Grubun İran'daki temsilcisi Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İslami Cihad militanlarının geçen ay İsrail'e düzenlenen Hamas saldırısına katılırken İsrail istihbarat sunucularını ele geçirdiğini iddia etti. Nasser Abu-Sharif, sunucuların, bazıları İran'da faaliyet gösteren çok sayıda İsrailli casusun adını içerdiğini söyledi.

İran medyasına göre Abu-Sharif Tahran'daki bir etkinlikte 7 Ekim saldırısı sırasında "direniş İsrail rejiminin istihbarat sunucularını Gazze'ye götürmeyi başardı" dedi.

"Sunucularda pek çok casusun adı yer alıyordu, hatta İran İslam Cumhuriyeti'nde bulunanlar da dahil" diye ekledi.

İslami Cihad, Gazze'de Hamas'tan sonra en büyük militan grup olmasına rağmen Batı Şeria'da da önemli bir varlığa sahip. Hamas'ın aksine İslami Cihad'ın siyasi kanadı yoktur ve yalnızca İsrail'e karşı silahlı mücadeleye yoğunlaşır. Bilinmeyen sayıda İslami Cihat savaşçısı, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırıya katıldı, Gazze sınırı yakınındaki köylere ve askeri tesislere saldırdı ve yaklaşık 30 kişiyi rehin alarak Filistin yerleşim bölgesine geri götürdü.

5 Kasım'da İran'ın devlete ait IRNA haber ajansı, İsrail istihbarat teşkilatı Mossad için çalışan üç casusun tutuklandığını duyurdu. Tutuklamalar, sunuculara el konulduğu iddiasından neredeyse bir ay sonra gerçekleşmiş olsa da, bu veritabanlarının bir rol oynayıp oynamadığı belli değil. IRNA, şüphelilerin İran ve Afgan yetkililerin ortak operasyonuyla dağlık Afgan sınır bölgesinde tutuklandığını bildirdi.

İran ve İsrail düzenli olarak birbirlerini casuslukla suçluyor ve her iki ülke de sıklıkla birbirlerinin casuslarını yakaladıklarını iddia ediyor. Suudi medyasının geçen Temmuz ayında İranlı bir askeri şefin Mossad ajanları tarafından sorgulandığını gösteren bir video yayınlamasının ardından Tahran İstihbarat Bakanlığı, İran'da "sabotaj ve terör operasyonları" hazırladığı iddia edilen İsrail'den "ajanlardan oluşan bir ağı" tutukladığını iddia etti . .