Deprem gerçeği, kentsel dönüşüm nedeniyle şehirde birbiri ardınca açılan inşaat firmaları ve Erzurum…

Daha dün yaşanılan Balıkesir depreminin hemen ardından, aklımdan geçen ilk cümle; bu şehrin Mehmet Sekmen’e, hem de samimi bir şekilde teşekkür etmesi gerektiği, yönünde oldu…

tum1habermedya/gündem/özel/yorum/haber

İlimizin yerleşim ve imar durumunu inkâr etmek, insanlığı inkâr etmekle eş değer olacağından dolayı; işi siyasete dökmenin kimseye bir faydası olmaz. Mantıklı ve uzlaşıcı bir çözüm noktasında birleşmek ve sadece kentsel dönüşüm maddesiyle bu şehire hizmet etmek bile başlı başına bir olaydır. Bu çerçeveden olaya bakış attığımızda; Mehmet Sekmen gerçeğinin farkına varacağımızdan emin olabilirsiniz.

Kimilerine göre, eski binaların toplu ya da münferit olarak yıkılarak yerine daha sağlam ve daha modern bir binanın yapılması aşaması olarak görülse de; “Kentsel Dönüşüm” başlı başına bir devrim, başlı başına bir yeniden yapılanma sürecidir.

Hem de; gerek maddi açıdan ve gerek ise manevi açıdan, ciddi anlamda bedeller içeren bir süreç… 

Öyle dışarıdan bakıldığı kadar “eskiyi yık / yeniyi yap” mantığında bir süreç değil, aşılması ciddi anlamda sıkıntı içeren bir sürü meşakkatli adımı içermektedir. Bize dışarıdan yansıyan ise yık/yap bölümüdür…

Ülkemiz, her geçen gün içerisinde; zamanının gelmesi ve üzerinde bulunduğumuz fay hatlarının değişik etkilerden dolayı, harekete geçmesinin tetiklenmesi sebebiyledir ki deprem sarsıntılarına daha fazla bir şekilde yaklaşmakta, yaşamakta ve hatta meydana gelen bu sarsıntılar sonucunda da, belirli sebeplerden dolayı tıpkı geçen akşam yaşadığımız yıkımlarla karşı karşıya kalabilmektedir.

K. Maraş ve Gölcük depremlerine hiç girmek bile istemiyorum!

Arada yaşanılan bir o kadar değişik yıkımlar ve bu yıkımlarda kaybettiğimiz maddi ve manevi değerlerimizin ise haddi ve hesabı dahi yapılamamaktadır.

Erzurum il olarak jeopolitik, jeolojik formasyon, coğrafik ve dengesiz yerleşim yapısıyla kentsel dönüşüme en fazla ihtiyacı olan ve olması gereken ve hatta kendisine mecburiyet ilan etmesi gereken illerimizin başında gelmektedir. Bu durumun zaruriyeti, son 10 yılda yaşadığımız tüm depremlerde kendisini aleni olarak ortaya koymuş bulunmaktadır.

Son altı ayda şehir dışına yapmış olduğumuz ziyaretlerimizde göz önünde bulundurarak notlarımızın arasına yerleştirdiğimiz en büyük çalışmanın da kentsel dönüşüm gerçeği olduğunu unutmamak lazım.

İşte bu konuda Erzurum en şanslı illerin başında gelmektedir.

Büyükşehir olarak; özellikle ilçe belediyeleriyle birlikte koordineli olarak atılan bu yöndeki çalışmalarda, yarınlara umut veren birikimlerimizin olduğunu çok rahat bir şekilde ifade etmemizin bir sakıncası bulunmamaktadır. Palandöken, Yakutiye ve Aziziye İlçe belediyelerimizin bahse konuda ki adımlarını es geçmemek gerekmektedir.

Ancak bu hususta şehir halkımızın konuya yaklaşım ve mantık olarak algılama hızında istenilen sonucun çıktığına henüz ikna olmuş değiliz. Daha fazla maddi kazanç elde etme amacıyla yapılması gereken çalışmaların aksatılması sekteye uğratılması ve hatta bilinçli olarak başka yönlere çekilmesi, telafisi mümkün olmayacak durumlara yol açabilme riski taşımaktadır. Sırf birilerinin daha fazla maddi kazanç elde edebilmesi amacıyla, geciktirilecek bu çalışmaların yarın bir gün olası depremde yaşanılacak mal ve can kayıplarında her hangi bir değer teşkil etmeyeceği gibi kanuni süreçte sıkıntı içeren yaptırımlarının da olacağı gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca birilerinin cüzdanını dolduracağız diye bilinçli olarak geciktirilen bu kentsel dönüşüm adımı sayesinde de, ne yazıktır ki tüm vatandaşların alt yapı hizmetleri de aksatılmaktadır.

Sonuç olarak Mehmet Sekmen’in ve diğer ilçe belediye başkanlarının bu konuda ki çalışmalarını ve gayretini görmemek ve takdir etmemek olmaz.

Şehrimizde miadını doldurmuş ve halen daha içerisinde mecbur olarak yaşanılan gerçek anlamda çok binamız bulunmaktadır. Bu binalarında ivedi olarak kentsel dönüşüm kapsamına alınarak hızlı bir şekilde uygulamaya konulması gerekmektedir. Bu konuda yapılacak olan en güzel çalışma, elbette ki konunun uzmanları tarafından değerlendirmeye alınmıştır ama biz yine de yeni yaşam alanlarının açılmasını, alt yapılarının çok uzun yıllar kullanılacak bir biçimde hazırlanmasını ve gerekir ise bu konuda diğer tüm çalışmaların ötelenerek kentsel dönüşümün hızlandırılmasının elzem olduğunu belirtmekte fayda var. Dar bir alanda, yıkılanın yerine aynı kıstaslarla yine dar bir alanda hayata devam etmek yerine, hiçbir şehirde olmayan bir yüzölçümü alanımızın olması gerçeğini de göz ardı etmememiz gerekmektedir. 

Çok iyi biliyoruz ki kentsel dönüşüm başarılı bir şekilde devam ettirilir ise bunun yanında alt yapımız, ulaşım ağımız, OSB lerimiz, sanayi tesislerimiz ve sektörel iş alanlarımız, kültür varlıklarımız, tarihi ören yerlerimiz ve buna benzer pek çok standart yapılaşmamız da ortaya çıkacaktır. Spor ve turizm değerlerimiz daha bir göz alıcı ve işe yarar bir biçimde halkımızın kullanımına sunulacaktır. 

Elbette ki bu yapılanma içerisinde kimlere güven duyulabileceğini ise bizlere geçmiş tecrübelerimiz ile birlikte, kadim devletimiz sarıcı eli karar verecektir. 

Bu konuda müteaddit defalar başarısız ve sıkıntılı çalışmalarıyla gündeme düşen ve isminin başında öz, hakiki veya bilmem ne değişiklikleriyle, bilmem kimin veya hangi vekilin akrabası olması münasebetiyle aramızda bulunan.

Veya sırf parası var diye her hangi bir eğitimi olmadan, cafcaflı bir isim ve logo ile inşaat sektörünün içerisine balıklama dalan birilerinin şahsi kazanımlarına basamak olmak suretiyle, 

İnşaat sektörünü tekellerine almaya çalışan ve hemen her dakikada bir tane yeni açılan firmalar yerine; 

Başarılı çalışmalarıyla örnek olmuş olan firmaların tercih edilmesi de bu süreci hızlandıracaktır.

Unutulmamalıdır ki kentsel dönüşüm, bu şehrin en büyük ve en acil ihtiyacıdır! Bu ihtiyacı da elbette ki konusunda uzman olan ve başarılarını ispatlayabilen birilerine yaptırmak gerekmektedir.