Ankara'da "Ümmete Barış Kudüs'e Özgürlük" temalı program düzenlendi

Ankara

Asma Köprü Uluslararası Öğrenci Derneği tarafından, üç ayların başlaması nedeniyle Ankara'da "Ümmete Barış Kudüs'e Özgürlük" sloganıyla bir etkinlik düzenlendi.

Asma Köprü Uluslararası Öğrenci Derneği tarafından bu yıl 10'uncusu düzenlenen ve Türkçe, İngilizce ile Arapça dilinde hazırlanan "Ümmete Barış Kudüs'e Özgürlük" temasıyla düzenlenen kahvaltı programı sonrası bir çağrı yapıldı.

Bu yıl "Ümmete Barış Kudüs'e Özgürlük" temasıyla 10'uncusu düzenlenen programı Keçiören ilçesinde erkeklere ve hanımlara ayrı iki özel salonda gerçekleştirildi.

Programa STK temsilcileri, vatandaşlar ile farklı ülkelerden Türkiye'ye eğitim için gelen uluslararası öğrenciler yoğun bir katılım gösterdi.

Kahvaltı sonrası misafir öğrencilerden Foudeoul tarafından okunan Kur'an-ı Kerimle devam eden programda Asma Köprü Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Hanefi Sinan, bir konuşma yaptı.

"Kudüs’ün bugünkü halinin ancak ümmetin barışı ve ittihadıyla düzelir"

Sinan, " Kıymetli hazirun, değerli büyüklerim; Hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Cenab-ı Hak, Recep ayını, Şaban ayını ve Ramazan ayını bizlere ve Ümmet-i Muhammed’e kurtuluşa vesile kılsın inşallah. Recep ayının birinci gününde bir arada bulunmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyoruz. Rabbimiz, Ramazan ayına razı olacağı bir şekilde ulaştırsın ve onu hakkıyla idrak etmeyi bizlere lütfetsin inşallah. Her yıl Recep ayının birinde 'Ümmete barış, Kudüs’e özgürlük' temasıyla bir duyuru, bir çağrıyla hem gönüllü ve bağışçılarımızla hem de bütün ümmet coğrafyasıyla bir araya geliyoruz. Kudüs’ün özgürlüğünün, ümmetin barışından geçtiğini; Kudüs’ün bugünkü halinin ancak ümmetin barışı ve ittihadı, yani ittifakıyla oluşacağını aslında hepimiz biliyoruz." dedi.

"İnşallah yeryüzünde yaşanabilir bir dünya kurulacaktır"

Uluslararası öğrenciler ile ilgili de konuşan Sinan, "Bu vesileyle Ankara’mızda 20 bin, Türkiye genelinde ise 350 bin öğrencimize, kurmuş olduğumuz Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu vasıtasıyla ulaşmaya çalışıyoruz. Öncelikle ümmet şuuru ve ümmet bilincini oluşturmayı, bu kapsamda birlikte nasıl çalışmalar yürütebileceğimizi ve dünyayı yeniden nasıl yaşanabilir hâle getirebileceğimizi hep birlikte çalışıyoruz. Elhamdülillah bu gayretlerimiz 15 yıldır Ankara’mızda çok bereketli sonuçlar verdi. Az önce Somali’den, Gana’dan, Arnavutluk’tan, Kazakistan’dan mezun olan kardeşlerimizin mesajlarını dinlediniz. Bu kardeşlerimiz uzun yıllar burada kaldılar; kimisi lisans, kimisi yüksek lisans, kimisi doktora eğitimlerini tamamladı. Bizimle olan birliktelikleri sayesinde belli bir şuur kazanarak hayatlarına devam ettiler. Bugün memleketlerinde, elhamdülillah, buradaki çalışmaların benzer adımlarını kendi kardeşleriyle birlikte yürütüyorlar. Her geçen gün bu dalga bütün İslam coğrafyasına adım adım yayılacak ve inşallah yeryüzünde yaşanabilir bir dünya kurulacaktır." ifade etti.

"Ankara’da yaklaşık 5 bin civarında uluslararası öğrenci evi bulunmaktadır"

Konuşmasının devamında Sinan, şunları aktardı:

"Rahmetli hocamız bize şöyle derdi: 'Yeniden Büyük Türkiye’nin adımlarını sizler atacaksınız.' Biz de gençlik yıllarımızda bu heyecan ve bu azimle büyüdük. Hamdolsun Cenab-ı Hak, bize yeniden Büyük Türkiye adımlarının yanı sıra yeni bir dünyanın kurulmasına yönelik adımlar atabileceğimiz ortamlar lütfetti. Bu çerçevede Ankara’daki 20 bin öğrenciye ulaşmak için gayret sarf ediyoruz. Bu noktada özellikle hanım komisyonlarına teşekkür ediyorum. Son beş yıldır Ankara’daki hanım öğrencilerimize çok yoğun, çok özel ve çok güzel hizmetler sunuyorlar. Ankara’da yaklaşık 5 bin civarında uluslararası öğrenci evi bulunmaktadır. Bu öğrenci evlerinin büyük bir bölümü maddi ve manevi desteğe ihtiyaç duymaktadır. Elbette bu kadar büyük bir kitleye tek başımıza ulaşmamız mümkün değildir. Bu nedenle Ankara’mızdaki cemaatlerin, cemiyetlerin ve sivil toplum kuruluşlarının uluslararası öğrencilerle daha fazla hemhâl olmaları, onlarla yakından ilgilenmeleri ve hizmet sunmaları elzemdir. Şöyle düşünün: Türkiye’ye gelen 350 bin uluslararası öğrencinin çok büyük bir bölümü mazlum, fakir ve ihtiyaç sahibi coğrafyalardan Türkiye'mize gelmektedir. Buraya geldikten sonra kendi memleketlerinden çok daha azı destek alıyor. Türkiye burslarıyla eğitim göre öğrenci sayısı sadece yüzde 8’i burs alabilmektedir. Yaklaşık yüzde 10’u farklı kaynaklardan destek bulurken, yüzde 80’den fazlası ise ciddi imkânsızlıklar içinde ayakta durmaya çalışmaktadır.

"Bu alan hem memleketimizin hem de ümmet coğrafyasının geleceğini ilgilendiren çok önemli ve çok kıymetli bir çalışmadır"

Son olarak Sinan, "Son dönemde yaşanan enflasyon ve eğitim giderlerindeki artış sebebiyle öğrencilerimiz çok ciddi zorluklar yaşamaktadır. Bazı öğrenciler kayıtlarını dondurmak zorunda kalmakta, bazıları ise part-time veya dönemsel işlerle hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Bu alan hem memleketimizin hem de ümmet coğrafyasının geleceğini ilgilendiren çok önemli ve çok kıymetli bir çalışmadır. Hep birlikte bu çalışmayı daha güçlü ve daha sağlıklı bir zemine taşımaya ihtiyacımız var. Bu noktada gayretlerinizi ve desteklerinizi bizden esirgememenizi rica ediyorum. Cenab-ı Hak, yapmış olduğumuz bütün hayırlı gayretleri yüce katında kabul ve karin eylesin inşallah. Kıymetli hazirun, katılımlarınız için hepinize tekrar teşekkür ediyor; Recep ayınızı tebrik ediyorum. Cenab-ı Hak, yaptığımız bu hayırlı çalışmaları bereketlendirsin." diye konuştu.

"Gazze’de dünyanın gözü önünde sistematik bir yok etme politikası uygulanmaktadır"

"Ümmete Barış Kudüs'e Özgürlük" temasıyla hazırlanan basın açıklamasını Asma Köprü Uluslararası Öğrenci Derneği Yönetim Kurulundan Zeynel Abidin Özkan, okudu.

Özkan, "Bugün dağılmış bir ümmete birlik çağrısında bulunmak, susturulmak istenen mazlumların sesi olmak ve tarihe karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek için buradayız. Ümmet olarak en büyük zaafımız, kendi içimizdeki ayrılıklar olmuştur. Mezhep, etnik köken, coğrafya ve siyasi farklılıklar üzerinden parçalanan Müslümanlar bugün Gazze’de, açık bir soykırımı durduracak ortak iradeyi ortaya koyamamaktadır. Gazze’de dünyanın gözü önünde sistematik bir yok etme politikası uygulanmaktadır. Hastaneler bombalanmakta, çocuklar açlığa mahkûm edilmekte, yardım yolları kesilmekte ve bütün bunlar 'meşru savunma' yalanıyla örtülmektedir. Bu bir savaş değil, bir soykırımdır. Ve bu soykırım yalnızca israilin değil, susan, normalleştiren ve çıkarlarını insan hayatının önüne koyan tüm küresel sistemin ortak suçudur." dedi.

"Zalimler organize, mazlumlar dağınıktır"

Gazze, ümmetin tek yarası olmadığını vurgulayan Özkan, "Bugün Sudan’da Müslüman halk iç savaşın ve küresel çıkar hesaplarının arasında yokluğa, açlığa ve ölüme terk edilmiştir. Yemen’de yıllardır süren abluka ve bombardımanlar, bir nesli daha hayattan koparmaktadır. Arakan’da Müslümanlar vatanlarından sürülmüş, kimlikleri inkâr edilmiş, dünyanın en büyük mülteci trajedilerinden birine mahkûm edilmiştir. Doğu Türkistan’da ise Müslümanlar inançlarından, dillerinden ve çocuklarından koparılmakta, toplama kampları ve zorla asimilasyon politikalarıyla sessiz bir soykırıma maruz bırakılmaktadır. Bu coğrafyaların ortak noktası şudur: Zalimler organize, mazlumlar dağınıktır." ifadelerine yer verdi.

"İslam ülkelerinin yönetimleri, Gazze’deki soykırıma karşı artık fiili adımlar atmalıdır"

Açıklamasının devamında Özkan, şunları söyledi:

"Asma Köprü Uluslararası Öğrenci Derneği olarak buradan açık bir çağrıda bulunuyoruz: Müslümanlar, iç tartışmaları bir kenara bırakmalı, önceliği ümmetin kanayan yaralarına vermelidir. İslam ülkelerinin yönetimleri, Gazze’deki soykırıma karşı artık fiili adımlar atmalıdır. Diplomatik, ekonomik ve siyasi tüm imkânlar kullanılmalıdır. Sivil toplum kuruluşları, gençler, akademisyenler ve kanaat önderleri; ortak bir bilinç ve eylem zemini oluşturmalıdır. Boykot, farkındalık çalışmaları, hukuki girişimler ve sürekli kamuoyu baskısı, kararlılıkla sürdürülmelidir. Zulüm nerede olursa olsun; Filistin’de, Sudan’da, Yemen’de, Arakan’da ve Doğu Türkistan’da aynı netlikte karşı durulmalıdır. Bizler inanıyoruz ki; ümmet birleştiğinde hiçbir güç Gazze’yi, Kudüs’ü ve mazlum coğrafyaları sahipsiz bırakamaz. Sessizlik suça ortaklıktır. Bugün konuşmak yetmez, harekete geçmek farzdır."

"Gazze yalnız, Kudüs sahipsiz değildir"

Son olarak Özkan, "Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Gazze yalnız değildir. Kudüs sahipsiz değildir. Ümmet uyanmak zorundadır. Zulüm bitene, işgal sona erene, adalet tesis edilene kadar; sesimizi yükseltmeye, hakikati söylemeye ve direnmeye devam edeceğiz." dedi.

Türkçe açıklamasının ardından Arapça ve İngilizce hazırlanan metinlerde okunup basınla paylaşıldı. (İLKHA)



Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku