BU ÜNİVERSİTE HASTANESİYLE SAĞLIK TURİZMİ HAYAL
BU ÜNİVERSİTE HASTANESİYLE SAĞLIK TURİZMİ HAYAL/Ömer Faruk Kızılkaya
2016 yılıydı. O dönem üyesi olduğum ERVAK’ın her sene düzenlediği Sultan Sekisi Toplantısı için hazırlık yapılıyordu. Hazırlıkların yapıldığı günlerde Darbe Girişimi olunca bir ara endişe edildi ama girişim başarısız olunca rahatça hazırlıklar tamamlandı ve toplantı, planlanan tarihte gerçekleştirildi. Darbe girişiminin de etkisiyle vekillerin çoğu Erzurum’daydı ve Sultan Sekisi Toplantısı’na katıldılar. Çok anlamlı bir konu seçilmişti: Erzurum’da Sağlık Turizmi. (Burada ERVAK’ın bir geleneğinden söz etmeden geçmeyeceğim: Her sene güzel bir konu tespit edilir, gündeme getirilir ama sonrasında takipçisi olunmaz. İleride bir gün biri çıkıp o konuyu hayata geçirirse de “Biz zamanında bunu gündeme getirmiştik.” denir. Konumuz ERVAK’ın çalışma stratejisi olmadığı için fazla uzatmayacağım. )
Erzurum için doğru bir hedef miydi? Kesinlikle evet.
Vekillerimizin çoğu katıldı, Üniversitemizin doktor olan rektörü ve Tıp Fakültesi hocalarının çoğu salondaydı. Sonuç ne oldu?
Erzurum, Doğu Anadolu Bölgesi’nin başkenti durumundayken sağlık konusunda da bölgenin güvencesiydi. Diğer illerden derdine deva bulmak isteyenler, Erzurum’un yolunu tutardı. Erzurum’un bu özelliği Cumhuriyet Dönemi’yle başlamamıştı. Eskiden beri Erzurum, bölgenin şifahanesi durumundaydı.
Son yıllarda Erzurum bu özelliğini kaybetmeye başladı. Diğer illerde açılan hastaneler, diğer şehirlerdeki Üniversite Hastanelerinde verilen hizmetlerin kalitesindeki yükseliş, seyahat imkânlarındaki düzelmeler, Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinin kalitesindeki düşüş, birbirinden değerli hocaların bu şehirden göçmesi gibi sebeplerle Erzurum artık sağlık turizmi potansiyelini kaybediyor. Diğer illerdeki hastaneler şehirlerini idare ederken Erzurum, Üniversite ile farkını ortaya koymalı ve çevredeki illere ümit olmalı. Erzurum’a dışarıdan hasta geliyor ancak gariban hasta gelip şehre fayda sağlamıyor (Örneğin gece koridorlarda gezerseniz banklarda uyuyan hasta yakınlarını görürsünüz. Yapılan oteli bana karşılık verecek olsalar da istatistiklere ulaşmak zor değil.).
Üniversite yönetimi de bu durumu sorun olarak görüp çözümü için çalışmıyor. Araştırmalarımı yapıp yazımın yarısına kadar gelmiştim ki akşam evimde sosyal medyada gezinirken Erzurum’un son zamanlarda en çok sesini duyuran sanatçılarından Rıdvan Adede’nin, Yakutiye Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji Bölümü önündeki isyanına denk geldim. Çaresizlikten ve sinirinden neredeyse ağlayacak hale gelen Adede, bölümdeki giden tek doktorun yerine kimsenin gelmemesine isyan ediyordu.
Aynı durum Nefroloji Bölümü’nde de yaşanıyordu. FMF hastası olan öğrencim için çok araştırdık ama sonuç alamadık. Şu an bir doktor geldi mi, bilmiyoruz.
Rahmetli amcamın Onkoloji Bölümü’nde nasıl tedavi adı altında oyalandığını da gördük. Hizmetin çok iyi olmadığını işten anlayanlar söylüyor. Hasta yakınlarının çaresizliğini zaten söylemek bile istemiyorum.
Üniversitemizin deneyimli doktorları aynı zamanda şehrimizin tek özel hastanesinde hasta bakıyorlar. Bu da kafalarda ciddi soru işaretleri bırakıyor.
MR ve ultrason gibi görüntüleme hizmetlerinde ciddi bir sorun var. Şehir Hastanesinde en geç iki gün içerisinde randevu alınabiliyorken Yakutiye Araştırma Hastanesinde en erken bir aya randevu alınabiliyor. Başka yerde çekilen görüntüleri kabul etmeyen doktorlarımız, bazen kendi hastanelerde çekilen görüntüleri de beğenmeyebiliyorlar. Bu durum da hastanın başka adreslerde çare aramasına sebep oluyor. Randevu konusunu araştırdığımda gereksiz ve ihtiyaç fazlası talebin çok olmasının en büyük sebep olduğu bilgisine ulaştım. Bunu da yukarıda belirttiğim gibi doktorların tavırları ve döner sermaye ile ilişkilendirdiklerini gördüm. Bir de cihaz sayısı yetersizse neden takviye yapılmıyor? Bunu da anlamak zor.
Yakutiye Araştırma Hastanesindeki oksijen tedavisi (Hiperbarik) gören hastalar da uzun zamandır mağdur. Parası olanlar en yakın Trabzon’daki hastanelere veya Ankara, İstanbul gibi alternatiflere bakarken parası, imkânı olmayan Erzurumlular da yetkisi olup da kullanmayanların imana gelmesini bekliyor. Aynı durum diğer bölümlerde de yaşanıyor.
Temizlik deseniz ayrı bir sorun. İki yıl önce (pandemi dönemi) Acil’de lavabolarda sabun bulamamış, durumu videoya çekmiş ve facebook’ta paylaşırken Rektör Çomaklı da başta olmak üzere birçok yetkiliyi etiketlemiştim. Değişen hiçbir şey olmadı.
Erzurum’da son zamanlarda kültür ve turizm alanında birçok gelişme yaşanırken ve Erzurum turizmin birçok alanına hitap edebilecek potansiyele sahipken baştakilerin bu umarsız tavırları yüzünden kan kaybediyor. Turizm konusunda fakültesi, yüksekokulu ve akademisyenleriyle şehre yol göstermesi gereken Üniversite, kendi potansiyelini bile kullanamıyor. Bunun en büyük sebebini de yönetimin vizyonsuzluğu olarak görüyorum.
Sayın Milletvekillerimiz, Sayın Mustafa Çiftçi, Sayın Mehmet Sekmen, Sayın Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Sayın Gürsel Bedir ve Hastane Başhekimi Prof. Dr. Bilgehan ERKUT bir an önce bir araya gelip bu sorunu masaya yatırmanızı istiyoruz, aksi halde masanın hesabı size kalacak. Bir dost olarak uyarıyorum. Tarihin her şeyi yazma gibi bir huyu var.