Bu “adam” bunları yaparken yorulmamış mı? Ben yazarken yoruldum! (3)
Mehmet Sekmen bu şehir için aslında bir şans, bir nimettir. Bu lafımızı kim nereye çeker ise çeksin umurumuzda değil, ancak bilinmelidir ki bu
“adam”ın vizyonu gerçekten ama gerçekten göze geliyor. Bunu bizler söylemiyoruz ki; ilimize dışarıdan gelen misafirlerimiz, ziyaretçilerimiz söylüyor.
Erzurum’un son yıllarda geçirdiği evre,
Türkiye’mizin
Yeni Yüzyılı misali umut dolu, bereket dolu olacak inşallah.


Başka şehirler ile ilgili olarak yapılan yorum ve mukayeselere bakıldığı zaman
Erzurum’un onların yanında gerçek manada hak ettiği seviyede olmadığını, hem ekonomik açıdan, hem de kültürel açıdan birçok komşu ilimize nazaran geri seviyelerde olduğumuzu ve bu farklılığın çok kısa bir süre içerisinde ortadan kaldırılacağı kanaatinde olduğumuz bilinmelidir.
Türkiye’mizin
Yeni Yüzyılı ve hatta
Türk Yüzyılı olacağı inancıyla, bu yüzyılda ilimizin de dünya tarihindeki yerini alacağı umudumuzdur. Ve bu adımların bir kısmını da
Mehmet Sekmen yönetimindeki
Büyük Şehir Belediyemizin atacağına inancımız da tamdır.
Neden olmasın ki; elimizde mevcutta bulunan değerlerin farkına varabilsek gerisi zaten kolay. Bu şehrin maddi ve manevi değerlerinin birçok ülkede bile olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz, o zaman bu değerleri ekonomiye kazandırma noktasında neden el birliği yapmıyoruz ki? İşte bu aşamada
Mehmet Sekmen aslında bizlere birçok konuda örnekler göstermiş oldu ama halen daha konunun farkına varıp, bu birlikteliği sağlayamadığımız ortadadır.
Bu hususta
ÇETAŞ’ı,
ERKONUT’u,
ESKER’i,
ENERJİ’yi,
KARİYER’i,
PALANDÖKEN’i,
ERZURUMSPOR’u,
KÜLTÜRSANAT’ı
EJDER3200’ü,
ERTANSA’yı ve diğer iştirakleri örnek olarak gösterebiliriz.
İşte
Başkan Sekmen’in vizyonunu ve misyonunu bu iştiraklere baktığımızda anlamaya çalışmalı, ilimizin hak ettiği seviyelere gelebilmesi açısından da hayalleri o seviyede kurmalıyız. Ama şurası unutulmamalıdır ki hayal kurulmadan hiçbir zaman gerçeklere ulaşılamıyor. Önce hayal kurarsın, sonrasında projeye dökersin, masada eksiği gediği var mı tasarım yaparsın ve faaliyete geçirirsin.
Mehmet Sekmen hep bunu yapmış. Malzeme var, amaç var, araç var ve umutta var ise gerisi kendiliğinden ortaya çıkıyor zaten.
“Ne yapmış kardeşim” deyip, kestirip atmak siyaset ve inkâr açısından gerçekten en kolayı…
Ne mi yapmış?
Şehrin değişik yerlerine halkımızın hizmetine verilmiş
Esmek diye tabir ettiğimiz başta
kütüphaneleri olan,
sanat eğitimlerinin ve
el sanatlarının kurslarının verildiği
eğitim merkezleri yapmış. Bu merkezlerde ne yapıldığını merak eden vatandaşlarımız içeri bir girip, neler olup bittiğine bakar iseler en azından kendileri aydınlanmış olurlar diye düşünüyorum. Sonrasında her hangi bir ortamda iken çokbilmiş birileri
“bu adam ne yapmış” diye ahkâm kestiği zaman kalkıp, “kardeşim adamcağızın elinden gelen buymuş bunları yapmış” diyerek inkârcılığın önüne geçmiş olup, dilsiz şeytan olmaktan kurtuluruz fena mı?
Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesini yapmış. Yeşilin, doğanın ve insan ruhunun can bulduğu bir ortamı vermiş halkının hizmetine. Yeşil bir alanda oturmak için kilometrelerce yol tepmekten iyidir en azından. Herkesin arabası yok ki, atlayıp ta gıpta ile baktığımız yeşilliklere doğru gidelim. Belediyemizin
Ulaşım Daire Başkanlığı Sevk ve İdaresindeki Halk Otobüslerine istediğin yerden, istediğin mesafeden, istediğin duraktan binerek rahatlıkla ulaşabilirsin. Eksikleri elbette ki var, kendileri de birileri gibi
İNKÂR etmiyorlar ama her şey yavaş yavaş ve sırasıyla olacak. Her şey daha çok ve hatta çoktan da güzel olacak! Bu arada millet bahçesi demişken; Aziziye Millet Bahçesini, 100. Yıl Millet Bahçesini, Hilalkent Millet Bahçesini, Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçelerini de unutmamak gerekir.
Adam bunları da yapmış.
Mahallelere
taziye evi yapmış, kederli anlarda insanlar yer derdine düşmesin diye. Yeri müsait olmayan olur diye, yer bulunmaz diye. Taziye evine uzak olanlara çadır hizmeti getirmiş ayrıca, çadırının sobasını vermiş vatandaş üşümesin diye.

O çadırın içerisinde yanan sobanın taziyenin devam ettiği üç gün boyunca yakmış olduğu tüpü vermiş, zengin-fakir ayırmadan merhum olanların bütün defin hizmetlerini devralmış. Cenazesi olan vatandaş hiçbir şeye elini sürmeden, defin raporun çıkar çıkmaz araç gelip mevtayı alıp morga götürüp oradan her türlü işlemi yapıldıktan sonra dualarıyla birlikte, hocasıyla birlikte defin yerine, mezarına kadar götürüp defin hizmeti vermiş. Hem de vatandaş definden geri dönüp çadır veya taziye evine geldiği anda da, hemen yiyecek/içecek ikramında bulunmuş. Hatta çadırın içerisinde çay ocağı bile koymuş, halkım bu sıkıntılı durumda bunların derdine düşmesin diye. İlk gün, ilk saat vermiş bu hizmeti Allah’tan başka ne isteyebilirsin ki.
“Yazılanlar yalan ise bize, gerçek ise inkâr edene de nasip olur inşallah”. Daha bitmedi, taziye çadırına veya taziye evine gelen hocası vasıtasıyla da selamını iletip ölmüşlerimizin ruhuna dua okutması unutulacak şey midir? Bütün bunlar yetmezmiş gibi
Mezarlıklar Müdürlüğüne bağlı kesintisiz nöbetleşe dua okuyan birimleri bile var.

Ayrıca mahallelerin belirgin yerlerine
muhtarlık binaları yapmış. Muhtarlık binalarını dipten köşeden ve mahalle camilerimizin altının işgalinden kurtarmış.
Sıradan bir iş misali öylesine yazmak istemiyoruz ama bu “adam” o kadar çok şey yapmış ki, mesela bu şehire
atık su arıtma tesisi yaparak çevreye olan saygısını da yerine getirmiş. Yoksa ne yapmış, demekle sadece bu tesisi saysak hepsine değer. Çünkü toprağa verilen bir damla pisliğin yarınlarımıza ne olarak geleceğini, hep gördük yaşadık. Barajlardan evimize kadar gelen içme suyunun rehabilite edilmesi açısından 150 adet civarında
su deposu yapmış. Bunlar kalemin ucuna gelen çalışmaları, detayını öğrenmek isteyen
ESKİ ye gitsin.
Şükrü Paşa Semtimizin girişinde bulunan
Azerbaycan Aliyev İzzet Begoviç Caddesi Peyzaj Çalışmalarını yaparak göz zevkimizin canlanmasını sağlamış. Bizim de var dercesine gurur duyduğumuz şekilde. Gerçi mukayese edildiği zaman, başka şehirlerde daha güzel olan yerlerde var ve bizde bunun farkındayız ama eskisi olmayanın yenisi olmuyor. Biz buna alışıp göz çirkinliğimizi giderelim, daha iyi yerler de yapılır inşallah. Nasıl olsa
Başkan Sekmen burada.

Günün şartlarına göre
ÇETAŞ ı kurarak fidan üretimini sağlamış, şehrin dört bir yanını yeşile, çiçeğe ve renk renk cümbüşe çevirmiş. İnsanın içini ferahlatan bir ortam oluşturulmaya sağlanmış. Parkları ve bahçeleri ve adım adım millet konaklarını, park ve bahçelere girmiyoruz ve de saymıyoruz bile. Dışarıdan alımlar yerine kendi ürettiği ürünleri kullandığı için kazanç hanesine yazılanları da görmezden geliyoruz vesselam.

Şehrimizin değişik semtlerinde meydana gelen göz kirliğinin önüne geçilmesi açısından dış cephe boyama ve kaplama çalışmaları yapmış, bu sayede ilimize gelen misafirlerimizin veya ziyaretçilerimizin şehrimiz hakkındaki olumsuz yorumlarından ve ön yargılı düşünmelerinden korunmuş oluyoruz fenamı?



Bu doğrultuda şehrimizin
Et ve Süt Kurumu olarak bilinen ve halk arasında kombina olarak tabir edilen yerleşkesinde yapılan çalışmanın unutulması olmaz. O yerleşkede meydana gelen görüntü kirliliğinin ortadan kaldırılması, aynı yerleşkenin şehrimize doğru olan devamındaki
mahrukatçılar sitesinin de aynı manzarayı işaret eden durumu aşamasında Başkanın gayret ve çabalarını “takdir” gerektirir düşüncesindeyiz.

Kalenin etrafındaki çalışmaları bizim anlatmamıza gerek olduğunu zannetmiyorum ama o konuda
Sekmen’e yapılan her türlü ağır eleştirinin dozunun kaçırıldığı gerçeğini saklamanın bir mantığı yoktur. Kale etrafının restorasyonu bir yana, kalenin etrafında bulunan bazı
Erzurum Evlerinin aslına uygun olarak tadilattan geçirilip tescilli olarak restore edilmesi başka bir güzellik olarak karşımıza çıkmaktadır.

Önceki dönem
Yakutiye Belediyesi Başkanı Ali Korkut Beyin başlatmış olduğu ve
üç kümbetler civarında ortaya çıkarılacak olan projelerinin Sekmen’in el atmasıyla
Emirşeyh Mahallesinin hemen yarısını da içerisine alan bir farkı projeye dönüşmesi bu şehrin görselliğinin ifadesidir.
Şehirlerin bir birleriyle yapılan mukayeselerinde görüntü her zaman puan toplamıştır,
Dadaşlar diyarımız; inşallah en kısa zamanda var olan ekonomik atılımlarla istihdam hususunda da göze gelen seviyelere, özlemi duyulan seviyelere gelinecektir.
'ne yapmış' diyebilme cesaretini gösterenlerin, nelerin yapıldığını görme ve yorumlama konusunda da adım atması gerekmez mi?
Bakalım başka neler yapmış bu 'adam'...