Bir organizasyonun ardından / özel-yorum-değerlendirme-haber
Aşureyi çok severim!
Karın doyuran bir yemek olmasından öte; verdiği mesaj, kapsadığı maneviyat ve sonrasında ortaya çıkan gücün cezbeden tadı sarıverir hemen bulunduğu bünyeyi.
Her lezzet vardır içerisinde; öyle ki en küçük malzemesinden, en büyük malzemesine kadar farklı bir tat katma özelliğini barındırır.
Hazırlanışı, pişirilmesi, tatlandırılması, hayat bulması, dinlenmeye alınması, bilhassa ayırım yapılmaksızın hemen her kap ve kapıya servis edilişi ve ağızda bıraktığı lezzet ile birlikte vücuda salgıladığı enerjinin tarifi ise izahı farklı bir boyut…
Kazan kaynamaya başlayınca; içerisindeki çeşitliliğinin, malzemesinin cinsinin veya boyut farklılığının, hatta ve hatta miktarının dahi hiçbir önemi yoktur.
Önemli olan tek bir şey var; o da, amaca hizmet etmek.
İçimden öyle geldi; kadim şehrim Erzurum’da son birkaç gündür yaşanılan şeyleri, aşure kapsamında değerlendirmek istedim.
En küçük malzemesinden, en büyük malzemesine varana kadar kendi lezzetini kazana ve dolayısıyla kepçeye aksettiren olaydan…
Bu masalımsı seyri kim nasıl yorumladı bilmem ama benim yorumum bu yönde olsun istedim.
Zaten 1001 Gece Masallarını andıran bu kareleri hazmedip, kendime gelebilmem kaç gün daha sürer hiç tahmin bile edemiyorum.
Düşünsenize şehrin tarihinde ilkleri yaşıyoruz.
Yalan diyecek bir ağız var ise dinlemeye hazırım!
Ekonominin, siyasetin ve bürokrasinin, tarihin, kültürün, sporun, gastronominin, halkın ve bizden olan, bizim olan yani doğal olan her şeyin hem de idame ettirenleriyle birlikte bir arada bulunması. Ortak bir payda ekseninde fikir birliğine varılması, ortak bir anlayış kavramıyla mutabakatın sağlanması, problemlerin çözüm noktasında reçetelerinin işaret edilmesi aşamasında ki tüm bu yaşanılanların, kadim şehrimin tarihi açısından ilk olması nasıl görülemez ki?
En küçük bireyinden, en büyük bireyine varana kadar sağlanan katkıyı görmemek veya verilmek istenilen mesajı almamaya çalışmak ise işte bu şehire ve insanına ihanetin en büyük adımıdır.
Kindir, nefrettir ve bir şeylerin intikamının (!) alınması çabasıdır.
Böylesi güzel ve anlamlı bir ortamda bulunma özelliğine, tıpkı nadide şehrim gibi ilk kez şahit olduğu her halinden belli olan Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi’nin Palandöken’de yapılan Kültür Turizm ve Ekonomi Forumun da ki hitaplarında ifade ettiği, sade ve öz olan ama gerçek anlamda ciddi mesajlar içeren konuşması, bana bütün hikâyenin ana temasını anlattı diyebilirim.
Vali Mustafa Çiftçi’nin, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı olan ve bulunduğu her ortamda korkusuzca, başı dik ve gururla ifade ederek verdiği “Dünya 5 ten büyüktür; çünkü insanlık beşten büyüktür” ifadesinin sahibi olan Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllardır dile getirmiş olduğu, küresel adaletsizliklere karşı insan merkezli bir düzen arayışının en güçlü çağrısını; bir kez daha sunumunun içerisinde ifade etmesi ve bunu da Palandöken’in asırlara meydan okuyan zirvesinden, tüm dünyaya “ekonomi alanındaki bir yansıması” olarak değerlendirmesi ise yarınlarımız için umut ışığı olarak algılamamak nasıl mümkün olabilir ki?
Görünürde bir ekonomi işbirliğinin teşkilatlanması ama yansımasında insanlığın gerçekten de 5 ten büyüklüğünü gösteren bu birlikteliğin verdiği sıcak mesajların, tarihin yazıldığı şehir Erzurum’dan seslendirilmesinin keyfini çıkarmamıza kim engel olabilir ki?
Bilhassa Ekonomi İşbirliği Teşkilatına üye ülkelerden Dadaşlar diyarı şehrimize konuk olarak gelen; İş adamlarının, siyasetçilerin, diplomatların, bürokratların, sivil toplum kuruluşlarının ve alanında uzman isimlerin ülkemizdeki paydaş kurum ve kuruluşlarıyla bir araya getiren “Palandöken Kültür Turizm ve Ekonomi Forumu” toplantısının etkilerinin şehrimiz için neleri ifade ettiğini azimle çalışmaya devam eder isek yaşayabiliriz.
Elbette ki bu çalışmadan kastımız; aylar öncesinden çalışmalarına başlayan ve bu birlikteliğin Koordinatörü olan Muharrem Çığlık ve icra komitesinin başlangıç olarak çizdiği ve şehrimizin tüm erklerinin bir arada ve aynı amaç doğrultusunda yapmış oldukları planlı çalışmalardır.
Hemen her kurumun ve dahi bireyin, katkısı tabii ki inkâr edilemez. Ancak bazı kurumların yapmış oldukları çalışmaların ve tüm dünyaya vermiş oldukları mesajların altını da özellikle çizmemiz de fayda vardır diye düşünmek lazım gelir.
Mesela 2025 Turizm Başkenti çalışmalarında koordinatörlük icrasında görev yapmasının yanı sıra aynı tarihe denk gelen Kudakaf’25 organizasyonunun parolası olan “kariyer her yerde” nin bir parçası olarak tüm dünyaya farklı bir mesaj daha veren gözdemiz Atatürk Üniversitesini, Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu nezdinde tebrik etmemek elde midir? Rektör Hocamızın yoğun mesaisi içerisinde, ilave olarak ilaç sanayisinin önde gelen ve söz sahibi olan isimlerinin katılımıyla yapmış olduğu panelde verdiği mesajların bana göre en önemlisi; bu şehrin artık birçok etkinliğe, kongreye ve toplantılara ev sahipliği yapabileceği yönünde olmuştur.
Gıpta ile özenerek ve iç geçirerek izlediğimiz ve bilhassa bazı sahillerimizde bulunan şehirlerin başını çektiği ilaç kongrelerinin, değişik amaç ve içerikli toplantıların bu saatten sonra bu şehirde de, her mevsimde başka güzellikleriyle, hatta ve hatta diğer illerden daha kaliteli yapılabileceğini göstermiş olması, bu şehrin değişim göstermeye başlamış olan gelişim adımlarının yarınları için avuntumuzdur.
Aynı tarihlere denk gelen 2025 Avrupa Kış Sporları Başkenti kapsamındaki yapılan spor karşılaşmaları da; gerek şehrimiz tesislerinin ve gerekse Palandöken’in Kış Sporları potansiyelinin tanıtılması açısından dönüm noktası olmuştur. Dünya listelerine giren ve bırakın ülkemizi, dünyada sadece belirli birkaç yerde olan doğal pistlerimizin, güzelliğiyle birlikte varlığı ve tesisleşme durumu daimi olarak neden değerlendirilmesin ki?
Atılan tüm bu adımlarda; bir belediyeden daha çok, gerçek bir ev sahibi anlayışıyla ve ciddi bir Erzurum Sevdasıyla hareket eden Mehmet Sekmen’in maddi ve manevi her türlü katkısıyla birlikte, samimi ağabeyliği ise takdire şayandır.
Elbette ki özlemlerimiz bir bir yerine getirilirken, aslolan ve daima varlığını hayal ederek nefes aldığımız bu şehrin bir lobisinin olmaması sıkıntısı, bu tür organizasyonlarda hep karşımıza çıkmaktadır. Gerçi atılan adım ve gelinen aşama bu oluşumu göstermekle birlikte, kalıcı olmaması ve bu organizasyonun bitiminden itibaren her kurum ve kuruluşun eskiden olduğu gibi kendi çerçevesinin içerisine girecek olması üzüldüğümüz gerçeklerin başında gelmektedir.
Evet, gerçekten de 1001 gece masallarını andıran birkaç gün yaşadık.
Göklerde kadim ve şanlı ordumuzun hava gücünü temsilen Solo Türk’le! Yerde, bu şanlı orduya her türlü desteği sağlayan savunma sanayimizin nadide değerleriyle, dünümüzle-bugünümüzle ve hayalini kurduğumuz bilimiyle, eğitim neferlerinin katkılarıyla, iş insanlarının fersah fersah kazanımlarıyla, yediden yetmişine kadar tüm halkımızın Güçlü Türkiye’nin Yeni Yüzyılda ki versiyonuyla…
Bu organizasyonun değişik aşamaları, 2025 Turizm Başkenti kapsamında yıl içerisinde devam edecek ama şu son üç dört günlük kazanımın Erzurum ve Erzurum’un ekonomi kapasitesinin gelişimi için fırsat olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunun içinde az dahi olsa bu birlikteliklerin ve azmin devam etmesi elzemdir.
Ayırım yapılmaksızın, siyasi görüş ortaya konulmaksızın, sen veya ben diye adlandırılmaksızın.
Amasız, lakinsiz ve fakatsız olarak…
Tıpkı bir aşure amacında!
Sebep olanlardan, emeği geçenlerden ve katkı sağlayanlardan Rabbim razı olsun…
Devamı dileklerimizle.