GÜNDEM

GÜNDEM Haberleri

“ÇANAKKALE GEÇİLMEZ”

“ÇANAKKALE GEÇİLMEZ”

“ÇANAKKALE GEÇİLMEZ”

Kaç gündür televizyonlarda ve sosyal medyada: -Gezmediği parti/kapı kalmayan, hiçbir zaman ülkücü olmayan Doğruyolcu fırıldak Heval Meral,i… -Yenilgilere doymayan…Kasetçizade koltuksever mıymıntı Kemal’i… -Atina’yı komşu kapısı yapan Yunansever tatilci Zübük Ekremous’u… -Bizim Sinanpaşa Mahalle’sinin ortasından geçen E-5’de ki…siyah meşin yelek giyen Bulgar tır şoförlerine benzeyen çapsız Mansur’u… -Boğaziçi’nden görünen o güzelim Çamlıca Camii’sine ve memleketi Sivas’a yapılan Yüksek Hızlı Tren’e karşı çıkan İngilizlerin damadı nursuz keftâr Temel’i… -Hem yılışık hem sinsi ÇİNLİ GARSON misali fitne münafık Serok Ahmet’i… Seyretmekten ve dinlemekten midem bulandı… Çanakkale Zaferi yaklaşırken… Şöyle bir Aslan parçasını kaleme alalım ki Gavurdağlı Toros yayla yüreğim biraz ferahlasın… Öyle yapmacık sevgiler, göstermelik saygılar pek tutmaz Adanalının yüreğinde.! -Kalp herkeste bulunur... -YÜREK başka bir şey.! Popüler kültürünün dayatmalarını pek göremezsiniz onlarda.! Çünkü “dalağı dışında” insanlardır. Mahkeme odasına girdiklerinde eğer KADI KÖR ise hiç çekinmeden, direk “SELÂMI ALEYKÜM KÖR KADI” derler.! Gençlik yıllarımızda kavgamızın şehri Başkent Ankara’da defalarca şahidiz ki…Akşam İKBÂL MEYHANESİNDE NARA ATANLARIN…sabah uyandığında nasıl “tepetaklak” gitmeleriyle ilgili ne de güzel söylemiş Urfalı Şair Nabi; “Bağ-ı dehrin, hem hazânını hem baharını görmüşüz, Biz neşâtında, gamında rüzgarını görmüşüz, Çok da mağrur olma kim meyhane-i ikbâlde, Biz hezârâni mest-î mağrûrun humârını görmüşüz.” -Şimdi gelelim yiğidim aslanım: Cevat Paşa’mıza… *** CEVAT PAŞA’LAR UNUTULMAMALIDIR.. Çanakkale 1915…Kanlı bir muharebe sonrasıydı…Bir Paşa, üstü başı toz toprak içinde savaş meydanındaydı. Kan ve barut kokusuna karışmış inlemeler kulaklara mermi gibi giriyordu…Tüfeğine sıkı sıkı sarılmış bir asker gördü. Yatıyordu…Yanına gitti, usulca eğildi…Kıpırdamıyordu. Parmağıyla şah damarına dokundu…Atmıyordu…Şehit olmuştu…Askerin yüzündeki belli belirsiz bir gülümsemeyi o zaman farketti. Gözüne biriken yaşları belli etmemeye çalıştı etrafına bakındı. Onlarcası yatıyordu. Bir tanesi savaş şokuna girmiş, omuzundan kanlar akarak şaşkın etrafına bakıyordu. Eline bir matara aldı, yarayı yıkadı, mendilini çıkardı, askerin yüzünü gözünü sildi ve mendiliyle yarayı sardı. Ayağa kalktı ve yan yana yatan şehitlere baktı. Mırıldandı.. -Fedakâr evlâtlarım... Büyük rütbeyi aldınız. Ruhunuz şad olsun… Az ötede bir sedyeye konmuş, gözleri sargılı bir başka yaralı sıhhiye sedyesine konmuş, ölü ve yaralılara basmamak için bir sağa bir sola yalpalanarak geriye doğru götürülüyordu. Durdurdu. -Nesi var..? -Kafası ve gözleri paşam, şarapnel rastlamış. Yavaşca kulağına doğru eğildi.. -Nerelisin ? -Denizliliyim paşam.. -Adın ne ? -Ömer paşam… -Gözlerinden yaralanmışsın, inşallah iyileşeceksin evladım.. dedi .. Bir yandan da kınalı bir kuzuyu okşarcasına başını okşuyordu. Ömer doğrulmaya çalıştı. -Benim gözlerim göreceğini gördü paşam.. dedi ve başını yavaşça tekrar sedyeye koydu..Paşa arkasını döndü.. Hıçkırıklarla ağlıyordu..Bu paşa Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşaydı.. Sonradan “Çobanlı” soyadını alacak ve Harp Okulunun başarılı subaylardından biriydi. Öyle kahramanlar vardır ki bazen bir hengame ve hercümerç içerisinde unutulur. Çanakkale, bir kahramanlar , centilmenler, fedakarlar, ölümsüzler geçididir. Aynı zamanda Türk’ün bağımsızlığının kurucusu Mustafa Kemal’in ufuktan doğuşunun hikayesidir. Anafartalarda, Conk Bayırında düşmanı tepelerden eteklere , denize doğru sürerken, denizde de kıyamet kopmaktadır. Mustafa Kemal Çanakkale'de cesaret, zeka, ve kahramanlık konusunda yalnız değildir. “Cevat Paşa” (Çobanlı) bunların en önemlilerindendir. Müstahkem Mevki Komutanı Mirliva (Tuğgeneral) Cevat Paşa. Eski püskü boğaz tabyalarını onaran, tahkim eden, gerekli personel ve teçhizat ile boğazı “geçilmez” kılan o’dur.. Ayrıca…Çanakkale'de can pazarı yaşanırken bir kişiye bile şiddetle ihtiyaç duyulduğu zamanda kayıplar karşısında Osmanlı Genel Kurmayı paniğe kapıldı.! Bu bir İMHA harbiydi. Türk milletinin sonu geldi sandılar. Evli askerleri zorunlu olarak izne gönderdiler. “NESLİN TEKÂSÜRÜ İÇİN”. Neslin çoğalması için. Anadolu'da, 'Babam Çanakkale'de kalmış, hiç görmedim' diyenlerin çokluğu bundandır. Bunu öğrenip, gönlün titrememesi, gözlerin yaşarmaması mümkün değil. Allah onlardan razı olsun. Mekânları cennet olsun. Bu savaş 'Çanakkale içinde Aynalı Çarşı' türküsündeki gibi ülkeye “GENÇLİĞİM EYVAH” dedirtti ama o öğrencilerin cesaret aşılayan mücadelesi hem Çanakkale'den zaferle dönenlerin hem de sonraki kuşakların vatanı müdafaa kararlığını artırdı. 18 Mart Çanakkale deniz savaşlarının zafer günüdür ve o gün modern ve ürkütücü bir heybetle Çanakkale boğazına giren zırhlıları, ateş topu yağmuruna tutup çoğunu boğazın dibine yollayan , kalanları da binlerce ölüyü arkalarında bırakarak dönmek zorunda bırakan “Çanakkale Geçilmez” sözünü beyinlere kazıyan Cevat Paşa,Malatya’nın Arapgir ilçesindendir. 1914’te Çanakkale Müstahkem Mevkii KomutanI oldu.Oradan Galiçya cephesine gitti. Birinci Dünya Savaşı sonunda Harbiye Nazırı oldu. Mayıs 1919’da Genelkurmay Başkanı oldu. 1920 de İngilizler tarafından Malta’ya sürüldü. Şimdi burada duralım Canlar… 1919 da Genel Kurmay Başkanlığı sırasında Mustafa Kemal Paşa Mayıs ayında Samsun’a 9.Ordu Müfettişi olarak atanmıştı. Ancak Damat Ferit Mustafa Kemal’den şüpheleniyordu. 14 Mayıs 1919 da Mustafa Kemal’i çağırdı. Odada Cevat Paşa’da vardı. Damat Ferit sorguya başladı.Falih Rıfkı Atay Mustafa Kemal’in ağzından anlatıyor: -Mesela, dedi…Samsun ve havalisinde ne yapacaksınız ? Kelimeler adeta ağzımdan dökülmeye başladı.. -Efendim dedim, İngiliz raporlarına göre Samsun ve havalisinde bazı karışıklıklar varmış…Biraz mübalağalıdır, zannediyorum. Ne de olsa bunlar basit şeyler...Yerinde yapacağımız tetkikat ile hallederiz. Şimdiden isabetli bir şey söylemekten korkarım… Cevat Paşa’ya döndü.. -Siz ne dersiniz ? Cevat Paşa pek tabii bir tavırla ; -Öyledir efendim bu gibi işler yerinde hallolunur.. İçimden Cevat Paşa’ya teşekkür ediyordum. Her birimiz bir koltuğa çekildik ve kahvelerimizi içmeğe başladık.. Damat paşa: -Ne zaman hareket edeceksiniz ? -Ne vakit emir buyurulursa , ben hazırım arzu ederseniz yarın veya öbür gün.. Ve Mustafa Kemal ertesi gün yola çıkıyordu. Cevat Paşa Damat Ferit’i ikna etmişti. 1938’de 67 yaşında hayata gözlerini yuman Cevat Paşa; İstanbul Erenköy’deki, Sahrayı Cedit Mezarlığı’na defnedildi. Naaşı 1988’de buradan alınıp Ankara Devlet Mezarlığı’na defnedildi. Ruhu şâd olsun.Nezd-i İlâhi’de Makamı Âli olsun inşallah. “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ” Cevat Paşa’nın dünyaya haykırdığı bir slogandır. O gün bu gündür Çanakkale geçilmez…GEÇİLEMEZ. 5-Mart-2023 Tarih Öğretmeni Ali KUZENCİK

Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku