Modern dünya, sesin değil sessizliğin daha tehlikeli olduğu bir evreye geçti. Eski savaşlar tanklarla, silahlarla yürütülüyordu; bugünün savaşları ise görünmeyen kodlarla, bilinçaltına hitap eden dijital stratejilerle sürüyor. Gürültüsüzlük, artık bir güven işareti değil; çoğu zaman en sinsi saldırının maskesidir.
“Dijital çağda sessizlik, bazen en yüksek volümlü tehdit biçimidir.”
@stratejivefikirler
Artık bir ülke askeri üs kurmadan da başka bir ülkeyi kuşatabiliyor. Bir uygulama indirildiğinde sadece yazılım değil, bir yaşam biçimi de indiriliyor. Çünkü dijital sessizlik, bağırmadan yönlendirmenin, alarm vermeden teslim almanın sanatıdır.
Sessizlikle Gelen Koloni: TikTok ve Algı Tasarımı
TikTok’un Çin merkezli bir şirket tarafından geliştirilmesi, birçok ülkede sorgulandı. Ama mesele “gençler dans ediyor” basitliğinde değildi. Çin, kendi vatandaşlarına bilimsel içerik dayatırken, Batı’ya “eğlence, cinsellik, boşluk” pompalayan bir versiyon sundu. Sonuç? Batı gençliği TikTok ile “sakinleşti”; sessiz, kontrol edilebilir hale geldi.
“İşgal edilen zihin, tank sesi değil, video akışı duyar.”
@stratejivefikirler
Fransa’da, TikTok’un ‘zihinsel sabotaj’ içerikleri nedeniyle devlet yetkilileri alarma geçti. ABD bile TikTok’u yasaklamaya çalıştı. Ama sessizlik galip geldi: “Bu sadece bir uygulama.” İşte en büyük dijital sükûnet yalanı budur.
“Tehdit gibi görünmüyorsa, tehdit değildir.”“Düşman artık bağırmaz; algoritma gibi fısıldar.”
@stratejivefikirler
İsrail’in Sessiz Teknolojik İstihbaratı: Pegasus Yazılımı
İsrail merkezli NSO Group’un geliştirdiği Pegasus casus yazılımı, dijital sükûnetin distopik örneğidir. Telefonun ekranı kapalıyken bile izleme, dinleme ve veri sızdırma özelliğine sahipti. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da öldürülmesinden önce, arkadaşlarının telefonlarına Pegasus bulaştırılmıştı. Ama Pegasus’un sesi yoktu. Alarmı yoktu. Uyarısı yoktu.
“Yeni çağın kurşunları görünmez, hedef aldığı bilinçtir.”
@stratejivefikirler
Netflix Sendromu: Kültürel Kodların Sessiz İşgali
Dijital sükûnetin başka bir cephesi: kültürel yayılım. Netflix gibi platformlar, Batı’nın değer sistemini yayarken, bunu sessizlikle yapar. Karakterler sevimlidir, senaryolar sürükleyicidir. Ama her sahne, bir düşünceyi, bir normu, bir ‘kabulü’ kodlar.
“Kadın-erkek ilişkileri şöyle olmalı.”
“Bireycilik kutsaldır.”
“Aile yapısı sorgulanabilir.”
“Tanrı yerine evrenle barış.”
İşte dijital sükûnetin kodları. Kimse bağırmıyor. Ama herkes dönüşüyor.
“Silahsız savaşlarda senin izlediğin bir sahne, onların attığı bir kurşundur.”
@stratejivefikirler
Meta-Dünya ve Dijital Uyuşukluk
Metaverse, bu çağın ‘sessiz sarhoşluğu’dur. Gerçekten kopartılmış bir birey, dijital evrenin içinde kendini ‘özgür’ sanır. Oysa kontrolün, hiç hissettirilmeden yapıldığı bu yeni evrende, birey sadece bir veri üreticisidir. Sessizlik burada da devrededir. Ne zaman ki biri, “Gerçek dünyaya dönelim” der, sistem hemen onu susturur.
“Dijital uyuşukluk, özgürlük sanrısıyla pazarlanan tutsaklıktır.”
@stratejivefikirler
Türkiye İçin Uyarı: Dijital Sessizlik Felce Dönüşmesin
Ülke olarak en çok bağıranları tehdit sanıyoruz. Oysa dijital sükûnetle yürütülen algı operasyonları, gürültüsüz şekilde milletin zihin haritasını yeniden çiziyor. Bilgi yerine görsel, fikir yerine akım, üretim yerine yorum pazarlanıyor.
“Sessizlik, bazen sesini kaybetmiş bir milletin çığlığıdır.”
@stratejivefikirler
Dijital Sükûnet Bir Savaş Biçimidir
Artık tehditler bağırmaz. Sessizleşen düşmanlar, daha derine nüfuz eder. Biz hâlâ dijital sistemleri ‘konfor’ sanarken, o sistemler bizi otomatik teslimiyet protokolüne sokuyor.
“Dijital sükûnetin içinde gerçek çığlıklar, sadece uyanmış zihinlerce duyulur.”
@stratejivefikirler
Ve bu yüzden, algı operasyonlarına karşı ilk savunma hattı; dijital sükûnetin arkasındaki gerçek niyeti fark etmektir. Aksi halde bir gün, en çok konuştuğumuzu sandığımız anda, en derin suskunlukta esir düşebiliriz.