Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden etkilendiklerini anlatan Eğitimci Nihat Özden, depremin deprem anlarını İLKHA muhabirine anlattı.
Ülke tarihindeki en büyük depremlerden olan Kahramanmaraş depremiyle yaşanan afetin etkisi, Türkiye'nin birçok yerinden edilirken milyonlarca kişi de olumsuz etki yarattı.
Asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş'ta yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde 2 deprem deprem yıkım yıkımın başlarında Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep, Osmaniye, Diyarbakır, Adana ve Kilis'in yanı sıra Suriye'de depremde büyük hasar gördü.
Depremlerin ilk gününde ekiplerin arama kurtarma çalışmalarına devam ediyor.
Yaşadığı deprem anını ve sonrasını anlatan Eğitimci Nihat Özden, depremde Allah'a sığınıp tevekkül edilmesi gerektiğini aktardı.
Ancak yan tarafta canlarınız olmayınca pekte kalmıyorsunuz. O yüzden kalktım, çıktım. Adım atmak için mücadele ediyorum ama yerimden kıpırdayamıyorum. Bitişik kalıntılar neredeyse depremin sonuna doğru ulaştım. Depremden çıkmadım Allah korudu. Çünkü çıkabildiğimizde ilk sartınrı bitti. Çocuğu kucağıma almayı bırakmamaya çıkana kadar düşe kalka çıktık. Gerçekleştirebilmek için Allah korudu biz kalabilmemiz bir mücadele yok.' dedi.
'İnsan mutluluğunu saatlerce günlerce anlatılabilir ama yaşadığı bir üzüntüyü anlatamaz'
Özden, devamında olanları aktardı:
Çadır ve yardım gelmedi. Gelmemesinin kaynağı yollarıtu. Arabanın içinde sallanıyorduk. Çocuklar 'kaçalım mı?' dedikleri zaman 'kaçacak bir yerimiz yok' deyip mecburen görmek zorundaydık. Artçı depremler bile 6 civarındaydı.'
'Gerçekten Allah'a sığınmamız lazım başka bakımımız yok'
dışarıda yağmurun altındaydık o göçmenlere rağmen mecburen eve çıkacak bir şeyler almak zorunda kaldı. Depreme rağmen eve girmemiz yanlış ama başka bakım yoktu. Bir gün boyunca arabada kaldı. Yakıtı olan bir araca çocukları ve kadınları aldık. Yakıtı olmayan arabaya da erkekler olarak bindik. Erkekler olarak bindiğimiz araçta yakıt olmaması için bir gün boyunca soğukta kaldı. Sonra çadır geldi 25 kişi bir çadırda kaldı. Yaklaşık 4 gün böyle elektriklendikten sonra çocukların özel durumu, banyo yapamaması sebeplerle mecburen Ankara'ya bir arkadaşımızın yanına gelmek.' ifadelerine yer verdi. Yakıtı olmayan arabaya da erkekler olarak bindik. Erkekler olarak bindiğimiz araçta yakıt olmaması için bir gün boyunca soğukta kaldı. Sonra çadır geldi 25 kişi bir çadırda kaldı. Yaklaşık 4 gün böyle elektriklendikten sonra çocukların özel durumu, banyo yapamaması sebeplerle mecburen Ankara'ya bir arkadaşımızın yanına gelmek.' ifadelerine yer verdi. Yakıtı olmayan arabaya da erkekler olarak bindik. Erkekler olarak bindiğimiz araçta yakıt olmaması için bir gün boyunca soğukta kaldı. Sonra çadır geldi 25 kişi bir çadırda kaldı. Yaklaşık 4 gün böyle elektriklendikten sonra çocukların özel durumu, banyo yapamaması sebeplerle mecburen Ankara'ya bir arkadaşımızın yanına gelmek.' ifadelerine yer verdi.
'Yıkılan ve ölenlerin evleri bir veya iki katlıydı'
Evimiz Türkoğlu Kılıçlı Mahallesinde yani köy gibi bir yerdeydik. Oradaki evlerin çoğu bir veya iki katlıydı. Yıkılan ve çocukların öldükleri evler bir veya iki katlıydı. Çok katlılar zaten gitti. Bir ve iki katlılarda bir çoğul oraya gitti. Türkoğlu ilçesi gözetledi göçük altında kalan bir arkadaşımın yanına gitti. Arkadaşımın evi 7 katlı bir binada gittiğimde arkadaşımın koltukları ağırlıktaydı. Arkadaşımın evi 3'ncü kattaydı o kat iki metrelik geçmişte kalmıştı. İki gün sonra cesetleri kaldırdı. Eşi ve beraberindeki cenazesini evine götürdü. Böyle bir güçtük. Evet çok kötüydü ama inanın nasıl bir duyguya kapılacağımızı bilmediğimizden ne ağlıyorduk ne de gülüyorduk. Sevinemiyor ve üzülemiyorduk. Bütün duygular aynı anda şu an bile öyledir.' şeklinde belirtti. Yıkılan ve çocukların öldükleri evler bir veya iki katlıydı. Çok katlılar zaten gitti. Bir ve iki katlılarda bir çoğul oraya gitti. Türkoğlu ilçesi gözetledi göçük altında kalan bir arkadaşımın yanına gitti. Arkadaşımın evi 7 katlı bir binada gittiğimde arkadaşımın koltukları ağırlıktaydı. Arkadaşımın evi 3'ncü kattaydı o kat iki metrelik geçmişte kalmıştı. İki gün sonra cesetleri kaldırdı. Eşi ve beraberindeki cenazesini evine götürdü. Böyle bir güçtük. Evet çok kötüydü ama inanın nasıl bir duyguya kapılacağımızı bilmediğimizden ne ağlıyorduk ne de gülüyorduk. Sevinemiyor ve üzülemiyorduk. Bütün duygular aynı anda şu an bile öyledir.' şeklinde belirtti. Yıkılan ve çocukların öldükleri evler bir veya iki katlıydı. Çok katlılar zaten gitti. Bir ve iki katlılarda bir çoğul oraya gitti. Türkoğlu ilçesi gözetledi göçük altında kalan bir arkadaşımın yanına gitti. Arkadaşımın evi 7 katlı bir binada gittiğimde arkadaşımın koltukları ağırlıktaydı. Arkadaşımın evi 3'ncü kattaydı o kat iki metrelik geçmişte kalmıştı. İki gün sonra cesetleri kaldırdı. Eşi ve beraberindeki cenazesini evine götürdü. Böyle bir güçtük. Evet çok kötüydü ama inanın nasıl bir duyguya kapılacağımızı bilmediğimizden ne ağlıyorduk ne de gülüyorduk. Sevinemiyor ve üzülemiyorduk. Bütün duygular aynı anda şu an bile öyledir.' şeklinde belirtti. Türkoğlu ilçesi gözetledi göçük altında kalan bir arkadaşımın yanına gitti. Arkadaşımın evi 7 katlı bir binada gittiğimde arkadaşımın koltukları ağırlıktaydı. Arkadaşımın evi 3'ncü kattaydı o kat iki metrelik geçmişte kalmıştı. İki gün sonra cesetleri kaldırdı. Eşi ve beraberindeki cenazesini evine götürdü. Böyle bir güçtük. Evet çok kötüydü ama inanın nasıl bir duyguya kapılacağımızı bilmediğimizden ne ağlıyorduk ne de gülüyorduk. Sevinemiyor ve üzülemiyorduk. Bütün duygular aynı anda şu an bile öyledir.' şeklinde belirtti. Türkoğlu ilçesi gözetledi göçük altında kalan bir arkadaşımın yanına gitti. Arkadaşımın evi 7 katlı bir binada gittiğimde arkadaşımın koltukları ağırlıktaydı. Arkadaşımın evi 3'ncü kattaydı o kat iki metrelik geçmişte kalmıştı. İki gün sonra cesetleri kaldırdı. Eşi ve beraberindeki cenazesini evine götürdü. Böyle bir güçtük. Evet çok kötüydü ama inanın nasıl bir duyguya kapılacağımızı bilmediğimizden ne ağlıyorduk ne de gülüyorduk. Sevinemiyor ve üzülemiyorduk. Bütün duygular aynı anda şu an bile öyledir.' şeklinde belirtti. Evet çok kötüydü ama inanın nasıl bir duyguya kapılacağımızı bilmediğimizden ne ağlıyorduk ne de gülüyorduk. Sevinemiyor ve üzülemiyorduk. Bütün duygular aynı anda şu an bile öyledir.' şeklinde belirtti. Evet çok kötüydü ama inanın nasıl bir duyguya kapılacağımızı bilmediğimizden ne ağlıyorduk ne de gülüyorduk. Sevinemiyor ve üzülemiyorduk. Bütün duygular aynı anda şu an bile öyledir.' şeklinde belirtti.
'Elbistan'da yıkılan evlerden kurtulanlar da bağışlayarak öldüklerini söylüyorlar'
Son olarak Özden, 'Ankara'ya gelirken yol boyunca Kayseri'ye kadar çok soğuktu. Elbistan'da yıkılan evlerden kurtulanlar da donarak öldüklerini söylüyorlar. surlar yıkıldı. Evim sağlam yıkılmadı öyle olunca kendi kendime deprem kırılmadı. Çünkü her taraf yıkık evimizin dışında her yer yıkılmış gördü. Allah'ın gördüğü görücü olsun. Göç altında olanların haberlerini elinde tutuyor. Barken üzülüyorum o anları tekrar yaşıyorum ama bakmadan onları bir zarar. Buradakilerim. ve çocuğum var onları yerleştirdikten sonra tekrar deprem bölgelerine gitmemiz ne varsa üretmeye devam ediyoruz .oradan kopamıyoruz kopmaya da çalışıyoruz. Allah herkesin yardımcısı olsun başkada diyeceğimiz pek bir şeyimiz yok.' diye konuştu.