Fareli köyün kavalcıları…
Masal burada farklı bir boyutta olup; fare kısmı, çocuk kısmı, mekân kısmı gerçektir. Her ne kadar bu masal 16. Yüzyılda Avrupa’nın göbeğinde geçtiği düşünülse de 21. Yüzyılda yani 5 asır sonra değişen hiçbir şeyin olmadığını öğrenmiş olduk. Hem de Avrupalı denilen bir şehrin tam göbeğinde.
Tum1haber/gündem/ÖZEL
“İzmir'in Bayraklı ilçesinde rezerv alana yapılan TOKİ Bayraklı KYK Kız Yurdu olarak hizmete sunulan konutları fareler bastı” Ağlanacak halimize gülüyoruz gerçekten. Bu yurtlar açılalı daha ne kadar oldu? Bu çocuklar bu alana yerleştirileli ne kadar bir zaman geçti? Bu çocuklar bu alana yerleştirilirken bu mekânlarda bakım-onarım-tadilat ve bilhassa temizlik yapılmadı mı? Bu çocuklar sahipsiz mi?
Sizler; bu çocukları, hem de büyük bir çoğunluğunun ilk kez ailesinden ayrılmış olan bu kız çocuklarını böyle bir yerleşkenin içerisine nasıl ve ne amaçla yerleştirmişsiniz bilinmez ama bu işin altından farelerden daha başka ve başka bir boyuttan daha pis kokuların çıkacağı da aşikâr olarak görülmektedir. Eğitim sürecinin daha yeni başladığı bir yerleşkede böylesi bir rezalet asla kabul edilemez.
Başta Gençlik ve Spor Bakanımızın olmak üzere yetkili bütün personellerin bu ve buna benzer birçok konuda, birçok olayda ve hatta birçok sıkıntı karşısında kayıtsız ve vurdumduymaz kalmaları, olaylara karşı kimseleri muhatap almamaları ve “biz yaptık oldu” mantığıyla kendi başlarına hareket etmeleri ve bu hal ve hareketlerini de bilhassa GENÇLİĞİMİZİ kullanarak, onların adı altında yürütmeleri samimi olmadıklarının ve görevlerinde ciddiyet taşımadıklarının ispatıdır. Daha önceden de Erzurum’da bulunan Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde cereyan eden olumsuzlukların medyaya yansımasına rağmen kimselerin konu üzerinde her hangi bir çalışma yapmaması ve hatta muhatap dahi kabul etmemesi İLGİLİ BAKANLIĞIMIZIN ciddiyetini göstermektedir.
Daha birkaç hafta olan eğitim süreci içerisinde farelerin bastığı ve sözde yurt olarak görünen bu mekânlarda, eğitim sonunda bu çocukların gerek sağlık açısından ve gerek ise can güvenliği açısından emniyet altında bulunduğuna kim ve neye göre garanti verecek?
Daha bir kaç gün önce bir asansör faciası yaşandı ve birleri halen daha göbeğini kaşımakta…
İzmir’in merkezinde yaşanan bu rezaletin yanı sıra kim bilir Türkiye’mizin başka yerlerinde daha ne tür sıkıntılar vardır?
Ne yazıktır ki; bu çocukların ve Türkiye’mizin başka şehirlerinde yaşanan bu tür sıkıntıların çözüm noktasında muhatapları yoktur!
Kendi başınızın çaresine bakınız çocuklar…
Toplayın aranızda biraz para-pul, tutun bir kavalcı atını farelerinizi köyünüzden, ege denizi yanı başınızda, sizin dedeleriniz de işte tam bu zamanlarda daha önceden de fareleri denize dökme işini yapmıştı, sıra sizde.
Yalnızsınız ve Ankara’dan, bilhassa sizin adınızı kullanan bakanlıktan size hayır yok!