahraman Muzaffer Tekin'i, üsteğmen Haluk Üstügen'i, Oğuz Yener'i tüm şehitlerimizi şükranla rahmetle, tüm gazilerimizi minnetle anıyorum

ANNAN PLANINA KARŞI YANIMIZDAYDI

Tavizsiz bir ATATÜRKÇÜ olan Muzaffer Tekin, milli Kıbrıs davasına gönülden destek verdi
Emperyalizmin dayattığı Annan Planı'na karşı liderimiz Denktaş ve bizlerle birlikte mücadele etti.
Uğradığı onca haksızlığa karşın son nefesine kadar Atatürk'ün yolunda O'nun askeri olarak savaştı
Nur içinde yat kahraman
**
Yüzbaşı iken emekli edildiyse, mezar taşında rütbesi niye albay?" diye çok soruluyor
Nedeni, Kahraman Muzaffer Tekin'e Vefatından kısa süre önce iadei itibar yapılarak, milyon kez hak ettiği Albay rütbesinin verilmesidir. 
Artık çok geçti, ama olsun!

Şahinler Bölgesi Mücahit Komutanı,değerli kardeşim Erden Özerden'in ağzından dinlediğim olayı kendi anlatımı ile ilk 2 videodan  izleyin
3. Video ise E.General Adnan Doğu, M.Tekin'in ihracını anlatıyor.

youtu.be/Ml2Bzk4voKw
*
youtu.be/R9ychUEamVg
*
youtu.be/33goCtDeQK0