Artık, herkes 'ülkücü' kelimesini öğrendi.
Artık, herkes 'ülkücü' kelimesini öğrendi.
Artık herkes bu kelimenin ifade ettiği hususi mânâyı da biliyor.
Bugün, ülkücü denince, hemen hemen herkes
Kanımız aksa da zafer Islâm'ın
Türk-İslâm medeniyetini yeniden kuracağız
Çağrımız Islâm'da dirilişedir
Türk-İslâm ülküsünü gerçekleştireceğiz
Büyük ve güçlü Türkiye'yi kuracağız
Bütün esir Türklüğün ve mazlum milletlerin ümidiyiz.
Gönül ve emek seferberliği ile kısa sürede çağların üstünden aşarak dünyanın bir numaralı devleti olacağız
ilayı Kelimetullah ile bütün sahte mabutları yıkacağız
Nizam-ı Alem savaşı ile insanlığın şerefini kurtaracağız diyen
Türk-İslâm Ülkücülerini hatırlamaktadır.
İşte, 'Ülkücünün çilesi' bu noktadan başlıyor.
Türk-İslâm Ülkücülerinin, meşru direnişlerini gören ve onun sarsılmaz iradesi karşısında duraklayan bütün şer kuvvetler kontrolünde bulunan bütün müessese ve vasıtaları harekete geçirmektedir.
Yurt içinde ve yurt dışında korkunç bir propaganda başlatılmakta, yalan ve iftira çarkları işletilmekte,
Düşmanların, Türk-İslâm Ülkücülerinden, bir tek isteği var;
Biz, Ay Yıldızlı Türk bayrağını indirip yerine orak çekiçli bayrağı asarken karşımıza çıkma,
Biz, Türk istiklâl Marşı yerine komünist marşını söylerken karşımıza çıkma,
Biz, Türk ve İslâm büyüklerinin tablolarını indirip yerlerine kızıl putları astığımız zaman karşımıza çıkma,
Biz devletinizi ve milletinizi parçalar ayırmak ve bölmek için hareket ederken karşımıza çıkma,
Biz Türk milliyetçilerini sürgün ederken kahrederken, karşımıza çıkma, biz devleti işgal ederken karşımıza çıkma.
Çıkarsan, seni faşist olmakla, gerici olmakla silahlı sağ eylemci olmakla, anarşinin diğer kutbu olmakla suçlarız ve bunu, bütün beyinsizlere kabul ettiririz.
Evet işte ülkücünün çilesi, bu noktadan başlıyor.
Gökalp Şentürk