Araştırmacı-Yazar Baran: Bizi ayakta tutan yardımlaşma ruhudur

Araştırmacı-Yazar Baran: Bizi ayakta tutan yardımlaşma ruhudur

Araştırmacı-Yazar Baran: Bizi ayakta tutan yardımlaşma ruhudur

Kahramanmaraş merkezli depremin boyutları illerde depremzedelerle bir araya gelen Araştırmacı-Yazar Mehmet Baran, yardım faaliyetini yürüten İslami STK'ların yapmasını gerektiğini belirtti.

Deprem bölgesinde mağdur olmuş insanları kaldırmak için herkesin elinde olmasını gerektiğini vurgulayan Baran, hiçbir beklenti içinde olmadan bölgeye odaklanmayı genel görmemezlikten gelinmemesi gerektiğini söyledi. Hiçbir yönetici ve devleti bu kadar geniş kapsamlı afetin altında tek başına kalkabileceğini düşünmediğini dile getiren Baran, şu anda bölgede bulunan sivil toplumun yorumlarını anlattı. “Depremzedelerin alicenaplığı bizi mutlu etti” Baran, “Özellikle bu yerleşme konusunda inşallah bir önce bir adım atılır. Yerleşmeye geçme konusunda yardımcı olunur. Deprem bölgesi Gaziantep'ten ilgili ilçe ve köylerini dolaştık. Özellikle ailesinde vefat eden, mağdur olan insanların alicenaplığı, çadırda olmalarına rağmen misafirperverliklerini çok memnun oldum. İnsanlarımızın bu gibi ağır travmalara rağmen nasıl ayakta kaldıklarını, teselliden geçtiğini gördük.” dedi. “Yıkılan ve yıkılmayan perdelerin karşılaştırılması lazım” Yıkılan ve yıkılmayan yan yanda bulunan resimlerin karşılaştırılması ve nedenin ortaya çıkarılması gerektiğini söyleyen Baran, “Özellikle yıkımlardan çok etkilendim. Şunu da görüyorum. Kimi bina yıkıma dönüşmüş, hemen yan duvarları yıkılmayan binalar var. Bana göre yıkılmayan ve yıkılmayan binayı birleştirmek lazım. Buna göre de adım atılması lazım. Bizim için insanların hayatı önemli. Yıkılıp, yıkılmayan perdelerin nedenlerini devlet tespit etmesi lazım.” ifadesini kullandı. “Bizi ayakta tutan dayanışmadır ruhu” “Bu bölgeye mağdur olmuş insanları getirmek için elde edilen gayreti göstermemiz lazım.” diyen Baran, “Hamdolsun biz bunu halkımızda ve milletimizde gördük. Özellikle Japonya'dan gelen bir ekibin ifadesiyle deneyimledik. Diyor, 'Keşke insanlarındaki bu ruh dayanışması, bizim insanlarımızda da varlık.' diye ifade ediyor. gerçekten de öyledir. Bizi ayakta tutacak bu yardımlaşmadur ruhu.” diye konuştu. “Sahada ki İslami STK'lar desteklenmeli” Açıklamanın devamında Baran, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Özellikle İslami STK'ların ilk topraklarından bölgeye koşmaları, gönüllü olarak buralarda yardım çalışmaları yapmaları, belki enkaz altında canları kurtarmaları, bu dayanışma ruhuyladır. Özellikle sivil toplum konutu üzerinden yürütülürken, çok daha erken oluyor. Çok daha bereketli oluyor. Buraya gelenler, kaynaklı, evlerini yerel işçiler görmüşler. Hiçbir hükümet ve hükümet bu kadar geniş bir afetin altında kalkabilir. Dolayısı ile bu sivil toplumun kullanımının alana girmesi, faaliyete geçmesi, hiçbir karşılık beklemeden ihlasla, samimiyetle davranması çok daha etkileyici ve erken olabileceğine dair. Hükümetlerde ileriki aşamalarda bunları görmek lazım. STK'ları desteklemek lazım. Önlerini açmaları lazım ki bu gibi afetlerde kullanmakta edilsin. Halkımızda bu gibi yardımlardan istifade ettirsinler. Hükümetlerin de aynı zamanda altında kalkamayacak ağır yükler olduğu zaman toplumun önerdiği el atsın. Bunu elyle birliği kaldırılabilirler.” dedi. “Geçmiş tarihlerden ders almak lazım” Son olarak geçmişten ders alınması gerektiğinin altını çizen Baran, “Geçmiş tarihlerden ders almak lazım. Özellikle bu deprem tarihi tarihçileri, hükümetler, idareciler, deprem bölgeleri olan depremleri iyi kurcalamaları lazım. Nerde, hangi anında, kaç büyüklüğünde deprem olmuş. Olduğunda ne kadar can kaybı olmuş. Bu kayıtlar ülkeleri idare edenlerin görüşlerinin ön cephesi olacak ki, gelecekteki bilgisayarlar, yapılar, yerleşim yerleri, bir plan ve program içinde yapılsın. O bölgeleri tanıması lazım. Bu bölge bir deprem bölgesiyse, binalar, şehirler, kentleşmeler buna göre yapılmalıdır. 


Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku