Kim üzerine alınıyor ise alınsın. Piyasada bu tür o kadar çok insan var ki; yorum dahi yapmıyorum. Erzurum’da vatandaşın birisinin çocuğu olacakmış, eşi müjdeyi verince bizimkisi ilk olmasının sevinciyle bir nefeste mahallenin mobilya ustasının yanına koşmuş. Usta, kendisine özenle yapmış olduğu bir sekinin üzerinde bağdaş kurup oturmuş, elinde bir keser ile bir ağaç parçasını budamaktadır. Koşarak içeri giren adamı yukarıdan aşağıya doğru bir iyicene süzdükten sonra meraklı bakışlarla “hayırdır” dercesine beklemeye başlamış. Adamcağız biraz nefeslenince başlamış anlatmaya; “ustam, Allah nasip ederse bir çocuğum olacak, henüz yeni cinsiyeti de belli değil ama olsun sıkıntı yok, sen bana bir tane aynalı beşik yapabilir misin? Özel bir şey olsun” der. Usta, aynı ciddiyet içerisinde “pahalı olur ama” diye cevap verince bizimkisi “sıkıntı yok, siz benim istediğim şekilde yapın bedeli önemli değil” der. Usta birkaç saniye düşündükten sonra “sana kimsede olmayan bir aynalı beşik yaparım ve 2 altın liranı da alırım” diyerek keseriyle ağacı yontmaya devam eder. Adam sevinerek “tamam ustam ben ödemeyi şimdi yapayım, unuturum falan ayıp olmasın” der ve cebinden 2 altın lira çıkararak ustaya uzatır. Aradan birkaç ay geçer ve adamın eşinin karnı iyicene büyümeye başlar, kadıncağız beyine “beşikten haber var mı?” diye sorar. Adam yolu üzerinde olan mobilya ustasının yanında uğradığında, ustanın aynı seki üzerinde aynı keser ile aynı ağacı yonttuğunu görür ve selam vererek beşiğinin akıbetini sorar. Usta kafasını hiç kaldırmadan “haftaya gel” der ve işine devam eder. Haftaya ustanın yanına uğrayan adam, ustadan aynı cevabı alınca bu durum çocuğun erkek olarak doğmasına kadar devam eder ve adam ile karısı doğum heyecanıydı, doğumdu ve çocuğun bakımıydı derken beşiği unuturlar. Aradan yıllar yılları kovalar ve adamın oğlu askere dahi gider gelir ve evlenir. Eşinin doğum üzerine hasta olduğunu öğrenince annesine müjdeyi verir ve o esnada anne birden bire beşiği hatırlar ve der ki; “oğlum baban sen doğacaksın diye mahallenin mobilya ustasına, bir aynalı beşik yapması için peşin olarak sipariş vermişti. Sana nasip olmadı, git bakalım yapmış ise al gel, torunum kullansın” der. Ustanın yanına uğrayan adamın oğlu ustayı aynı sekinin üzerinde, aynı keserle ve aynı ağacı yontarken bulur ve durumu anlatarak, bana nasip olmadı bari benim çocuğuma nasip olsun diyerek beşiğin hazır olup olmadığını sorar. Usta keseri bir kenara bırakarak üzerinde oturduğu kilimin yanını kaldırır ve oradan aldığı 2 altın lirayı çocuğun önüne fırlatır ve sinirli bir şekilde, al git kardeşim başlatmayın böyle acele işin içine der. Uzm. .Hakan Dikmen