Erzurum Turizm Tanıtım ve Kalkınma Derneği Başkanlığından bildirilmiştir…
Cuma günü şehrimizde “ticaret yaparak ekmeğini kazanan, bizden biri” olduğunu sandığımız ve bu yüzden mekanına gittiğimiz, kendisine müşteri olduğumuz bir zat, tam da 10 Kasım günü yani 85 yıllık hasretimizin yıl dönümünde içindeki zehri kusmuş ve gerçek kimliğini, zihniyetini ortaya dökmüştür.
Son yıllarda şehrimizin adına, şanına zarar veren birçok olay gerçekleşti. Kimine tepki verdik, kiminin seyrini izledik. Şehrimizin dostunu düşmanını tespit etmeye çalıştık, Şüphesiz ki şehrin tek sahibi biz değiliz. Herkesin şehrimizle ilgili tutumunu, reflekslerini izledik; herkesle ilgili notlarımızı aldık. Yeri ve zamanı gelince bunları gerektiği şekilde gündeme getireceğiz.
10 Kasım günü gerçekleşen olay sadece şehrimizle ilgili değil; bizim kırmızı çizgilerimizden biri olan kurtuluşumuzun mimarı, Cumhuriyet’imizin kurucusu, İlk Meclis’teki ilk milletvekilimiz, hemşehrimiz, gururumuz ve “Ebedi Başkomutan”ımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le ilgilidir. Dolayısıyla bu olay karşısında susmamız söz konusu değildir.
Son yıllarda ülke genelinde ve Erzurum özelinde Atatürk düşmanlığının yaygınlaştığını, birilerinin bunu özellikle yaptığını gözlemliyoruz. İşin garip tarafı ise bunu “din” kisvesi altında yapmaya çalışmalarıdır. Unutulmamalıdır ki yakın zamanda ülkemizi işgale kalkışan (15 Temmuz) bir sözde dini oluşumun önüne geçilmesi, Atatürk’ün İslam dinini doğru araştırma, doğru anlatma ve doğru yaşatmayı amaçlayarak kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığının ülke genelinde vermiş olduğu hizmet sayesinde olmuştur.
Sözde İslam dinini temsil eden dini görünümlü birçok örgütün (cemaat ve tarikatların) aynı kutsal kitap ve aynı ilkeler üzerinde anlaşamayıp birbirlerine düşmanlık ettiklerini, birbirlerini dinsizlikle suçladıklarını, birbirlerine karşı bile İslam diniyle alakası olmayan bir üslupla mücadele ettiklerini üzülerek görmekteyiz. Bu tip örgütlerin fırsat bulunca kendi çıkarları için ülkemizi ve milletimizi nasıl tehlikelere attıklarını 15 Temmuz’da hep birlikte gördük. Bunu yaklaşık bir asır önce görmüş olan Gazi Mustafa Kemal, bu örgütlerin önlerini kapatmış ve kurum kurmak suretiyle dini konuları araştırmayı ve uygulamaya sunmayı tek merkezde toplamış ve bu kurumun amacına uygun şekilde hizmet vermesini gaye edinmiştir. İslam’a hizmet etmek amacıyla kurum kuran bir insanı dinsizlikle suçlamak, onu hedef haline getirmek, maneviyatına saldırmak hainlikten başka bir şey değildir.
Sosyal medyada bir kitleye sahip olmayı çok büyük bir hüner sanan cahil insanların nasıl davrandıklarını bir kere daha görmüş olduk. Söyledikleri sözün bile arkasında duramayacak kadar omurgasız olan bu insanların hallerini ibretle izledik. Onları ilk olarak ortada bırakanlar ise ortakları oldu. Aldığımız duyumlara göre ortakları mevzubahis zatı ortaklıktan ayırmak suretiyle kendilerini kurtarmaya çalışmışlar. İşleyişin gerçekten bu şekilde olup olmadığının da takipçisi olacağız.
Bu tip insanların kendilerini nasıl rezil ettikleri bizi ilgilendirmez ama şehrimize verdikleri zarar bizi ilgilendirir. Şehrimizin adına kara leke süren bu tip insanların önünü almak, bunlarla mücadele etmek başta şehrin yöneticilerini, bürokratlarını, siyasetçilerini sonra da biz sivil toplum örgütlerini ilgilendirmektedir. Şehrimizi yönetenlerin ve temsil edenlerin görevlerini yapmalarını istiyoruz. Aksi takdirde bizler hem bu tip insanlara hem de bunlara göz yuman, pirim verenlere (STK’lere, siyasilere ve bürokratlara) karşı sessiz kalmayacağız. Kimse kendini Erzurum’dan daha büyük görmesin. Erzurum, Cumhuriyet’i kuran şehirdir. Erzurum, Mustafa Kemal’in şehridir, Mustafa Kemal’dir. Mustafa Kemal, bu milleti esaretten kurtarmış, bizlere “en büyük eserim” dediği Cumhuriyet’i emanet etmiştir. Onun emanetini ilelebet yaşatmak da bizlerin görevidir, bizler de görevimizin başında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla sunarız.
Ömer Faruk Kızılkaya
Erzurum Turizm Tanıtım ve Kalkınma Derneği Başkanı