Diploma Erzurum’da, Hayat İstanbul’da

Diploma Erzurum’da, Hayat İstanbul’da

Gençler okulunu burada okuyor, ama geleceğini başka şehirlerde arıyor. Erzurum'da kalan sadece özlem, hasret ve birkaç boş sınıf.

Okulu burada bitiriyorlar, hayali başka şehirde kuruyorlar. Bu da memleket sevdası değil, mecburiyetin ta kendisi.

Erzurum’da üniversite kapısından içeri umutla giren genç, diplomasını eline aldığında ilk fırsatta valizini topluyor. Nereye mi gidiyor? İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e... Bazen de hiç dönmemek üzere Avrupa’ya. Geriye kalan ne? Mezuniyet fotoğrafları, boşalan yurt odaları ve CV’sine Erzurum yazmaktan çekinen bir nesil...

Çünkü bu şehirde gençlere "kal" denmiyor. "Git" demiyorlar belki, ama "kal" da denmiyor. İş yok. Umut yok. Proje yok. Ufuk yok. Herkes “bizim çocuk burada okuyor” diyor ama o çocuk, çoktan başka bir yerde yaşamanın planlarını yapıyor.

Erzurum’da eğitim var ama istihdam yok. Üniversite var ama sanayi yok. Mezun var ama iş yok. Çok acı ama bir tek torpilin önü açık. Bir tek siyasetle yakınlığı olanlar “kalmayı” düşünebiliyor, çünkü onlar için zaten yollar açılmış. Kalanlar, "neden kaldım?" diye her sabah aynaya bakıyor. Gidenler, suçlulukla değil, çaresizlikle bakıyor geriye.

Erzurum’da gençlik, sadece yaş olarak genç. Umut olarak yaşlı. Hayal olarak yorgun. Her yıl binlerce mezun veriyor bu şehir, ama hepsinin hayali Erzurum dışında bir yer. Bu artık kişisel bir tercih değil, mecburiyetin adı.

“Memleketini terk eden gençlik, vefasızdır” diyenlere sesleniyorum: Onlar terk etmiyor, kovuluyor. İtildiği kapıdan dışarı çıkıyor. Çünkü burada kalmak, bir lüks olmuş. Kirasını ödeyemeyen, iş bulamayan, sosyal hayattan nasibini alamayan genç, neye tutunsun? Kışın karına, yazın yapraklarına mı?

Erzurum’un yetişmiş insan gücü, başka şehirlerde devlete hizmet ediyor, özel sektöre katkı sunuyor. Oysa bu gençlerin çoğu, kalmak istiyor. Memleketini büyütmek, kendi toprağında yeşermek istiyor. Ama kimse onlara bu zemini sunmuyor.

Ve en acısı: Gidecek olan gencin vedasında kimse durdurmaya çalışmıyor. Çünkü herkes, o yolculuğun artık kader olduğunu biliyor. Ne tren garı şaşırıyor bu göçe, ne otogar üzülüyor. Alışmışlar artık; gençlik, bu şehirde bir misafir gibi. Diplomasını alınca uğurlanan bir misafir.



Haber Editörü

Hakan DİKMEN

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (1)
Mehmet Kürşat Akan
Değerli kardeşim, tespitlerinizde o kadar haklısınız ki, Otuz yaşına kadar Erzurumda yaşamış bir Erzurumlu olarak, Erzurumdan ayrılırken hislerimi anlatacak bir edebiyat yok. Ama ayrılmak zorunda kaldım. 2006 yılında ayrıldıktan sonra ilk kez 2023 yılında tekrar ziyaret için geldiğimde gördüm ki ve üzülerek söylüyorum ki Erzurumda değişen hiç bir şey yok.

GÜNDEM

Mehmet Kürşat Akan
15.08.2025 14:41:06
Değerli kardeşim, tespitlerinizde o kadar haklısınız ki, Otuz yaşına kadar Erzurumda yaşamış bir Erzurumlu olarak, Erzurumdan ayrılırken hislerimi anlatacak bir edebiyat yok. Ama ayrılmak zorunda kaldım. 2006 yılında ayrıldıktan sonra ilk kez 2023 yılında tekrar ziyaret için geldiğimde gördüm ki ve üzülerek söylüyorum ki Erzurumda değişen hiç bir şey yok.

Haberi Sesli Oku