Curling’de Algı Büyüyor, Sonuç Küçük Kalıyor

Curling’de Algı Büyüyor, Sonuç Küçük Kalıyor

Uluslararası başarı henüz ortada yokken, algının başarıdan hızlı büyümesi spora değil, tribünlere hizmet ediyor. Eleştiri düşmanlık değil, gerekliliktir.

Curling, Türkiye’de son yıllarda adı en çok duyulan ama karşılığı en az görülen branşlardan biri hâline geldi. Uluslararası turnuvalara bakıldığında; kalıcı, sürdürülebilir ve referans gösterilebilecek dereceler henüz oluşmuş değil. Buna rağmen kamuoyuna sunulan tablo, başarı algısının gerçeğin önüne geçtiğini gösteriyor.

Bu noktada sorun sporcuların emeği ya da sahadaki mücadele değil. Asıl mesele, sonuç üretmeyen bir sürecin başarı gibi sunulması. Spor, iyi niyetle yapılan tanıtım faaliyetleriyle değil; ölçülebilir verilerle, derecelerle ve istikrarlı performansla değerlendirilir. Madalya yoksa, final yoksa, sıralama yukarı çıkmıyorsa; anlatılan hikâye ne kadar parlak olursa olsun, gerçek değişmez.

Tanıtım mı, Performans mı?

Her branşın tanıtıma ihtiyacı vardır. Ancak tanıtım, performansın önüne geçtiğinde problem başlar. Curling özelinde gözlenen durum tam olarak budur. Turnuva katılımları, gelişim süreci gibi kavramlar sürekli öne çıkarılırken, sonuçların neden gelmediği sorusu çoğu zaman cevapsız kalıyor.

Bu soruyu sormak spora zarar vermez. Aksine, sporun gelişmesi için zorunludur. Eleştiriyi “kötü niyet” olarak görmek, uzun vadede branşa en büyük zararı verir. Çünkü eleştirinin susturulduğu yerde ilerleme değil, tekrar başlar.

Süreç Ne Kadar Süreç?

“Süreç” kelimesi sporda sık kullanılır. Ancak her sürecin bir takvimi, hedefi ve ölçüm kriteri olmalıdır. Yıllar geçmesine rağmen uluslararası sıralamalarda anlamlı bir yükseliş yoksa, bu noktada sürecin kendisi yeniden değerlendirilmelidir.

Bu değerlendirme bir suçlama değil; kurumsal sorumluluğun gereğidir. Spor yönetimi, yalnızca katılımı değil, çıktıyı da hesaba katmak zorundadır. Aksi hâlde spor, gelişim değil, alışkanlık üretir.

Görev Devirleri Doğaldır

Her kurumsal yapıda görev değişimleri doğal ve gereklidir. Uzun süreli sonuç alınamayan alanlarda yeni bakış açılarına alan açmak, bir zayıflık değil; aksine kurumsal olgunluğun göstergesidir.

İstifa ya da görev devri kavramlarını tabu hâline getirmek, sporun ilerlemesini yavaşlatır. Yönetimde süreklilik kadar yenilenme de önemlidir. Bu, kişisel değil; tamamen sistemsel bir meseledir.

Sonuç Yerine

Curling’in reklama değil, ölçülebilir başarıya ihtiyacı var. Eleştirinin susturulmasına değil, dinlenmesine ihtiyacı var. Algı yönetimine değil, performans yönetimine ihtiyacı var.

Gerçekler dile getirildiğinde rahatsızlık oluşuyorsa, sorun gerçeği söyleyende değil; gerçeği duymak istemeyendedir. Spor, ancak bu yüzleşmeyle büyür.



Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku