ABD haber kaynakları, Pazar günü, Colorado'lu Patrick Thomas Egan'ın, eski Başkan Donald Trump'ın siyasi söylemlerine atıfta bulunarak bir televizyon muhabirine önyargılı bir saldırıda bulunmakla suçlandığını bildirdi.

Olay, Egan'ın 18 Aralık'ta ikinci derece saldırı, taciz ve önyargılı suçlardan şüphelenilerek tutuklandığı Grand Junction'da gerçekleşti.

39 yaşındaki Egan'ın, resmi suçlamada bulunulup bulunulmayacağının belirlenmesi için 2 Ocak'ta mahkemeye çıkması planlanıyor.

Polise göre Egan, o sırada görevde olan KKCO/KJCT muhabiri Ja'Ronn Alex'in arabasını takip etti . Pasifik Adalı kökenli olan Alex, yetkililere etnik kökeninden dolayı hedef alındığına inandığını söyledi.

Bir tutuklama beyanında, taksiyle gelen Egan'ın, kırmızı ışıkta Alex'in yanına yanaşıp, "Sen bir ABD vatandaşı mısın? Burası artık Trump'ın Amerikası! Ben bir Deniz Piyadesiyim ve bu ülkeyi sizin gibi insanlardan korumaya yemin ettim!" diye sorduğu ayrıntılı olarak anlatılıyor.

Yeminli ifadede ayrıca Egan'ın Alex'e nasıl saldırdığı, onu kafasına nasıl kilitlediği ve "onu boğmaya başladığı" anlatılıyor. Tanıklar, Alex'in saldırı sırasında nefes almakta zorlandığını ve bunun da iş arkadaşlarının müdahale etmesine neden olduğunu söyledi. Saldırı, güvenlik kamerası görüntülerine kaydedildi.

Basın Tehlikeleri

Bu olay, ABD'de gazetecilere yönelik artan düşmanlığın ortasında meydana geldi. Basın Özgürlüğü Vakfı, bu yıl gazetecilere yönelik saldırılarda %70'lik bir artış olduğunu ve 1 Ocak'tan bu yana 75 saldırının kaydedildiğini bildirdi.

İlk döneminde medyayı sık sık "halkın düşmanı" olarak niteleyen Trump, Kasım ayındaki seçim zaferinin ardından başkanlığa geri dönmeyi planlarken de benzer söylemleri kullanmaya devam ediyor.

Uluslararası Kadın Medya Vakfı'nın yaptığı araştırmaya göre, güvenlik eğitimi alan gazetecilerin yüzde 36'sı tehdit veya fiziksel şiddete maruz kaldığını, yüzde 28'i ise hukuki tehditlere maruz kaldığını bildirdi.

Tüm bu zorluklara rağmen, Londra Şehir Üniversitesi'nin yaptığı bir anket, Amerikalıların, özellikle de Cumhuriyetçilerin neredeyse dörtte birinin basına yönelik siyasi saldırıları basın özgürlüğüne bir tehdit olarak görmediğini ortaya koydu.