Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASSAM) tarafından düzenlenen “Avrupa ve Orta Asya (Türkistan) Bölgesi Krizlerine Çözüm Arayışı Uluslararası Kongresi” bu yıl, jeopolitik tartışmaların ötesinde bir başlıkla zihinleri derinden sarstı.

Kongrede strateji ve istihbarat alanındaki çalışmalarıyla öne çıkan Gürkan Karaçam, “Zihin Harbinin Sessiz Cephesi: Türkistan’ın Görünmez Savaşı” başlıklı bildirisiyle dikkatleri üzerine çekti.
Karaçam konuşmasına çarpıcı bir tespit ile başladı:
“Bugün ne top sesi var, ne kan kokusu... ama en derin yara zihinde açılıyor. Artık savaş tanklarla değil, düşüncelerle yapılıyor. Silah değişti, cephe değişti; hedef kalp değil, kanaat.”
Bu sözlerle Karaçam, 21. yüzyılın görünmez savaş alanına, zihinlerin kuşatıldığı cepheye dikkat çekti. Ona göre artık kazanan, toprak alan değil, algıyı yöneten olacak.
Karaçam sunumunda, Türkistan coğrafyasında yürüyen görünmez savaşın üç aktörünü detaylı bir stratejik analizle inceledi:
“Rusya’nın kardeşliği kış güneşi gibidir; ışığı var, ısıtmaz.”
“Çin, yolları döşerken algı trafiğini de planlıyor.”
“Algoritma artık kültürün generali haline geldi.”
Bu üç gücün ortak hedefi, Karaçam’a göre, Türkistan’ın düşünce egemenliği. Ve bu savaş, artık sessiz değil; sadece farklı frekansta yankılanıyor.
Karaçam, Türkiye’nin bölgedeki varlığının sistematik biçimde “neo-Osmanlı”, “NATO uzantısı” ya da “yumuşak nüfuz tehdidi” gibi etiketlerle hedef alındığını vurguladı.
“Türkiye’nin gücü sınırında değil, Türkistan’ın hafızasında büyür.”
Bu cümle, salondaki birçok uzmanın defterine not ettiği stratejik bir mottoya dönüştü. Karaçam’a göre, Türkiye’nin en büyük sermayesi askeri güç değil, tarihsel hafıza ve kültürel süreklilik.
Karaçam, bildirinin en dikkat çekici bölümünde, Türk dünyasının zihinsel bağımsızlığı için geliştirdiği 12 stratejik öneriyi paylaştı.
“Zihin harp sahasında silah bilgi, mühimmat içeriktir.” diyen Karaçam, çağın en büyük cephesine 12 akıl hamlesiyle yanıt verdi:
“Harita sınırı çizer; müfredat kaderi.”
diyerek Karaçam, geleceğin en büyük savaşının eğitimle kazanılacağını vurguladı.

Kongre katılımcıları, Gürkan Karaçam’ın sunumunu “duygusallıktan uzak, ama vicdanı diri bir stratejik analiz” olarak niteledi.
Karaçam ise konuşmasının sonunda şöyle dedi:
“Ben sahneye çıkmadım, sadece zihinlerdeki perdeyi araladım. Çünkü karanlığı yok eden ışık, bir lambadan değil, bir bilinçten doğar.”
Bu sözler, hem salonda hem de sosyal medyada geniş yankı uyandırdı.
Karaçam’ın bu mütevazı ama derin tavrı, onu Türk strateji çevrelerinde “sessiz aklın sesi” olarak tanımlanacak bir konuma taşıdı.