Bir Fotoğraf Bin Yılın Sessizliği

Bir Fotoğraf Bin Yılın Sessizliği

> “Bazı fotoğraflar gülümsemeyi değil, düzeni gösterir. Bu karede adalet yok, sadece hizalanmış güçler var.”

Bir kare gördük.
Gülümsemeler, tokalaşmalar, protokol ciddiyeti…
Ama dikkatli bakanlar için o karede bir ülkenin adalet hikâyesi vardı —hem de tüm çıplaklığıyla.

Bu ülkede artık adalet kürsüde değil, masada oturanların yüzünde okunuyor.
Fotoğrafın ön sırasında oturanlar değil, arkadaki gölgeler anlatıyor gerçeği.
Yargının bağımsızlığı kitaplarda kalmış, bağımlılık fotoğraflarda poz vermiş.

Bir yanda Avrupa’dan gelenler, diğer yanda yargının en üst makamları…
Sanki “bakın, biz de uygarlık kulübündeyiz” pozu.
Ama o masadaki kahveler soğumadan, memlekette biri hâlâ adalet arıyor.
Arıyor ama bulduğu şey; dosya rafında bekleyen kader, adliyede unutulmuş vicdan.

Bir fotoğrafın anlattığı şey, kelimelerin korktuğu yerdir.
Kimse yüksek sesle söylemez ama herkes bilir:
Adaletin terazisi artık hassasiyetle değil, talimatla ayarlanıyor.
Bir mahkeme kararı değil, bir bakış yetiyor.
Bir savcı iddianame yazmadan, manşetler çoktan hükmü vermiş oluyor.

Sonra o kareyi paylaşanlar “devletimizin gururu” diyor.
Oysa o karede devlet değil, devasa bir sessizlik var.
O sessizlik, halkın “belki bu sefer adil olunur” umudunun üstüne çökmüş.
Ve en tehlikelisi: Herkes alışmış.
Alıştıkça, adalet biraz daha fotoğraf karesine sıkışıyor.

Artık adalet mülkün değil, mülk sahiplerinin teminatı.
Kim güçlüyse, hak da onun.
Kim fotoğrafta ön sıradaysa, masanın altındaki gerçeği de o saklıyor.

Bir karede bir ülke gizli bazen.
Gülümsemelerle kamufle edilmiş bir çöküş.
Ve o kare, bin kelimeden fazlasını söylüyor:
“Susun, çünkü konuşmak artık suç.”



Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Anahtar Kelimeler: Fotoğraf Yılın Sessizliği
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku