Müslümanların mukaddes kitabı olan ve günümüze dek tek bir harfi değişmeyen Kur'an-ı Kerim'in yaklaştırılmasını 'ifade kısıtlaması' durumuna uyduran İsveç makamları, bir grubun tahrif edilmiş tevratı yakmasına ise siyonist baskılar sonucuna izin verdi.
İşgalci siyonist evlerin sözde İsveç'in büyükelçisi Ziv Nevo Kulman, sosyal medya hesabından aldığı, elçilik binasının bulunduğu yere tevratın yakılmasına izin verildiğini açıkladı.
Kulman, 'Büyükelçiliğimiz ve yerel Yahudi cemaatinin İsveç makamlarıyla yaptıkları görüşmelerin sonucu, aşırılık yanlısı organizasyonların bir tevrat kitabını yakmayı planladıkları gösteriye izin verilmemesinden olumsuz etkilenme.' kullanım kullandı.
Kulman'ın bu paylaşımına yanıt veren bazı sosyal medya kullanıcıları, söz konusu Kur'an-ı Kerim'in yakılması eyleminin 'ifade özgürlüğü' kapsamına alındığını hatırlatarak İsveç'in de siyonist işgalin emellerine hizmet ettiğine dikkat çekildi.
Bazı kullanıcılar da işgalci rejimi temsil eden bez parçasının yaklaştırılması 'antisemitizm' olarak görenlerin, mukaddes kitap Kur'an-ı Kerim'in yakılmasını ise 'ifade özgürlüğü' şeklinde yönlendiriyor; bunun 'Batı'nın ikiyüzlülüğü' olduğunu vurguladı.
Bir kullanıcı da 'Ne? Tevrat'ı nasıl muhafazalar?' diye sorarak günümüzde tevrat olarak belirtilen tüm kitapların muharref yani tahrif edilmiş olduklarına dikkat çekti.
Başka bir kullanıcı ise şu ifadeleri kaydetti: 'Kur'an-ı Kerim'in yakılması için 'özgür düşünce' diyen İsveç, tevrat yakılmasını engelledi.'
İsveç'te Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği Danimarka sınırları aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) yöneticisi Rasmus Paludan, İsveç makamlarından izin alarak, polis korumasında Kur'an-ı Kerim'i yakma 'alçak'lığında bulunmuştu. Başta İsveç makamları olmak üzere ABD ve Batılı yönetimler bu faşistliği 'ifade özgürlüğü' olarak gördüklerini ifade etmişti.
