ERZURUM

ERZURUM Haberleri

Bitmeyen yolların gurbet yolcusu

Bitmeyen yolların gurbet yolcusu

Bitmeyen yolların gurbet yolcusu olmak, yüreğe her dokunuşta buram buram hasret pınarlarının özlem dolu çilesini yudumlamak ve hep ufka dalarak bir şeyleri özlemek kolay mı sanırsınız?

Bitmeyen yolların gurbet yolcusu

Bitmeyen yolların gurbet yolcusu olmak, yüreğe her dokunuşta buram buram hasret pınarlarının özlem dolu çilesini yudumlamak ve hep ufka dalarak bir şeyleri özlemek kolay mı sanırsınız?

Daima bir şeylerin eksikliğini yaşamak ve alınan her nefeste yarım kalan bir şeylerin farkına vararak, yarınlara hep umutla uyanmak nasıl bir duygudur, bileniniz var mı? 

Kolay olduğunu mu sanırsınız, kendi başına bir yudum suyu içmenin. 

Ve hatta nefes almanın…

Bir lokma ekmeğin ağzınızda nasılda büyüyerek yutkunamaz hale geldiğini hiç biriniz anlayamazsınız… Farkına bile varamazsınız; içtiğiniz bir bardak demli çayın buğusundaki, sılada kalanlara duyulan özlemelerin zehir zıkkım olarak yudumlandığını. 

Umut vardı işte, kavuşmaları için çabalanan ve yarına ulaşan birilerinin, uzun ayrılıklarının sona ereceğine şahit olmanın verdiği hüzünlü mutluluğunun, yarım yamalak keyfi vardı… 

Neydi acaba bu sevdanın ayakta tutan tarafı?

Neydi böylesine dağ, taş dolaştıran arayışın sebebi?

Belki de bir kaçışın hikâyesiydi bu, bir arayışın. 

Hem de tahtadan yapılmış bir otobüsün umuda yolculuğunda başlayan ilk seferinde?

Nasıl ki Yunus Emre dağı taşı dolaşarak “seni ararım” diye methiyeler düzmüşse sevdiğine; nasıl ki bir Karacaoğlan “ela gözlüm ben bu elden gidersem” diye türküler dillendirmişse, Tortum-Yukarı Sivri’nin Ata Şenpolat’ı da kendi türküsünü yazmak için çıkmıştı dağ taş dolaşmaya.  1934 yılının karlı bir zemheri kışının geçit vermeyen Şubatının onuncu gününde gözlerini açmıştı dünyaya, Memet ve Mahide’nin yedinci bahar müjdecisi olarak. 

Umudu olarak…  

Daha çocuk yaşlarda dağları sevmeye başlamıştı Ata. Daha çocuk yaşta bulutlara bakar olmuştu. Yollara takılır kalırdı gözleri ve ara ara sevdiklerine bakar, tekrardan yollara dönerdi bakışları. Köyüne tutkunluğu hayalinde hep vardı. O yüzden bulduğu her fırsatta köyüne koşarak gelir, birkaç gün dahi kalsa özlemlerini dindirir öyle ayrılırdı. Kalabalık bir ailede yaşamanın avantajlarını değerlendirmişti hep. Var olan imkânların kıtlığının ve yokluğun ne olduğunu daha çocuk yaşlarda tanıyan Ata, kazandığı müddetçe elinden geldiği kadar hep dağıtmaya, yardım etmeye ve hatta hayır işlerinde kullanmaya başlamıştı. Yalandan nefret ettiği gibi birilerinin de kendi hakkında yaptığı şeyleri konuşmasından hoşlanmıyordu. Bu yüzden yapmış olduklarını kendisi dahi unutmayı çok seviyordu.

Kurduğu hayallerde, öğretmen olur ise dağ taş gezerek içerisinde tutuşan bu hasret alevini bir nebze olsun söndürür diye düşünmesine rağmen; daha okulu bitiremeden ayrılmak durumunda kalmıştı. Yollarda onu çağıran bir şey vardı. Yerinde duramayışının sebebiydi bu belki.

Yollara ilk seferi kamyonculukla hem de chawrolet (şevrole) marka bir kamyonla Direksiyon başına ilk geçtiğinde de bu duyguyu yaşamıştı aslında. Dağların arasında kaybolmak, güneşin ilk ışıklarını görene kadar şafak bekçiliği yaparcasına direksiyon sallamak ve bilhassa otobüsçülükte her durakta sevdiklerine can- ı gönülden sarılıp, vuslata erenlerin yüzlerinde ki gülümsemelerden kendisine pay çıkarmak.  

Belki de bu durumdu Ata’yı ayakta tutan ve yarınların umuduyla dağ taş dolaştıran. 

Veya gecen bir vaktinde kim bilir hangi dağın, hangi yamacın görünmeyen bir adım sonrasının hesabına düşüp, ardında bırakılanların sevgisini yüreğinde hissetmekti Ata’yı, diğer bir adıyla Atabeyi ayakta tutan. 

Direksiyon başındayken yaşadıklarının hesabına kalksa asla bir daha yüzü gülmezdi Atabeyin…

Erzurum’a olan sevdası dağ taş gezdirmişti hep onu. Bu yüzden 80 li yılların başında kurucusu olduğu Esadaş Turizm Firmasıyla bu kadim şehire neredeyse yarım asırdır hizmet etmektedir. Bu şekilde kendi yüreğinden geçenleri, yine kendi türküsüyle gönül verdiği Erzurum için ortaya dökmektedir.  Atabey’li Esadaş Turizm, kurulduğu günden bugüne kadar teknolojiyi yakından takip ederek çağın gereksinimlerine uygun taşımacılığın simgesi olarak bugün geldiği noktayı tanımlayan, yurtiçi ve yurtdışında en iyi yolcu karayolu taşımacılık sisteminin oluşmasında tam bir kariyere sahiptir. Günümüze kadar yolcu taşımacılığı işini Esadaş Turizm, sektörün öncüsü olma vizyonu ile çağını yakalayarak, yenilenerek gerçekleştirmiştir. Esadaş Turizm, bugün Türkiye’de yaygın ulaşım ağındaki seferleri, yüksek standartlı ve donanımlı filosu ile yılda ortalama 2,5 milyon yolcu taşıma kapasitesine sahiptir. Kaldı ki bu isim altında almış olduğu bütün ödül ve başarıların tamamını Erzurum ve Erzurumluya adamak bile bu şehire olan bağlılığının ifadesi olarak görülebilir.  

Böylesine bir firmanın Erzurum ve Erzurumlunun olması, Atabey’in önderliğinde atılan her adımda önce Erzurum diye nitelendirilmesi elbette bu şehir için bir şanstır. İşte bu yüzden Atabeyimiz, Ata Şenpolat Beyimiz; bu şehrin engin zirvesi olan Palandöken’in doruğunda, “Erzurum Kartalı” olmayı hak etmiştir.      

Uzman Gazeteci/Yazar Hakan Dikmen



Haber Editörü

Vedat Kan

vedudi25@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku