Beyaz Saray Ankara'ya F-16'dan 'saldırıyor': Türkiye, ABD'nin 'İsveç pazarını' engelliyor
Beyaz Saray Ankara'ya F-16'dan 'saldırıyor': Türkiye, ABD'nin 'İsveç pazarını' engelliyor
Beyaz Saray'ın resmi Ankara'yı sürekli yanıltma girişimleri artık Türkiye-ABD ilişkilerinde ciddi bir kriz yaratmaya başladı... Bu durum iki dev NATO ülkesi arasında sonradan çözülmesi çok zor olacak yeni sorunlar yaratabilir ve Türkiye bu duruma son verebilir. Rusya ve Çin'in yanında yer alın.
Türkiye'nin uluslararası alanda etkisinin artmaya devam ettiği yadsınamaz bir gerçektir. Şu anda resmi Ankara, birçok önemli uluslararası sorunun çözümü sürecinde öncü rol oynuyor. Üstelik Türkiye, dış etkilerin dışında konumlanarak maksimum düzeyde bağımsız bir siyasi rota izlemiştir. Bu da Türkiye'nin uluslararası rakiplerini hiç memnun etmiyor.Ayrıca, Türkiye'nin uluslararası rakipleri arasında Fransa'nın özel etkinliğiyle öne çıktığını da belirtmek gerekiyor. Böylece resmi Paris, Türkiye'nin ulusal çıkarlarının olduğu her bölgede mutlak rakip olarak hareket etmektedir. Fransa'nın dış politika öncelikleri arasında Türkiye ile normal ortaklık ilişkileri kurma hedefi hiç yok. Ve resmi Paris, Türkiye'nin uluslararası alanda Fransa'nın konumunu devralabileceğinden ciddi şekilde endişe duyuyor.Ancak şu anda resmi Ankara, Fransa'nın Türkiye düşmanlığından hiç endişe duymuyor gibi görünüyor. Tam tersine Türkiye Fransa'yı pek dikkate almıyor. Hatta bazı durumlarda resmi Paris'e karşı ironik bir tavrı olduğunu açıkça hissediyor. Türkiye lideri Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u yalancı olmakla suçladı.G-20 zirvesinde iki lider bir araya geldiğinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Emmanuel Macron'a Türkiye'ye ziyaret için başvurduğunu hatırlattı ve daha sonra neden fikrini değiştirdiğini sordu. Fransa Cumhurbaşkanı çeşitli bahanelerle açıklamalar yaparken, Türk lider kayıtsızca onun sözünü kesip, 'Tamam, olur, ne zaman istersen gelebilirsin' diyerek oradan uzaklaştı. Bu da resmi Ankara'nın Fransa'ya karşı konumunu tahmin etmeyi mümkün kılıyor.Aslında artık resmi Ankara, Fransa ile yaşanan anlaşmazlıklardan ziyade Türkiye'nin hem ABD hem de Avrupa Birliği ile derinleşen sorunlarıyla ilgileniyor. Özellikle ABD Kongresi'nin Türkiye'ye karşı sert tutumu, iki askeri müttefik arasındaki ilişkileri daha da kötüleştiriyor. Dolayısıyla ABD Kongresi son yıllarda Beyaz Saray'ın Türkiye ile askeri ticaret ortaklığını minimuma indirmiş görünüyor.Gerçek şu ki, ABD Kongresi bir dönem Beyaz Saray'ın Türkiye'ye F-35 savaş uçağı satma kararını resmi Ankara'nın bedelini ödemesine rağmen engellemişti. Bunun sonucunda Türkiye, Rusya'dan S-400 uçaksavar füze sistemlerini satın aldı. Bununla birlikte Türkiye'nin hem ABD hem de NATO ile bazı sorunları vardı.Ancak resmi Ankara'nın ilkeli tutumu, Beyaz Saray'da Türkiye gibi bir askeri müttefiki kaybetme olasılığı konusunda ciddi endişelere neden oldu. Çünkü Türkiye şu anda NATO'nun ordusu açısından ABD'den sonra en güçlü ikinci ülkesi. Dolayısıyla NATO'nun vazgeçilmez ülkesi olarak kabul edilen Türkiye'yi kaybetme tehdidi, ABD'nin stratejik çıkarlarına ağır bir darbe olarak değerlendiriliyor. Üstelik Türkiye'nin Rusya ve Çin ile daha iyi ilişkiler kurma potansiyeli, Beyaz Saray'da genellikle öngörülebilir gelecek için en ciddi askeri-siyasi tehdit unsuru olarak görülüyor.Beyaz Saray'ın son dönemde Türkiye'nin ABD'ye yönelik memnuniyetsizliğini zayıflatacak bazı adımlar atmaya çalışması ilginçtir. Ankara ile F-16 anlaşmasının uygulanmasına engel olunmayacağı sözü verildi. Ancak Beyaz Saray'ın geleneksel alışkanlıkları ABD'nin Türkiye'ye yönelik taahhütlerini yerine getirmesine izin vermedi. Bu da artık Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir çelişki konusu haline geldi.Gerçek şu ki Beyaz Saray, ABD'nin Türkiye'ye F-16 savaş uçağı satabilmesi için Ankara'nın İsveç'i NATO'ya kabul etmesini talep ediyor. Ancak Türkiye bu tür taleplerle 'siyasi pazarlık' başlatılmasının kabul edilemez olduğunu düşünüyor. Çünkü bu iki konunun birbiriyle alakası yok. Üstelik tamamen farklı hukuki anlayışlarla yönetiliyor. Zaten Türkiye ile İsveç arasında NATO üyeliğinin şartlarını belirten resmi bir anlaşma var ve ABD bu belgenin imzacıları arasında yer almıyor.İsveç'in Türkiye'ye karşı bazı yükümlülükleri var. İsveç'in bu yükümlülükleri yerine getirmesi halinde resmi Ankara, ülkenin NATO üyeliğine karşı vetosunu geri çekebilir. Ancak İsveç, resmi anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeye hiç de istekli değil. Bu konunun çözümü de şüphesiz TBMM'nin önümüzdeki aylarda alacağı karara bağlı.Ne kadar tuhaf görünse de ABD bu gerçekle yüzleşmek istemiyor. Türkiye, İsveç'in NATO üyeliğini kabul etmesi için resmi Ankara'ya baskı yapmaya çalışıyor. F-16 savaş uçaklarının Türkiye'ye satışının ancak bu konunun bir an önce çözülmesine bağlı olduğunu vurguladı. Artık bu konu Türkiye-ABD ilişkilerinde ciddi bir kriz yaratmaya başladı.Elbette resmi Ankara, Beyaz Saray'ın bu şartını kabul etmeye hiç de istekli değil. Çünkü Türkiye ABD'ye pek güvenmiyor. Üstelik resmi Ankara'nın bunun için oldukça ciddi sebepleri var. Bu nedenle bir süre önce Beyaz Saray, Finlandiya'nın NATO üyeliğinin hemen ardından F-16 savaş uçaklarının Türkiye'ye satışının önünde ciddi bir engel olmayacağı sözünü vermişti. Ancak Beyaz Saray verdiği sözü tutmadığı gibi, tam tersine aynı taktiği İsveç'e de uygulama hevesinde. Ve bu kez resmi Ankara'nın böylesine yanlış bir karar almaya istekli olması hiç de inandırıcı değil.İlginçtir ki resmi Ankara, Beyaz Saray'da askeri-siyasi manipülasyonlara izin vermeyeceğini artık gizlemiyor. Hatta Türkiye'nin ABD'den F-16 savaş uçağı satın alma kararından vazgeçebileceği ihtimali de göz ardı edilmiyor. Özellikle Türkiye'nin askeri-sanayi kompleksinde F-35 düzeyinde yeni nesil savaş uçaklarının üretimine başlanması, resmi Ankara için böyle bir fırsatın önünü açıyor. Bu bakımdan Beyaz Saray'ın geleneksel Ankara'yı kandırma girişimleri, Türkiye-ABD ilişkilerinde sonradan aşılması çok zor olabilecek yeni sorunlar yaratabilir.Elchin KHALIDBEYLI,Siyaset uzmanı,'Yeni Müsavat' Medya Grubu