Köşe Yazarları

Köşe Yazarları Haberleri

Artık Başımızı Kumdan Çıkaralım…

Artık Başımızı Kumdan Çıkaralım…

Artık Başımızı Kumdan Çıkaralım…

Öncelikle şuna bir karar verelim. Biz kimiz ve neden bu seçim sonuçlarıyla ilgileniyoruz. Seçim sonuçlarını etki edecek olan bazı çalışmalar bizleri niye alakadar etmekte ve seçim sonrasında bizleri neler beklemektedir. Cevaplarımız hazır ise sıralayalım. Öncelikle benim topraklarımda olan bir seçim, benim halkımın siyaseti içerisinde cereyan eden bir seçim, benim halkımdan olmayan, topraklarımda yaşamayan ve bize dost olmayanları neden ilgilendiriyor, ona bakmamız gerekmiyor mu? Dünya üzerinde birçok şahsın, kuruluşun, devletin, derneğin, ekibin veya aklınıza gelebilecek her türlü oluşumun şu an Türkiye Cumhuriyetinin başında bulunan bir şahsı hedef alarak, iktidardan devirmek için akla hayale gelmeyen her türlü senaryoyu devreye sokmasını sorgulamamız gerekmiyor mu? Aslında sorgulanacak bir sürü şey var ama inanın şu aşamada olmaz. 2022 yılsonunda kaleme almışız izin vermeyeceğiz diye, hamd olsun vermedikte. Ancak içimizdeki birkaç karnı acın yüzünden, sırf soğan yiyecekler diye, sırf hayat pahalılığı var diye bütün dünya şer güçlerinin hedefe koyduğu devrin Abdülhamit’ini onlara yedirmeyiz. Ne demiştik o yazımızda; Bu Defa Olmaz, İzin Vermeyiz… 31.12.2022 16:50:00 Birkaç tane satın alınmış beyin ve güdümlü fikirler. Hazırlanmış bir senaryo, yönlendirilmiş hedefler ve bir şeyler karşılığında kiralanmış birkaç eleman. Bu düzenek asırlardır hiç değişmedi. Bin yıl öncede vardı, şimdi de var, dünyanın ömrü olur ise bin yıl sonra da olacak. Senaryoyu yazanlar hep aynı yolu izlediler, ne bir milim sağa ne de sola kaymadan. Onlar için kendilerinden, kendi fikirlerinden, kendi hedeflerinden olmayan bütün her şey, ama her şey düşman idi ve yok edilmesi gerekmekteydi. Bedeli ne olur ise olsundu. Bu uğurda devletler yıkılması gerekiyor ise yıkılacaktı. Bireyler harcanacak idiyse, harcanacaktı. Yapıldı, yapılıyor ve yapılacak…  Senaryoyu oynayanlar meydanın kenarında bekleyen amale pazarı elemanları gibiydiler. Sadece kendi menfaatlerine baktılar. Kazanacakları paraya, alacakları paya baktılar hep. İş olarak gördükleri şeyin ne olduğunu dahi merak etmeden. Kimlere ne zararlar verileceğine bakmadan. Gerçek inanç, gerçek iman olmadıktan sonra satın alınacak birilerini bulmak o kadar kolaylaşmıştı ki. Ne kadar verir isen ver, kimse doymuyordu. Nasıl olsa; memnun olan yok bu hayatta. Kimi saman derdine düşer, kimisi ise vatan. Samanı bulsan koysan önüne, samana bakmadan hemen feryat ı figan başlar “yok mu başka satan”. Oysaki daha bir asır evvel “bırak git dedikleri” giderken bu oyuna gelmeyin diye de vasiyet etmesine rağmen. Aynı sahne, aynı senaryo, aynı oyuncular, aynı toprak, aynı coğrafya, aynı kanlar… O zaman “şer” olanların torunları şer de devam ediyor, o zaman “hayır” da olanların torunları ise bu sefer susmayacak bilesiniz. Bu sefer olmaz, bu sefer bırak git dediğinizin gitmesine de, sizin tarafınızdan parçalanmasına da izin vermeyeceğiz. Bu defa o oyun, bu sahnede oynanmayacak… Bu sefer olmaz. Satılık kalem arıyorlarmış! Ne gereği var ilan etmeye, kapınızın önüne biraz kemik yığın koşan koşana göreceksiniz. Bu kutsal toprakların haini de, kahramanı da hiç eksilmedi ki. Allah’ı inkâr etmiş adam, emeğe mi saygı duyacak. Siz yine de fazla heveslenmeyin derim; o kalemi tutacak yürek olmadıktan sonra kalem ne işe yarar. Bu sefer size verilecek bir Abdülhamid'imiz daha yoktur. Başımızı gömdüğümüz kumdan çıkaralım ve oynanan şu oyunun farkına varalım artık. Bu sefer size verilecek Bir ABDÜLHAMİD’ İMİZ daha yoktur…

Haber Editörü

Vedat Kan

vedudi25@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku