HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu, işgalci rejimin Sumud ve Özgürlük filolarına saldırısına tepki gösterdi. Emiroğlu, Meclis’e sundukları kanun teklifini hatırlatarak “Ekmeğimizi yiyen, suyumuzu içen ama siyonizme hizmet adına soykırım suçuna iştirak eden çifte vatandaşlar yargılanmalıdır.” dedi.
“Bu barbarlığa mütekabiliyet ilkesi gereğince net ve kararlı bir cevap verilmelidir”
Gazze’deki katliamın devam ettiğine vurgu yapan Emiroğlu, işgalci rejimin son 2 yılda 7 İslam ülkesine saldırdığını ifade etti. Emiroğlu, “Filistin, Lübnan, Suriye, Irak, İran, Yemen ve Katar’dan sonra Gazze’de açlıktan ölen bebeklere süt, mama ve oyuncak taşıyan küresel merhamet filosu Sumud da saldırıya uğradı. Gemilerde bulunan ve kalbi insanlık için atan yüzlerce vicdanlı yürek siyonistler tarafından alıkonuldu. Sumud ve Özgürlük filolarındaki vicdanlı insanlara ve Türkiye vatandaşlarına yönelik bu barbarlığa mütekabiliyet ilkesi gereğince net ve kararlı bir cevap verilmelidir.” diye konuştu.
“Soykırımcı katilleri hâlâ yargılayamıyor olmamız kabul edilemez”
İstanbul ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılıklarının başlattığı soruşturmaların kıymetli olduğunu belirten Emiroğlu, “Ülkemizde yaşayan, ekmeğimizi yiyen, suyumuzu içen ama siyonizme hizmet adına soykırım suçuna iştirak eden çifte vatandaşlar yargılanmalıdır. Siyonist rejim, Gazze’ye yardım götürmeye çalışan ve aralarında Türkiye vatandaşlarının da bulunduğu insanlık vicdanının sesi olan kahramanlara 'terörist' muamelesinde bulunurken bizim, soykırımcı rejim saflarında terörist faaliyetlerde bulunan ve bu faaliyetlerini canlı yayınlarda itiraf eden bu soykırımcı katilleri hâlâ yargılayamıyor olmamız kabul edilemez.” dedi.
“Kanun teklifimiz, siyonist yayılmacılığa karşı ülkemizi koruma hassasiyeti taşımaktadır”
Partisinin Meclis’e sunduğu kanun teklifini de hatırlatan Emiroğlu, “Siyonist rejim saflarında yer alan ve insanlığa karşı suç işleyen çifte vatandaşların yargılanıp vatandaşlıktan çıkarılması için verdiğimiz kanun teklifi bir an önce Meclis Genel Kurulunda görüşülerek yasalaştırılmalıdır. Teklifimizin doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasına yönelik önergemiz, sekiz partinin desteğiyle kabul edilmiş olmasına rağmen, kanun teklifimizin görüşülmesi sürekli ertelenmektedir. Kanun teklifimiz, siyonist yayılmacılığa karşı ülkemizi ve halkımızı koruma hassasiyeti taşımaktadır. Sıra bize gelmeden içimizdeki zehirli otları ayıklamalıyız.” ifadelerini kullandı.
“Sivil insanların uluslararası sularda alıkonulması, tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur”
Sumud ve Özgürlük filolarına uluslararası sularda yapılan saldırıya sert bir şekilde tepki gösteren Emiroğlu, "Gazze’ye insanî yardım ulaştırmak için yola çıkan Sumud Filosunda, aralarında Türkiye vatandaşlarının da bulunduğu yüzlerce aktivistin siyonist terör rejimi tarafından zorla alıkonulması, insanlık vicdanına vurulmuş yeni bir darbedir. Hukuksuz ablukayı kırmak ve iktidarları harekete geçirmek için yola çıkan sivil insanların uluslararası sularda alıkonulması, tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.” değerlendirmesinde bulundu.
“Küresel sistemin vicdan sahibi insanlara sahip çıkmakta da tam anlamıyla aciz kaldığını göstermiştir”
Uluslararası kamuoyunun sessizliğine dikkat çeken Emiroğlu, şöyle devam etti: “Küresel sistemin Gazze halkını korumakta olduğu gibi, vicdan sahibi insanlara sahip çıkmakta da tam anlamıyla aciz kaldığını göstermiştir. Denizde ve karada sınırsız saldırı imtiyazı tanınan işgalcilerin bu pervasızlığı, küresel adalet mekanizmalarının çöküşünü ve siyasi ikiyüzlülüğü ifşa etmektedir.”
“Sumud ve Özgürlük Filoları Gazze’deki ablukanın kırıldığını ilan etmiştir”
Özgürlük Filosunun da tıpkı Sumud Filosu gibi uluslararası sularda saldırıya uğradığını ifade eden Emiroğlu, “Gazze’ye yardım ulaştırmak isteyen bu sivil inisiyatifin önü, yine uluslararası sularda kesilmiş; aralarında milletvekillerinin de bulunduğu aktivistler tehdit edilmiş, alıkonulmuş, gemileri gasp edilmiştir. Bu saldırı yalnızca aktivistlere değil, tüm insanlığa, vicdana ve dayanışmaya yöneltilmiş bir tehdittir. Sumud ve Özgürlük filoları, Gazze’deki ablukanın sadece fiziki değil, psikolojik olarak da kırıldığını ilan etmiştir. Bu filolarda yer alan cesur insanların duruşu, tüm dünyaya adaletin, vicdanın ve insanlığın henüz ölmediğini göstermektedir.” şeklinde konuştu.
“Bütün ülkeler, alıkonulan vatandaşlarını koruma kararlılığını güçlü şekilde göstermelidir”
Emiroğlu, son olarak şu çağrıda bulundu: “Uluslararası kamuoyu, terör rejiminin hukuk tanımaz saldırganlığına karşı net bir tutum almalı; kaçırılan tüm aktivistler derhal serbest bırakılmalı; Türkiye de dâhil bütün ülkeler, alıkonulan vatandaşlarını koruma kararlılığını güçlü şekilde göstermelidir.” (İLKHA)