Disleksinin “tembellik” veya “dikkatsizlik” değil, beynin bilgiyi işleme biçiminden kaynaklanan nörogelişimsel bir farklılık olduğuna dikkat çekilen çalışmada, sol yarımküredeki dil ve okuma merkezlerinin güçlendirilmesine odaklanıldı. Araştırma, “Dislekside Sol Yarımküre Fonksiyonunun Geliştirilmesi: Auto Train Brain ile 14 Kanallı Nöro Geribildirim Üzerine Bir Pilot Çalışma” başlığıyla yabancı bir dergide yayınlandı.
Çalışma kapsamında geliştirilen nöro geri bildirim temelli mobil yazılım, EEG başlığı kullanılarak disleksili çocuklar üzerinde test edildi. Araştırma sonuçları, özellikle sol temporal lobda (dil ve okuma merkezi) belirgin gelişmeler sağlandığını gösterdi. Eğitim sürecinin ardından beynin bilgi işleme kapasitesini yansıtan gama bandı aktivitesinde artış tespit edildi.
Araştırmayı değerlendiren Eroğlu, disleksinin bir zekâ geriliği olmadığını vurgulayarak, “Bu çalışmayla beynin kendi kendini düzenleme ve iyileştirme kapasitesini harekete geçirebildiğimizi gördük. Düzenli nörofeedback eğitimiyle, beynin dil ve okuma merkezlerinin yeniden yapılandırılabildiğini bilimsel olarak ortaya koyduk” dedi.
Eroğlu, nöro geri bildirimin yalnızca okuma becerilerini değil, öz güven ve sosyal işlevsellik gibi alanları da olumlu etkilediğini belirterek, beyin plastisitesi sayesinde öğrenme güçlüklerinin aşılabileceğini ifade etti. (İLKHA)
