CUMHURİYETİMİZİN 42. YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN

CUMHURİYETİMİZİN 42. YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN

Kıbrıs Türk Halkı, Anavatanımızın desteğiyle verdiği yüzyıllık varoluş mücadelesinde, bir halkın ulaşabileceği en onurlu mertebeye ulaşmanın gururunu yaşıyor.


Sabahattin İsmail

Kıbrıs Türk Halkı, Anavatanımızın desteğiyle verdiği yüzyıllık varoluş mücadelesinde, bir halkın ulaşabileceği en onurlu mertebeye ulaşmanın gururunu yaşıyor.  
Bu mücadelede inanılmaz özverilere katlandık, kanımızı döktük, canımızı verdik, dayanılmaz acılara katlandık. 
Ulaştığımız bu yüce aşama, yani bağımsız, egemen devletimiz, anamızın ak sütü  gibi helaldir.
Kurucusu ve eşit ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti devletinden, ortağı Rumlar tarafından silah zoruyla dışlandığı 1963 Aralık ayı sonundan itibaren, kendi ayrı bağımsız yönetimini oluşturan Kıbrıs Türk Halkı, bu yönetimini aşama aşama geliştirmiş ve 1974 Türk Barış Harekatı’nın sağladığı demokratik ve özgür koşullarda self-determinasyon hakkını kullanarak kendi bağımsız, egemen Cumhuriyetini kurmuştur...

NEREDEN NEREYE GELDİK

KKTC’nin 42. kuruluş yıldönümünde herkes, nereden nereye geldiğimizi anımsamalı, 1974 öncesinin acı, yoksulluk, kan, ölüm, umutsuzluk dolu o karanlık günleri ile bugünleri kıyaslamalı ve bugün sahip olduğumuz herşeyin tek güvencesinin, Anavatanın garantörlüğündeki bağımsız-egemen devletimiz ve Türkiye olduğunu bilmelidir.
1974 öncesinde 548 dolar olan kişi başına düşen milli gelir, bugün yıllardır yaşamın her alanında süren insanlık adına utanç verici, hukuk dışı ambargo ve izolasyonlara karşın eğer 15 bin dolara çıkmışsa; her evin kapısı önünde 2 araba duruyorsa, her gencimiz yüksek öğrenim görüyorsa, 20'den fazla üniversitemizde Dünyanın dört bir yanından 100 bin öğrenci ve öğretim üyesi varsa, her yıl 1.5 milyon turist ülkemizi ziyaret ediyorsa, Dünyanın 80 ülkesi ile kendi limanlarımızdan ticaret yapıyorsak, on binlerce yabancı ülkemizdeki barış ve huzur ortamına hayran kalarak buradan mülk alıp bizimle birlikte yaşıyorsa, her yıl 70 bin insanımız yurt dışı tatile gidiyorsa, kendi ordumuza, polisimize, devlet kurumlarımıza sahipsek, Güneyde korka korka gezip tozduktan sonra, orada kalmayıp güvenli sığınağımız olan kendi devletimize dönüp evimizde geceleri korkusuz bir uyku çekiyorsak, sınırlarımız askerimizin, Mehmetçiğin korumasındaysa, devletimiz ve haklarımız Anavatanımızın koruma şemsiyesi altındaysa, her sıkıntımızda, her felakette Anavatanımız yanımızdaysa, yollarımızı, okullarımızı, hastanelerimizi, barajlarımızı, göletlerimizi, limanlarımızı, 
hava alanlarımızı Anavatanımız karşılık beklemeden yapıyorsa, Anavatandan gelen Anamur suyu ile susuzluk derdinden kurtulduysak, her yıl egemenliğimizdeki deniz, hava ve kara giriş kapılarımızdan 4 milyondan fazla kişi giriş-çıkış yapıyorsa, tanımasalar bile adanın Kuzeyinde ayrı bir devlet ve Halk, ayrı bir egemen devlet, ayrı bir demokrasi olduğu  inkar edilemiyorsa, bunların değerini bilmeliyiz.
Sadece bilmek yetmez, Rum'un, emperyalizmin, işbirlikçilerin, 5. Kolun yaptığı kara propagandaya karşı  genç nesillere de anlatmalıyız, öğretmeliyiz...

NANKÖRLER UTANMALIDIR

1974 öncesinde adanın %3’ünde insanlık adına utanç verici bir kuşatmada yaşarken, tarlalardan, hastanelerden, yollardan alınıp katledilirken, kör kuyulara atılırken, köylerimiz yakılıp yıkılırken, on binlercemiz çadırlarda, göçmen kamplarında yaşarken, Rum devletinin, EOKA’cıların ve adaya gizlice sokulan 20 bin kişilik işgalci, saldırgan Yunan ordusunun baskısı altında, katledilen, aşağılanan, horlanan, her türlü ayırımcılığa maruz bırakılan üçüncü sınıf vatandaşlar iken bugün kendi egemen-bağımsız devletimizin çatısı altında kendi kendimizi yönetiyorsak, örnek bir demokrasiye sahipsek, Anavatanımız her konuda hemen yanımızdaysa ve bizden hiçbirşeyi esirgemiyorsa, bunların değerini bilmeli ve genç kuşaklara da mukayeseli olarak belletmeliyiz.
100 yıldır her kahrımızı çeken, en zor anlarımızda yanımızda olarak imdadımıza yetişen Anavatana karşı bazı kendini bilmezlerin yaptığı nankörlük ve vefasızlık ayıptır, utanmazlıktır
Bu bağlamda kimlerle yeniden ortaklık, yeniden federal birleşik Kıbrıs kurmaya zorlandığımızı da bir kez daha düşünmeliyiz…
Bunlar göz ardı edilerek, “1974 öncesi, 1983 öncesi herşey daha iyiydi, KKTC uyduruk sahte bir devlettir, tasfiye edilmelidir, Türk askeri adadan çıkmalıdır, Kıbrıs askersizleştirilmelidir, garantörlük kaldırılmalıdır, Rumlarla yeniden ortaklık ve birleşik Kıbrıs kurulmalıdır, işgal son bulmalıdır” 
diyenler, ya ne yaptıklarını bilmiyorlar, ya Rumun ve dış güçlerin ödenekli papağanıdırlar, ya 5. Kol görevi yapan ajanlardırlar, ya da akıllarından zorları vardır…
1960-1963 döneminde Rumlarla federal ortaklık ve birleşik bir Kıbrıs kurmadık mı?
Kendini bilmeyen 3 yaşındaki bir çocuk bile sıcak sobaya elini değdirip yandığı zaman bir kez daha o sobaya yanaşmaz…
Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç beklemek aptallıktan başka bir şey değildir…
Acısını onca yıl çekmemize, bize onca pahalıya patlamasına, onca insanımızı katletmelerine karşın hala denenmişi yeniden denemekte ısrar etmek, bunun üzerinde siyaset ve eylem yapmak, sokaklara dökülmek akıl karı mı?

KKTC YAŞAYACAK

Bu soylu ve onurlu aşamadan sonra geri dönüş asla söz konusu olamaz...
42 yaşını dolduran genç bir insanın görmezden gelinemeyeceği gibi, 42 yaşını dolduran, Halkıyla, Anayasasıyla, demokrasisiyle, Meclisiyle, hükümetiyle, mahkemeleriyle, ordusuyla, polisiyle, üniversiteleriyle, tüm kurumlarıyla, sivil toplum örgütleriyle dimdik ayakta olan bir devlet de görmezden gelinemez, yok sayılamaz...
Hiçbir Halk egemenliğini ve bağımsızlığını kazandıktan, kendi devletini kurduktan sonra kendi gönlü ile geri, karanlık, belirsiz, acı dolu günlere dönmez.
Hiçbir halk, bağımsızlık ve egemenliğinden, emperyalist dış güçler ve içimizdeki işbirlikçileri istediği için vazgeçmez, kendisinin ve yeni kuşakların geleceğini tehlikeye atmaz, başka bir toplumun hegemonyası altına girmez, köleliği ve aşağılanmayı asla kabul etmez...
Oysa, Cumhuriyetimizin 42. kuruluş yıldönümünü kutladığımız bugünlerde Emperyalizmin bize empoze etmek istediği çözüm; halkımıza her türlü zulmü,  kötülüğü yapan, aşağılayan, katleden, ambargo uygulayan, köylerimizi yakıp yıkan Rum devletiyle, 
“ Türkiye’nin garantörlüğünün olmayacağı veya sulandırılacağı,  egemenliği olmayan iki cemaatten ve iki eyaletten oluşan, tek egemenliğe, tek devlete, tek halka, tek vatandaşlığa, tek kimliğe, tek ekonomiye dayalı birleşik federal Kıbrıs” kurmaktır…
Kısa sürede bizi Rum egemenliğine sokacak böyle bir safsata uğruna, devletimizden, bağımsızlığımızdan, egemenliğimizden ve topraklarımızdan vazgeçmemiz, Rum yönetimini meşru hükümetimiz olarak tanıyarak, Rum boyunduruğuna girmemizdir; adadaki Türk varlığının bu yolla son bulmasıdır...
Bir kere KKTC’yi ortadan kaldırdılar mı, Türk askerini bütünüyle adadan çıkarmak, Türk halkını yok etmek, Kıbrıs’ı Türkiye’den koparmak, Türk etki sahasından uzaklaştırmak, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki Türk-Yunan dengesini Yunanistan lehine daha da bozmak, Akdeniz’deki stratejik Türk hakimiyetine son vermek, doğal kaynakları gasp etmek, Kıbrıs’ı tümüyle Rumlaştırmak ve Ege Adalarında yaptıkları gibi, Anadolu’ya karşı bir üs olarak kullanmak mümkün olacaktır.
Dolayısı ile bizim, bir asırlık soylu bir varoluş mücadelesi sonucu kurduğumuz ve 42 yıldır tüm baskılara karşı savunduğumuz Cumhuriyetimizi kararlılıkla korumamız, sadece Kıbrıs’taki Türk varlığını savunmanın değil, Anadolu’daki Türk varlığını ve Doğu Akdeniz’deki stratejik-ekonomik Türk milli çıkarlarını savunmanın da gereğidir.
Mukavemetçi Kıbrıs Türk Halkı, devletinin 42. kuruluş yıldönümünü ilk günkü kararlılıkla, bu duygularla kutlamaktadır. 
Bu devleti yerde bulmadık, bu devlet gökten zembille inmedi, bu devlet bize altın tepsi içinde hediye edilmedi....
Bu devlet bir asırdan fazla süren acılarla, özverilerle, kahramanlıklarla dolu soylu bir varoluş savaşımının sonucunda kurulmuştur.
Kıbrıs Türk Halkı olarak, Cumhuriyetimizi ve topraklarımızı bu bilinç ve kararlılıkla koruyacak ve devletimizi sonsuza dek yaşatacağız... 
Bu nedenle sonsuza dek bağımsızlık, sonsuza dek hürriyet, sonsuza dek KKTC diyoruz, demeye devam edeceğiz….



Haber Editörü

admin

Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku