Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerde 19 yaşındaki tek çocuğu vefat eden Sariye Kırgız, 'Kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı. 2 ay önce askerlik kâğıdı gelmişti. Askere gitmeyi o kadar çok isterken toprağın altına koydum. Ölüm Allah'tandır. Bir gün bile isyan etmedim. Oraya gideceğim ve buluşacağız.' dedi.
'Kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı'
Oğlunun bulunduğu enkaza giderek seslendiğini ancak cevap alamadığını belirten Yıldız, ' Seslendim ses yok. Babası, dedesi ve babaannesiyle aynı evdelerdi. Ses veriyorum ama ses gelmiyordu. Uykusu vardı, acaba hala uyuyor mu? Diye düşündüm. Uyuyor musun? Diye bağırdım ama hiçbir ses gelmedi. Çaresiz ellerimizle kazmaya başladık. Amcaları, dayıları, halaları ve teyzeleriyle molozları ellerimizle kaldırmaya çalıştık. Bir imdat bekliyorduk ama gönüllüler haricinde imse yoktu. O gün bir türlü gün ağarmadı. Hiçbir şekilde aydınlanmadı. Çok değişik bir gündü. Sonrasında yine arama çalışmalar devam etti ama yok. Hiçbir şekilde kimseden ses çıkmıyordu. 19 yaşında tek evladımı toprağa verdim. Kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı. 2 ay önce askerlik kâğıdı gelmişti. Askere gitmeyi o kadar çok isterken toprağın altına koydum. Ölüm Allah'tandır. Bir tek gün bile isyan etmedim. Oraya gideceğim ve buluşacağız. Tek evladımdı. Taha çok merhametli, çok farklı biriydi.' şeklinde konuştu.
Umut Kervanı aracılığıyla iftar yemeği verdiğini hatırlatan Yıldız, son olarak şu ifadeleri kullandı:
'Oğlum adına kurban kestirip buradakilere yardım ediyorum. Bugün yine Umut Kervanı ile yapabileceğimizi konuştuk. Farklı ülkelerde oğlum adına su kuyusu açtırıyorum. Günde 2-3 saat mezarına gidip hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. Ancak burada hissettirmiyorum. Yeri geldiğinde çocuklar için yapılan etkinliklerde onlarla oynuyorum. Görenler belki 'oğlu öldü ama oynuyor' diyorlardır. Evet, oğlum öldü ve gerçek dünyaya gitti. Çok şükür tertemiz gitti. Ancak buradakilerin hayatı devam ediyor. Buradaki çocukların psikolojisi alt üst olmuş durumda. Psikolog yok, eğitim yok. Su içerken bile hala utanıyoruz. Başkaları da içebiliyor mu? Diye düşünüyorsunuz. Burada zengini de fakiri de aynı. Şurada çok iyi bir savcı oturuyor. Savcı ile aynı yerde oturuyoruz.'