Bir markan daha oldu Erzurum
Gözleriniz kapadığınızda, metrelerce yükseklikten aşağı süzülen ve çevreye yansıyan çiğ damlacıklarının arasında, yüzünüze her vurduğunda içten içe bir rahatlama hissettiğiniz an anlayın ki farklı bir zaman diliminde, farklı bir ambiyansın içerisindesiniz.
Sizi çıldırtan bir güzelliğin içerisinde…

Huzurun iç sesi…
“Huzurun iç sesi” demiştik daha önceden, hayallerinin üzerine çıkmak için öncelikle Palandöken Dağlarının cana can katan kekik kokusundan havalanıp, Tortum’un eşsiz güzellikte olan yemyeşil yaylalarında o bahsettiğimiz “huzurun iç sesini” aramaya çıkmalısınız…
Tum1haber/Medya/ÖZEL
Veya Hınıs’ın gizem dolu kanyonlarında, heyecanın doruklara ulaştığı ve içinizi ürperten bir bilinmez girdabın içerisinde içinizi hapseden bir atmosferin, genzinizi okşayarak vücudunuza verdiği rahatlamanın etkisiyle, bu güvenin kokusunu aramaya çıkmalısınız…

Hayallerimin kokusunun peşinden gittim…
“Ben bir gece yarısı burnuma gelen bir kokuyla adım attım bu işe” diye başladı konuşmasına Serkan Demir. Açılışını yaptığı kendi emeğinin, kendi göz nurunun daha doğrusu kendi hayallerinin kokusuydu bu. Çocukluğunda içerisine uhde kalan bir hayalin kokusu…
Çocukluğumda memleketimin yemyeşil dağlarında, ormanlarında ve yaylalarında bin bir çiçeğin arasında bu kokuya hasret yaşamışım. Dağlarımdan yayılan ve ab-ı hayat hissi veren, çimenlerin arasında saklı yaşayan, değişik yeşillerin ortaya çıkardığı tarifi imkânsızlaşan bu kokuyu aramakla çocukluğumu yaşamışım; diye anlatmaya başladığında sanki de o kalabalığın içerisinde bahsettiği engin ve uçsuz bucaksız yemyeşil dağlara gitmişti Serkan Demir.

Bir dağ çiçeğinin kokusuna uyandım
Kokunun tarifi yapılamazdı elbette ama Serkan Demir hayallerinin tarifinin içerisine o kokuyu yerleştirmişti ve her hayale daldığında, rüyanın gerçeğiyle uyanıp yeni bir dağ çiçeğinin kokusunu getirmişti aramıza.
Erzurum MNG AVM, farklı ve özel günlerinden birisini daha yaşarken, Erzurum’un sosyal yaşantısının içerisinde var olmanın da haklı gururunu taşıyordu. Bir şeyler ortaya koyabilmenin, bir çalışmanın içerisinde bulunmanın ve bu faaliyetlerden faydalanan birilerinin sevincinden kendisine pay çıkarmanın tatlı heyecanı. MNG AVM de bu heyecanın hiç bitmediğine bir kez daha şahit oldu bu şehir.

“Tortum” hayalin adıydı
“Tortum”, Erzurum ile buluştuğu gün zaten amacına ulaşmıştı sanki de… Kendisi daha buraya gelmeden dünyanın birçok yerinde görücüye çıkmış ve insanların ruhuna hitap eden rayihasını etrafa savurmuştu bile. Bugün kalabalık bir katılım ile açılışı yapılan, bu ahengin sadece ve sadece adı olmuştur.
“Tortum” sadece bir parfüm değil, hayalin adıydı. Özlemenin ve umut etmenin adıydı. Hüzünlenmenin değil, sarıla bilmeyi arzu etmenin adıydı.

“Tortum” insanın kendisine olan güvenin aromalı haliydi
“Tortum” insanın kendisine olan güveninin aromaya katılmış haliydi. Ve “Tortum” Serkan Demir liderliğinde bir azmin dünyaya açılan heyecanın ta kendisiydi. Bugün Erzurum MNG AVM de açılışı yapılan ve gerçek manada ciddi ve samimi bir katılımın sağlandığı, yapmacık ve rol kokmayan, muhabbetin ve üretmenin kokusu yayıldı şehrimize.

Tortum bir koku olarak diğer ilçelerimize de isimleriyle yayılırken, Erzurum’un adıyla birlikte adı anılan her ilçemizi de dünyaya tanıtmaya başlamıştır. Brezilyada bu kokuyu kullanan şahıs merak edip Tortum Şelalesinin çıldırtan serinliğini üzerinde taşırken bu gurur Serkan Demir’den daha çok, şehrimiz Erzurum’un olacaktır. Bugün Erzurum MNG AVM de bir açılış vardı evet ama bu sadece bir işletme açılışı değildi; Erzurum’un yarınlarına, gururla açılmış bir üretimin penceresiydi.

Ve bir markan daha oldu Erzurum, ne kadar övünsen azdır.