Afrika'nın Göç Krizi: Bölgesel Zorluklar ve İnsani Etkiler

Afrika

Afrika'daki göç, siyasi istikrarsızlık, ekonomik zorluk, çevresel bozulma ve silahlı çatışmalar tarafından yönlendirilen çok boyutlu bir kriz olmaya devam ediyor.

Afrika'daki göç, siyasi istikrarsızlık, ekonomik zorluk, çevresel bozulma ve silahlı çatışmalar tarafından yönlendirilen çok boyutlu bir kriz olmaya devam ediyor. Milyonlarca Afrikalı, güvenlik veya fırsat arayışında yaşamı tehdit eden yolculuklara katlanarak iç göçe zorlanıyor veya ülkelerinden kaçmaya zorlanıyor. Bu makale, Kuzey, Batı, Doğu, Orta ve Güney Afrika'daki mevcut göç manzarasını inceliyor ve altta yatan nedenleri, insani bedeli ve sürdürülebilir çözümlere yönelik acil ihtiyacı inceliyor.

Kuzey Afrika: Siyasi İstikrarsızlık, Tehlikeli Deniz Geçişleri ve Son Trajediler

Kuzey Afrika, özellikle Libya ve Fas, Avrupa'ya ulaşmaya çalışan göçmenler için bir geçiş merkezi haline geldi. Libya, 2011 devriminin ardından, şu anda ülkede mahsur kalan 600.000'den fazla göçmenle önemli bir rota olmaya devam etti¹. Birçoğu gözaltı merkezlerinde korkunç koşullara katlanıyor veya küresel olarak en ölümcül göç rotalarından biri olan Akdeniz'i geçerek hayatlarını riske atıyor.

2024'te Akdeniz boyunca yaşanan göç krizi bir başka kasvetli dönüm noktasına ulaştı. 66.900'den fazla kişi Akdeniz'i Kuzey Afrika'dan Avrupa'ya geçti ve en az 631 kişi kayıp veya öldüğü varsayıldı. Kısa bir süre önce Libya kıyılarında bir başka trajik tekne alabora oldu ve göçmenlerin karşı karşıya kalmaya devam ettiği tehlikeli yolculukları vurguladı. Uluslararası kurtarma çabalarına rağmen, yüksek ölüm oranı ve devam eden riskler, göçün temel nedenlerini ele almak ve sığınma arayanlar için güvenliği artırmak için koordineli eyleme acil ihtiyaç olduğunu gösteriyor.

Fas ayrıca İspanya üzerinden Avrupa'ya ulaşmaya çalışan göçmenlerde bir artış gördü. Kanarya Adaları ve İspanya'nın Ceuta ve Melilla bölgeleri önemli giriş noktaları haline geldi. Göçmenler aşırı kalabalık teknelerde tehlikeli deniz yolculukları yapma riskini göze alıyor ve birçoğu varışta sert muamele veya yetkililer tarafından durdurulma ile karşı karşıya kalıyor. Bu rotalar, Orta Akdeniz geçişinden daha kısa olsa da yine de aşırı riskler taşıyor ve sıklıkla ölümle sonuçlanıyor.

Sudan: Dünyanın En Büyük Yerinden Edilme Krizi

Sudan, dünyanın en ciddi yerinden edilme krizlerinden birini yaşıyor. Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki devam eden çatışma, 9 milyondan fazla insanı yerinden etti ve yaklaşık 2 milyonu komşu ülkelere kaçtı. Bu kitlesel yerinden edilme, Mısır, Çad ve Güney Sudan gibi ev sahibi ülkelerin kaynaklarını zorladı ve bölgede insani bir felakete yol açtı.

Batı Afrika: Ekonomik Göç, Çatışma ve Bölge İçi Hareket

Batı Afrika, ekonomik göç ve çatışma kaynaklı yerinden edilmenin bir karışımına tanık oldu. Bölgenin en büyük ekonomisi olan Nijerya, komşu ülkelerden 1,2 milyondan fazla göçmene ev sahipliği yapıyor. Nijerya bazılarına fırsatlar sunarken, Mali ve Burkina Faso'daki şiddetli çatışmalar bölge genelinde 2 milyondan fazla insanı yerinden etti ve Batı Afrika'da karmaşık göç kalıpları yarattı.

Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS), bölge içinde 8 milyondan fazla insanın serbest dolaşımını kolaylaştırıyor. Ancak bu göçmenler, özellikle şiddet, insan ticareti ve çevresel zorluklarla karşılaştıkları Sahel'den geçen rotalarda önemli risklerle karşı karşıya kalıyor. İklim değişikliği ve çölleşme yoğunlaştıkça, göç etme baskısı artıyor ve milyonlarca kişi kent merkezlerinde veya yurtdışında daha iyi yaşam koşulları aramaya zorlanıyor.

Kofi Annan Vakfı, Sahel ve Batı Afrika'daki göç krizinin çözümüne yönelik bütünsel bir yaklaşımı savunuyor; kapsayıcı kalkınmayı, güvenlik garantilerini ve demokratik reformları vurguluyor.

Orta Afrika: Çatışma ve Çevresel Bozulma Göçü Tetikliyor

Orta Afrika, çatışma kaynaklı yerinden edilme ve çevresel bozulma ile boğuşuyor. Sadece Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde (DRC) 5,5 milyondan fazla iç yerinden edilmiş kişi (İGK) var ve bu küresel olarak en yüksek sayılardan biri. Doğu DRC'deki silahlı çatışma binlerce kişiyi evlerinden zorla çıkarmaya devam ediyor ve zaten vahim olan insani duruma ekleniyor.

Orta Afrika Cumhuriyeti (CAR) yıllardır çatışmaların ortasında kalmış durumda ve 1,2 milyondan fazla insanı yerinden etti, bunların çoğu Kamerun ve Çad'a sığındı. Bu arada, çevresel bozulma, özellikle ormansızlaşma, bölge genelinde göçü teşvik ediyor. Orta Afrika her yıl yaklaşık 1,5 milyon hektar orman kaybediyor, bu da kaynak kıtlığına neden oluyor ve insanları daha iyi yaşam koşulları arayışıyla göç etmeye itiyor.

Doğu Afrika: Kuraklık, Çatışma ve Kentsel Göç

Doğu Afrika'nın göç krizi hem çevresel zorluklar hem de silahlı çatışmalar tarafından şekillendiriliyor. Kenya ve Etiyopya'daki şiddetli kuraklıklar 20 milyondan fazla insanı etkileyerek tarıma bağımlı toplulukları yerinden etti. Bu çevresel baskılar, Nairobi ve Addis Ababa gibi şehirlerde yıllık %4-5 kentsel nüfus büyüme oranlarıyla büyük kırsaldan kentsele göçü tetikledi.

Somali'de devam eden çatışmalar 2,9 milyondan fazla IDP'yi yerinden etti ve 800.000 mülteciyi komşu ülkelere kaçmaya zorladı. Somali'nin kırılgan siyasi ortamı, sık sık yaşanan kuraklıklarla birleşince, milyonlarca insanın uluslararası yardıma bağımlı olduğu insani krizi daha da kötüleştirdi.

Güney Afrika: Ekonomik Baskılar ve Artan Yabancı Düşmanlığı

Güney Afrika'nın göç krizi temel olarak ekonomik eşitsizlikler ve artan yabancı düşmanlığından kaynaklanmaktadır. Güney Afrika, Zimbabve, Mozambik ve Malavi gibi komşu ülkelerden gelen göçmenler için uzun zamandır bir varış noktası olmuştur ve 4 milyondan fazla göçmene ev sahipliği yapmaktadır. Ancak, yabancı düşmanlığı şiddeti son yıllarda artmış olup 2008, 2015 ve 2019'da önemli salgınlar meydana gelmiştir. Bu olaylar binlerce göçmeni yerinden etmiş ve bölgedeki gerginliği derinleştirmiştir.

Zimbabve'nin devam eden ekonomik çöküşü, 3 milyondan fazla Zimbabveli'nin komşu ülkelere, özellikle Güney Afrika'ya göç etmesine neden oldu. Hiperenflasyon, işsizlik ve siyasi baskı, Zimbabve ekonomisini mahvetmeye devam ediyor ve göçü vatandaşları için tek geçerli seçeneklerden biri haline getiriyor.

İç Göç: Sessiz ama Yaygın Bir Kriz

Uluslararası göç sıklıkla medyanın ilgisini çekse de, Afrika'daki en büyük insan hareketi, öncelikle kırsal alanlardan kentsel alanlara doğru iç kesimlerde gerçekleşir. İklim değişikliği bu göçün önemli bir itici gücüdür. Küresel ısınma tarımsal geçim kaynaklarını daha güvencesiz hale getirirken, tahmini 70 ila 110 milyon insan önümüzdeki on yıllarda şehirlere kalıcı olarak taşınmak zorunda kalabilir.

Bu iç göç hem fırsatlar hem de zorluklar yaratıyor. Afrika şehirleri ekonomik olanaklar sunuyor ancak hızlı kentleşme altyapı, konut ve kamu hizmetlerini de zorluyor. Hükümetler bu kitlesel kırsal göçe hazırlanmalı ve kent merkezlerinin yoksulluğu veya eşitsizliği artırmadan büyüyen nüfusa ev sahipliği yapabilmesini sağlamalıdır.

Batı ve Orta Afrika'daki Göç Yolları ve Riskler

Batı ve Orta Afrika'dan geçen göçmenler, Sahel'i geçen göç yolları boyunca aşırı risklerle karşı karşıyadır. Bu yollar, silahlı grupların şiddeti, insan ticareti ve aşırı sıcaklık ve su kıtlığı gibi zorlu çevre koşulları da dahil olmak üzere tehlikelerle doludur. Birçok göçmen, hedefledikleri varış noktasına ulaşmadan önce taciz, sömürü veya ölümle karşı karşıya kalmaktadır.

Bütünsel Çözümlere Acil İhtiyaç

Afrika'nın göç krizi çok yönlüdür ve politik, ekonomik ve çevresel faktörlerle derinden bağlantılıdır. Kuzeyde Libya ve Fas'tan doğuda Sudan'a ve güneyde Güney Afrika'ya kadar her bölge benzersiz göç zorluklarıyla karşı karşıyadır. İnsani bedel yıkıcıdır, milyonlarca hayat risk altındadır ve her yıl binlercesi daha iyi bir yaşam arayışında ölmektedir.

Bu krizi ele almak için, politika yapıcılar kapsamlı bir yaklaşım benimsemelidir. Bu, yerinden edilmiş nüfuslar için acil insani yardım ve göçün temel nedenlerini ele alan uzun vadeli çözümler içerir. Çatışma çözümü, ekonomik kalkınma, iklim değişikliğine uyum ve yönetim reformları, sürdürülebilir bir göç stratejisinin temel bileşenleridir. Özellikle Sudan ve Libya gibi krizin yükünü çeken ülkeler için uluslararası destek de kritik öneme sahiptir.

Yerel, bölgesel ve küresel düzeylerde koordineli çabalar olmadan, Afrika'nın göç krizi daha da kötüleşecek, kaynakları daha da zorlayacak ve insani zorlukları daha da kötüleştirecektir. Daha fazla can kaybını ve acıyı önlemek için insan haklarına, güvenliğe ve kalkınmaya öncelik veren sürdürülebilir çözümlere acilen ihtiyaç duyulmaktadır.



Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku