Kadri bilinmesi gereken bir Kadir: Polat Turfani
Kadri bilinmesi gereken bir Kadir: Polat Turfani (1919-26 Ağustos 1970)
Onca zorluk ve yokluklara rağmen vatanı ve milleti için mücadele etmekten bir an bile geri durmamış şahsiyetler geçici dünya hayatına veda etseler de isimlerini tarihin tozlu sahifelerine altın harflerle yazdırdıkları için aslında ölümsüzdürler.
Yine bu türden kişilerin hayatları ve yaptıkları gelecek nesillere ilham kaynağı olmakta, yeni nesiller bu türden dava ve millet adamlarını hayırla yâd edip kendilerine örnek almaktadır.
Doğu Türkistan'ın vatan ve millet davasına hizmetleri dolayısıyla bu anlamda adını tarihe altın harflerle yazdırmış olan birçok bayrak şahsiyet bugün itibariyle aramızda olmasa da yaptıkları dolayısıyla isimleri hafızalarımızda hala yer edinmekte, yine isimleri geçtikçe büyük bir özlem ve saygıyla anılmaktadırlar.
Doğu Türkistan milli mücadelesinin son asrına bu anlamda katkı yapalar arasında Yakup Han Ba-devlet, Hoca Niyaz Hacı, Sabit Damolla Abdulbaki, Osman Batur, Ali Han Töre Saguni, Ahmetcan Kasimi, Dr. Mesut Sabri Baykozi, Mehmet Emin Buğra, İsa Yusuf Alptekin ve Canımhan Hacı gibi siyasi liderler yanında işin mutfak kısmında yer alıp vatan ve millet davasına sayısız katkıları olan ama pek bilinmeyen mümtaz şahsiyetler de vardır.
Doğu Türkistan siyasi tarihinin son asrını yakinen takip bir akademisyen olarak, işin mutfak kısmında ve verilen her milli görevi layıkıyla yapan büyük bir dava adamını bugünkü yazımıza konu yapmak istedim.
Hayatını öğrendikçe hayranlığımın arttığı, yaptıklarını okudukça gıpta ile baktığım, gelecek nesillerin de öğrenmesi ve örnek alması adına paylaşmanın yerinde olduğuna inandığım Doğu Türkistan’ın mümtaz şahsiyetlerinden biri Polat Kadir Turfanî’dir.
Merhum Polat Kadir Turfanî eserinde bilhassa 1933 ve sonrasında Doğu Türkistan’da girişilen bağımsızlık mücadeleleri, başta İsa Yusuf Alptekin, Dr. Mesut Sabri Baykozi ve Mehmet Emin Buğra’nın Çin’deki mücadeleleri olmak üzere dönemin olaylarını teferruatlı bir şekilde ele almaktadır.
O, 1949 yılına kadar geçen bu olaylar aslında Çin ve Rusya’nın Doğu Türkistan topraklarını ne gaye ile istila etmek istediklerini ve bölge halkına yaşattıkları zulümleri, dönemin bizzat şahidi olarak gözler önüne sermektedir.
için ders kitabı olarak kabul etmiş ve okutmuştur. Polat Kadir Turfanî, kitabın müellifi olması hasebiyle de üniversite ve liselerde iki sene tarih dersleri vermiştir. Maalesef bu eser de Polat Kadir Turfanî tarafından göç sırasında yakılan evraklar arasında yer aldığından Türkiye’ye ulaştırılamamıştır.
'Doğu Türkistan Tarihi' adlı bu eser Çinliler ve bilhassa Ruslar üzerinde büyük bir infial uyandırmış, Rusların Taşkent’te neşrettikleri 'Şark Hakikati' isimli derginin iki sayısında bu eser aleyhinde şiddetli hücumlarda bulunulmuştur. Derginin zikredilen nüshalarının Polat Kadir Turfanî’nin elinde bulunduğunu otobiyografisinden öğrenmiş olsak da akıbetleri diğer pek çok değerli evrak gibi meçhuldür.
Polat Kadir Turfanî bütün bu çalışmaları yanında ayrıca muhaceret seneleri zarfında İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra beylerin liderliğinde Doğu Türkistan Milli mücadelesine de fiilen iştirak etmekten bir an bile geri durmamıştır. Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin Beylerin başkanlığında faaliyetlerine sürdüren 'Doğu Türkistan Milli Merkezi'nin sekreterliği görevini de yürüten Polat Kadir Turfanî, Doğu Türkistan milli davasının başta Türkiye olmak üzere dış ülkelerde duyulmasına da gayret etmiştir. Polat Kadir Turfanî, Türkiye’de bulunduğu dönemlerde 1960 yılında kurulan 'Doğu Türkistan Göçmenler Cemiyeti'nin genel sekreterliğini de yapmıştır.
Bir dava adamı nasıl olmalı sorusunun muhtemel cevabını Polat Kadir Turfanî’nin hayatında görmek mümkündür. 1945 sonrası Doğu Türkistan’a dönem İsa Yusuf Alptekin başta olmak üzere Üç Efendi’lerin dizinin dibinden ayrılmayan, hatta Türkiye’ye geldikten sonra da vefatına kadar İsa Yusuf Alptekin’in bir evladı gibi evinden yaşayan Polat Kadir Turfanî ömrünün geri kalanını da liderleriyle beraber mücadele etmekle geçirmiştir. Hayatı yokluk içerisinde mücadele ile geçen Polat Kadir Turfani’nin bir an bile halinden şikayetçi olmadığı dilden dile halen daha anlatılmaktadır.
Kendisini bizzat tanıyanlardan öğrendiğimiz şekliyle doğru sözlü, dobra, dürüst, ahde vefa sahibi, vefakar, adab-ı muaşeret kuralları içerisinde sözünü esirgemeyen, yaşadığı dönemde başta hemşerileri olmak üzere tanıdığı herkesin itimadına mazhar olan Polat Kadir Turfanî’nin hayatının genç nesillere ilham kaynağı olacağına inancımı tekrar paylaşırken 51. vefat yıldönümünde merhum Polat ağabeyimizi saygı, özlem ve rahmetle yâd ediyorum.
Ruhu şâd, mekanı Cennet olsun…
#TOYŞAD
Gökalp Şentürk