Arapça Yazıların Türk Milletinde İslam Düşmanlığına Dönüşmemesi İçin Gerekli adımlar atılmalı

Arapça Yazıların Türk Milletinde İslam Düşmanlığına Dönüşmemesi İçin Gerekli adımlar atılmalı

Arapça Yazıların Türk Milletinde İslam Düşmanlığına Dönüşmemesi İçin Gerekli adımlar atılmalı

Ülkemizin büyük şehirleri, kasabaları, köyleri, mahalleleri ve sokakları gün geçtikçe Suriyeli, Iraklı ve Afgan göçmenlerle dolmaktadır. Bu durum, işyerlerinde Arapça yazılarla donatılan tabelalara ve hatta caddelerin, sokakların yön tabelalarının bile Arapçaya dönüşmesine yol açmıştır. Türk milleti, bu durumdan memnun değildir, çünkü bu durum kültürel kimlik kaybına sebep olmaktadır. Ancak, rahatsız olan insanlar Araplara ve Arapça yazılara karşı olmak yerine, dini hassasiyetlerimizi zedeleyecek şekilde konuyu din düşmanlığına götürmektedir. Bu durum hem yanlış, hem de son derece tehlikelidir. Türk milletinin Türkleşmesi ve köklere dönmesi gerektiğini hatırlatırken, iş boyutunun değiştiğini gözlemlemekteyiz. Düşünelim, camiye giden ve hatta Arapça bilen insanlarımızın bile bu her yeri istila etmiş Arapça yazılardan rahatsız olduklarını biliyoruz. Ancak diğer taraftan, bazı insanlarımız araba ve Arapça harflerle karşı duruş sergilerken, farkında olmadan Suriyeliler üzerinden İslam düşmanlığı yapar hale gelmiştir. Bu durum son derece tehlikeli bir hal almıştır. Yetkililerin bu duruma el koyup müdahale etmesi artık zaruret halini almıştır. Sokaklarda yürüdüğümüzde neredeyse Türkçe konuşan insanları duyduğumuzda, sanki hemşerimizi görmüş kadar sevinç duyarız. Ülkeye nasıl ve neden bu durumun geldiği herkesin malumudur, ancak içinde bulunduğumuz tehlikeyle mücadele etmek için ciddi adımlar atılmalıdır. Öncelikle, işyerlerinin tabelaları hızla Türkçeye dönüştürülmeli, yön tabelaları tamamen Türkçeleştirilmeli ve hatta devlet hastaneleri ve diğer resmi dairelerimizdeki Arapça bilgilendirme yazıları kaldırılmalıdır. Ayrıca, her sokakta bulunan Sağlık Bakanlığı'na bağlı göçmen sağlık merkezlerindeki Arapça yazılar da derhal kaldırılmalıdır. Bütün bunları gören Müslüman Türk çocuğu bu durumdan rahatsızlık duymaktadır. Dolayısıyla, araba ve Arap harflerine karşı olmak yerine, iş çığırından çıkarak İslam düşmanlığına dönüşmektedir. Bu durumun planlı bir şekilde normalleşmesi için yetkililerin harekete geçmesi ve ciddi önlemler alması gerekmektedir. Aksi takdirde, önce dilimiz, sonra da ülkemiz ve milletimiz tehlike ve tehdit altında olacaktır. Bir başka tehlike ise Afgan göçmen ve sığınmacıların ülkemizde bulunmasıdır. Bu insanlar, 20 ila 35 yaş aralığında, tamamı erkek ve Afgan savaşında kendi ülkelerini satarak ABD'nin safında yer almış, kendi ülkelerinde onlarca yüzlerce cana kıymış, eğitimli ve silah kullanmayı bilen katillerdir. Allah aşkına, Afganistan ile sınırımız bile yokken, bunların neden ülkemizde olduğunu sorgulamaktayız. Sonuç olarak, ülkemizin barışı, bekası ve selameti için herkesin kendi ülkelerine gönderilmesi gerekmektedir. Bu adım, iç huzurumuzu ve bekamızı korumamız için hayati öneme sahiptir. Ancak, bu talebi yaparken Arapça ve Araplara karşı olmanın İslam düşmanlığına dönüşmemesi gerektiğini vurgulamalıyız. Çünkü bu yanlış ve tehlikeli bir tutumdur. Ülkemizin birlikte yaşama ve hoşgörü temelinde güçlenmesi için kültürel zenginlikleri koruma yolunda adımlar atmalıyız. Necat Kacan

Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku