Hak ve adalet, toplumların temel değerleridir ve insanların mutluluğunun inşasında kritik bir rol oynar. Bu kavramlar, bir toplumun sağlıklı işleyişini ve dengesini sağlamak için gereklidir. İnsanlar arasında haksızlık olduğunda, bu durum sadece mağdur olan kişiyi değil, tüm toplumu derinden etkiler. Adaletin sağlanması, bireylerden başlamalıdır. Her insan, kendi hak ve adalet anlayışını geliştirmeli ve bu değerlere saygı duymalıdır. Bireylerin, başkalarının haklarına saygı gösterme ve haksızlıklarla mücadele etme sorumluluğu vardır. İnsan, kendisinin mutlu olabilmesi için başkalarının da mutlu olması gerektiğine inanmalıdır. Hak ve adalet duygusu, insanların vicdanında yer almalıdır. İnsan, kendi yaşamında hak ve adaleti savunmalı, haksızlıklara karşı çıkmalı ve eşitlik ilkesini korumalıdır. Toplumsal mutluluğun temeli, bu şekilde insanların bilincinde ve eylemlerinde kök salar. Hak ve adaletin eksik olduğu bir toplumda, insanlar arasında güvensizlik, hoşnutsuzluk ve huzursuzluk yayılır. Ancak, hak ve adaletin egemen olduğu bir toplumda, insanlar barış, dayanışma ve mutluluk içinde yaşarlar. Bu nedenle, hak ve adalet değerlerini toplumun temeline yerleştirmek, daha adil ve mutlu bir dünya için gereklidir. Unutmayalım ki, insanların mutluluğu hak ve adaletin var olduğu bir toplumda gerçekleşir. Her birey, kendi mutluluğunu sadece kendi çıkarlarına dayandırmaktan ziyade, başkalarının haklarına ve mutluluğuna da değer vererek inşa edebilir. Hak ve adalet, toplumsal mutluluğun temel taşlarıdır ve insanların birlikte yaşadığı dünyada her birimize düşen sorumluluktur. Av. Selman S. ERTÜRK