ERZURUM

ERZURUM Haberleri

Coğrafya Kader midir?

Coğrafya Kader midir?

Coğrafya Kader midir?

Coğrafya Kader midir? En büyük eksikliğimiz olan ve her alanda, her yerde karşımıza çıkan bir  “LOBİ” mizin olmayışı… Şehrimizin savunuculuğunu yapacak bir lobimizin olmamasının eksikliğini her daim yaşamamıza rağmen, toplumsal-sosyal ve siyasi her arenada haklarımızın göz göre göre gasp edilmesi olayını yıllardır yaşamamıza rağmen,  “Vatan-Millet-Sakarya” nakaratından oluşan slogan yatıştırması sayesinde yıllardır ağzımız kapalı, vatanına ve milletine sadık bir şehir olmanın da haklı gururunu yaşamaktayız. Ancak o gurur hiçbir zaman karın doyurmadığı gibi, çoğu zamanda da aç bırakmıştır. Şehrimizden masal anlatılarak koparılan/yer değiştirilen kamu kurum ve kuruluşlarımızın örneklerinde olduğu gibi… Tum1haberözel Başka şehirlere hediye edilen yatırımlarımızın hayal kırıklığı bir yana ilimizde var olan mevcut durumdaki kurum ve kuruluşlarımızın birbirinden kopuk ve sadece kendi alanlarıyla ilgili olarak hizmetlerini sürdürmeleri ise başka bir tartışma konusudur. [caption id='attachment_143159' align='alignnone' width='1024'] erzurum[/caption] Öyle ki bütün ilimizin siyasileri başta olmak üzere, bu kurum ve kuruluşların bir araya gelerek, il ve ilçe bazında gerekli çalışmaları yapabilme kapasiteleri belli bir oranın üzerine hiçbir zaman çıkmamıştır, çıkamamıştır ve anlaşılan o dur ki çıkması da şimdilik bu zihniyetlerde mümkün görülmemektedir.  Çok basit bir örnek vermek gerekir ise, halen daha Doğu Ekspresini bir geceliğine dahi olsa ilimizde mola verdiremeyen veya sebebini dahi açıklayamayan bir yönetimin başka konularda fikir birliği sağlaması ve ilimizin menfaatine çalışması ne derecedir, tartışılır. Hangi kurumun iş insanlarına pusula olabilecek çalışmaları/birimleri var? Oysaki bu şehir; kendi sınırları ve çevre il komşularının sınırları da dâhil olmak üzere, hayvancılık ve tarıma dayalı bir takım üretimlerin yapılabileceği bir alan konumunda olmasına rağmen, kış mevsiminin dezavantajlarını avantaja çevirecek bir konumda olmasına rağmen, yer altı ve yer üstü başta madenlerimiz olmak üzere birçok zenginlikleri varken; yanlış yönlendirilmeler, eksik bilgilendirilmeler ve hatta bilinçli olarak bilinmeyen her türlü imalatın içerisine çekilerek, birçok maddi ve manevi kaybın yaşanmasına sebebiyet verilmiştir. Kaybettiğimiz her zaman dilimi; bu şehrin sıralamalarını hep gerilere atmakta, yaşam kalitesini düşürmektedir. Araştırılmadan, fizibilite çalışmaları yapılmadan, pazar oluşturulmadan, alt yapı oluşturulmadan ortaya konulan yatırımların tamamına yakını bugün büyük zararlar ile kapatılmış bulunmaktadır. Var olan ve ayakta kalma mücadelesi veren firmalarımız ise kendi gayret ve çabalarının yanı sıra, her türlü kazanımlarından ödün vererek bu işe ciddi manada emek harcayarak ayakta kalmayı başarabilmişlerdir. [caption id='attachment_143160' align='aligncenter' width='768'] erzurum[/caption] Bu kayıpların müsebbibi olması gerekenlerin bugün mağdurları oynaması, sadece ve sadece bu şehrin kadim insanlarının duygularını sömürmekten başka hiçbir şey değildir. Kış mevsiminin en ağır ve sıkıntılı geçtiği bir coğrafyada, asırlardır bulunmamıza rağmen son 20 yıldır kışın-karın ve yanı başımızda bulunan Palandöken’in farkına vararak, keyfini henüz sürmeye başladığımız gerçeği bile bize utanç olarak yeter. Bu bahse konu keyif sürme işi pahalı ve zahmetli bir uğraş olduğundan dolayı, yöre halkımızın bu konuda harcama yapabileceği bir maddi imkânı da bulunmamaktadır. Yerel yönetimlerin de bu tür harcama yapabilecekleri bütçeleri olmadığı için onlarca yıldır Palandöken nüfusumuzun büyük bir bölümü için seyirlik bir dağ görünümünden öteye gidememiştir. Ömrü bu şehirde geçmesine rağmen Palandöken’e bir kez dahi çıkamayan kaç insanımız var biliyor musunuz? 20 yıl öncesine kadar; elimizdeki imkânları kullanamadığımız için, sanayicimizin ürettiği ürüne sahip çıkamadığımız için, esnafımızın kalkınmasında faydamız olmadığı için, yerli ürün-yerli malı zihniyetine gereken değeri vermediğimizden dolayı, bu şehir gelişmişlik seviyesinin çok altında kalarak, ülke sıralamalarının çok altında bir yerde ancak tutunabilmiştir... Çok değil, daha düne kadar etiketinde üretim yeri Erzurum yazan mallar için “Erzurum da üretilen malda kalite olmaz” diyen bu şehrin halkı, bugün kalkıp ta, bu şehirde sanayi olmaz deme hakkına ne derece sahip olmalıdır, tartışılır. Markete alış verişe gittiği zaman, satın aldığı ürünün menşeine bakmadan alanların büyük bir çoğunluğu bu durumun farkında dahi değildir. Eğitim olmadan, alt yapı olmadan, halkı psikolojik olarak kalkınma hevesine hazırlamadan “gelişme ve kalkınma” olmaz… Tarım ve Hayvancılık hususunda atılan yanlış ve bir o kadar tartışmaya açık teşviklerin, uygulamaların; ilimizin kalkınmasında her hangi bir pay sahibi olmadığını görmemiz için nasıl bir yol uygulanmalıdır, araştırmanın da şimdi tam vaktidir. Yarınlarımızı kendi çocuklarımıza bırakma aşamasında, elimizde olan değerlerimizin dahi farkına varamayışımızın yokluğunu ne zaman anlarız bilinmez. Ve ne yazıktır ki; Narman Peri Bacaları ve katma değer zenginlikleri orada bomboş yatarken. O konuda her hangi bir atılım veya adım atılmazken, daha yanı başımızda olan ve düne kadar her hangi bir özelliği olmayan yörelerimizin akın akın turizm kervanından vagon çalmalarına seyirci kalmamızın cevabı henüz bilinmemektedir. Şehrimizin batıdan ve doğudan giriş çıkışlarında, ana merkez konumunda olan kaplıcalarımızın, yıllardır sadece Erzurum tabiriyle “çimme” amaçlı kullanılmasının ayıbını kim ne zaman çeker bilinmez ama bu tür imkânlara sahip başka yerlerde gerçek müteşebbisler, bulundukları yerlerde durumu lehlerine çevirerek, modern ve günün şartlarını belirleyen yapılaşmaları sayesinde ekonomilerine katkı sağlamaktadırlar. Başta sağlık turizmi olmak üzere her türlü kazanıma açık olan bu yerlere, bu saate kadar tatmin edici bir düzeyde el atılmaması, reklamsız ve yalın bir deyişle can-ı gönülden yatırım yapılmaması şehrimiz ve insanımız adına üzücü bir durum olmaktadır. Yıllardır akarken seyrine daldığımız sularımızın üzerinde bugün rafting denilen bir organik doğa sporu sektörü oluşumunu destekleyeceğimize, önüne set çekmemizin mantığı hiç çözülemeyecektir. Yüzyıllara dayanarak; bütün doğal afetlere, bütün savaşlara ve bütün yorgunluklara rağmen ayakta kalmayı başarabilmiş, tarihin gerçek kokularının üzerine sindiği birçok tarihi eserimizin, içimizdeki birkaç bilinçsiz insanımız tarafından çalınmasına veya tahrip edilmesine göz yummamız sadece ve sadece tarih bilgisinin yoksunluğundan kaynaklanmaktadır. Bugün Tortum’da bulunan bir Öşvank Kilisesinin aynı mimaride yapımı için, ne kadar zaman geri gidilmesi gerektiğinin bilincini yaşayamayan hiç kimse kalkınma ve kazanımdan bahsedemez… Karayazı ilçemizde bulunan ve daha önceden de yerleşim yerleri olarak kullanıldığı tespit edilen, 2500 metre rakıma sahip Kazlıbel dağında bulunan (cunni) cinli mağarasının taşıdığı ruhu anlayamayanların ve oraları yıllarca terörün kucağına teslim eden zihniyetin, bugün bu şehrin kalkınma sürecini sadece birkaç ürünün üretimine bağlaması hayalden öte bir şey değildir. Sadece ve sadece Horasan İlçemizin tarihi dahi, birçok şehrimizin ve hatta dünyada bulunan ülkelerin tarihinden eskilere dayanmasına rağmen, nüfus yoğunluğu ilimizin dördüncü ilçesi konumunda olmasına rağmen, ekonomik ve gelişmişlik kapsamında bulunduğu yere bakıldığı zaman koskocaman bir hiçe sahip olduğunu gördüğümüz vakit, bazı şeyleri tartışmaya açmamız gerektiğinin altını kalın bir çizgiyle çizmemiz gerekmektedir. Bu yıl; 23 Temmuz 2023 tarihi olarak 104 üncü yılını idrak ettiğimiz etkinlikler aşamasında, gönül ister ki bu şehrin ve insanının gerçek manada hak ettiği ve arzuladığı ve hayalini kurduğu “egemenliğinin” gerçek sahibi olduğunu ve “cumhuriyet” kelimesinin gerçek eşitlik manasının varlığını doya doya yaşamasıdır. İşte o zaman var olma mücadelemiz amacına ulaşmış olacak, işte o zaman bu şehrin gerçek manada kalkınması ve kazanma süreci de yeni yüzyılımızla birlikte “şaha kalkacaktır”. Haydi ERZURUM! Tek çaren ve İlk Adımın Yatırım Teşvik Yasasında 6. Bölge kapsamına kalıcı olarak girebilmendir Kalkınma oranlarındaki yerinden, hiç mi yüzün kızarmıyor? Sen ki ülkeleri yönetmiş, yönlendirmiş ve iktidarların hayaline girmiş bir şehirsin! Senin, Türkiye Cumhuriyeti’nin coğrafik açıdan çatısı konumunda iken bugün düştüğün bu temellerde sürünme derdin nedir? Sen; yüz yıllar boyunca ticaretin ana merkezi konumunda iken, dünyanın varoluşundan bu yana en büyük ticaret ağı olan “ipek yolu” nun en önemli merkezlerinden birisi iken, bugün bulunduğun yerden çırpınıp kendine gelmen ve eski güzel günlerine dönmen için neyi bekliyorsun? Yeter artık! Değerlerini başkalarına yedirdiğin, başkalarını zenginleştirip abat ettiğin… İlk Adımın Yatırım Teşvik Yasasında 6. Bölge kapsamına kalıcı olarak girebilmendir. Ya; kalıcı olarak 6. Bölge Kapsamı, ya da kalıcı olarak 6. Bölge Kapsamı. Başka çaren yok ERZURUM…  

Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku