Köşe Yazarları

Köşe Yazarları Haberleri

ATATÜRK, NEDEN 'HATAY BENİM ŞAHSİ MESELEMDİR' DEDİ?

ATATÜRK, NEDEN

ATATÜRK, NEDEN 'HATAY BENİM ŞAHSİ MESELEMDİR' DEDİ?

Bugün Ülkemizde “siyaseten ' çürümüş olan sözde siyasetçilere bir daha Hatay neden Atatürk için bu kadar önemliydi bir daha hatırlatmak istedim! 'Kuşkusuz ki ülkemizi yıllardır yönetenler bilim ve liyakati yok sayarak” din iman bayrak ezan” diyerek yönettikleri ülkemizde afetlerin ve depremlerin maden ocaklarının enkazları altında canlı canlı kalarak can verdik'! Biran da bu yönetimin DEPREMLE ne ilgisi var “ veya Atatürk’ün Hatayla 100 yıl sonra ne ilgisi var diye düşünenler kuşkusuz ki olacaktır “ Oysa çok ilgisi var? Atat yadigârı Hatay yıllardır bilgisizlik ve bilimsizdik nedeniyle buğun haritadan silindi? Pek ya diğer 10 ilimiz Hatay dan farklımı kesinlikle değil 6 Şubat'ta 7.7.7.6. Daha sonra ise Hatay tekrar 6.4 büyüklüğündeki bir depremle tekrar sarsılan “ Hatay da bir önceki depremde ayakta kalanlar bilimden ve bilgiden uzak binalar bir kez daha yıkıldı”  bu da bize gösterdi ki bilim yoksa artık ranta dayalı konutlarda artık yaşamında olmadığın gösterdi… Bu Depremler coğrafi olarak Merkez üstü Kahramanmaraş merkezli olsa da bu deprem T.C. Devletini bir enkaza cevirdi ve Atat yadigârı Hatay T.C. Devletinin haritasından sildi daha ne olması bekleniyordu? Daha sonra ise Hatay da 6.4 büyüklüğündeki depremle sarsılan... PEKİ, HATAY NEDEN BU KADAR ATATÜRK İÇİN ÖNEMLİYDİ! Hatay, Atatürk için özel bir öneme sahip olan Hatay Milli mücadele sonrasın da T.C. Devletine “ Hatay Cumhuriyeti olarak değil “ T.C. Devletinin bir ildi olarak haritada yerini alıyordu artık. Peki, Atatürk, neden 'Hatay benim şahsi meselemdir' demişti? İşte ayrıntılar... Türk Devrimi'nin ve T.C. Dinletinin ilelebet lideri ulu önderimiz ve ebedi başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk, dış politika noktasında tavizsiz yaklaşımları ve tam bağımsızlıkçı anlayışıyla yeni cumhuriyetin temellerini de ciddi devrimler gerçekleştirerek attığı tartışılmaz bir gerçekti. 'İşte dünya dâhisi dünyada eşi benzeri olmayan büyük liderin Hatay konusundaki tavrı'... “Hatay için “Kırk asırlık #Türk yurdu düşman elinde kalamaz” diyen Atatürk, 1 Kasım 1936’da TBMM açış konuşmasında “. Milletimizi gece gündüz meşgul eden başlıca büyük mesele, gerçek sahibi öz Türk olan İskenderun, Antakya çevresinin geleceğidir.  Bunun üzerinde ciddiyet ve kesinlikle duruyoruz” diye konuşmuştu. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından 1 Mart 1918 tarihinde müttefik devletlerden Fransa'nın tarafından işgal edilmişti. 28 Ocak 1920 tarihinde Misak-ı Mali’ye dâhil edilen Hatay, Milletler Cemiyeti’ndeki en keskin tartışmalara sahne olmuştu. Atatürk Fransız büyükelçisine, “Hatay benim şahsi davamdır. Şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz” demişti. Fransızlar, Hatay için silah gücünün kullanılacağını anlamaya başladılar. Atatürk, dış politikada diplomasinin yanında silahın da belirleyici bir rol oynadığına inanıyordu. Yoksa salt diplomasi ve uluslararası hukuk gibi kavramların, ikiyüzlülüğü defalarca ortaya çıkmış olan batılı devletler karşısında işe yaramayacağını iyi biliyordu.  Bunun için söz konusu devletler üzerinde bile iç çelişkileri kullanmaktan çekinmiyordu. Fakat bunun için yeni kurulan bir devleti maceraperestçe bir savaşın eşiğine getirmekten de uzak duruyordu. Bir defasında Hasan Rıza Soyak, Atatürk'e 'Silaha sarılmaktan başka çare kalmazsa ne yaparsınız?' sorusunu yöneltirken aldığı cevap şu olacaktı: Atatürk “Hatay'a şahsi davam olarak bakıyorum'! Sözünü ettiğim bir durumda tutacağım yolu çoktan kararlaştırmış bulunuyorum: Cumhurbaşkanlığı'ndan ve milletvekilliğinden istifa edeceğim, serbest bir Türk vatandaşı olarak bu işte çalışan arkadaşlarla birlikte Hatay topraklarına geçeceğim. Bildiğin gibi bunun emin yolları var. Oradaki mücahitlerle ve anavatandan bize katılacak kuvvetlerle sorunu yerinde ve içten halledeceğim. İsterse Türkiye Hükümeti, beni ve arkadaşlarımı asi ilan eder, hakkımda soruşturma da açar. Ben Fransızların, Suriye ve Lübnan'a kolayca bağımsızlık vereceklerini sanmıyorum. Biz hareketimizi onlara da yayarak Suriye ve Lübnan'ın gerçek bağımsızlıklarını da sağlayabiliriz. Ama göreceksin, dava yakında istediğimiz gibi çözülecektir. 'Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hasta yatağında yatarken dünyaya verdiği çok önemli bir mesajı var ki adeta emperyalist devletler yine mi Mustafa Kemal diyerek titrettiriyordu'? 1937 yılında hastalık belirtileri göstermeye başlayan Atatürk'e 1938'in ocak ayında teşhis konulmuştu. Gazi'nin karaciğerindeki büyüme endişe yaratırken, Hatay konusu da tüm ciddiyetiyle Türkiye ve Fransa arasındaki uzlaşmaz konumunu koruyordu. Bu esnada da batılı medya tarafından Atatürk'ün hasta olduğu ve devlet yönetiminden ve devlet idaresinden uzaklaştığı yönünde haberler çıkmaya başlamışlardı. Bunun üzerinde emperyalist devletlere diz çökerten Atatürk, 19 Mayıs 1938’de Ankara’daki törenden hemen sonra trenle Adana’ya hareket etti ve 5 gün süren bu gezisinde askeri birlikleri denetleyen Gazi, yorulduğunu hissedince askeri geçidin sonuna doğru “marş-marş ile geçsinler” diye orduya emir verdi. Ali Berham ŞAHBUDAK.

Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku