Ve Eylül ise takvim, bedel ödemek gelir her ülkücünün aklına...
Ve Eylül ise takvim, bedel ödemek gelir her ülkücünün aklına...
Demokrasinin unutulmayan kara lekesi: 12 Eylül darbesi
12 Eylül 1980 darbesi sürecinde, 650 bin kişi gözaltına alındı, açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 binden fazla kişi için idam cezası istendi. 517 kişinin ölüm cezasına çarptırıldığı süreçte, 50 kişi darağacına gönderildi.
Ve Eylül ise takvim, bedel ödemek gelir her ülkücünün aklına… Vatanını, milletini özünden çok sevmenin bedelidir ödenen… Ülkücü Hareketin temeli de budur. Tabutluklarda yeşermiş, sürgünlerde filizlenmiş, 12 Eylül zindanlarında olgunlaşmış bir iddiadır bizimkisi… O yüzden aklımızda rahata talip olmak yoktur. Aksine bu duygu bizi huzursuz eder. “Oh” dediğimiz, huzurluyuz dediğimiz her an, gözümüzün önüne Yusuf yüzlü şehitlerimizin yüzü gelir. O yüzden asla yılmıyoruz, o yüzden yıllardı pes etmiyoruz. Aklımızın bir köşesinde dün yaşadığımız, yarın yaşama ihtimalimiz olan sıkıntılar var. Bir Çanakkale hatırası var ya, hani paraya yazılan “ Bedeli Çanakkale de ödenir.” diye. Bizim “Büyük Türkiye” ülkümüzün bedeli de Mamak Zindanlarında, dar ağaçlarında ödendi. Fikrimizin bedeli ödendi de, kaybettiğimiz canların, binlerce şehidimizin bedeli nasıl ödenir? O sebeple 12 Eylül ardımızda bıraktığımız acı hatıralardan ibaret değildir. O kara günler, mücadelemizin, direnişimizin anıtıdır da… 12 Eylülde biz kaybetmedik, fikrimizin ve amacımızın kutsallığını işaretledik tarihe.
ÜLKÜCÜ HAREKETİ ENGELLEMEYE YETECEK BİR GÜÇ YOKTUR YERYÜZÜNDE
Allah Türk'ü Korusun ve Yüceltsin
Muzaffer Keklik