Amerikan Kongresi’nin her iki kanadından ve her iki partiden bir grup milletvekili, "2025 Uygur Soykırımı Sorumluluk ve Yaptırım Yasası" adlı yasa tasarısını sundu. Tasarıda, ABD hükümetinin Uygur insan hakları politikası çerçevesindeki yaptırımlarını daha da genişletmesi talep ediliyor.
Amerika’nın Sesi’nin haberine göre, 31 Temmuz’da, ABD-Çin Stratejik Rekabet Komitesi Başkanı Temsilciler Meclisi Üyesi John Moolenaar, Kongre’nin Çin İşleri Yürütme Komisyonu Başkanı Senatör Dan Sullivan ve aynı komisyonun ortak başkanı Temsilci Chris Smith, söz konusu yasa tasarısını birlikte sundu. Tasarı, başka bazı milletvekillerinin de desteğini aldı.
Yasa tasarısı, daha önce çıkarılmış olan “Uygur İnsan Hakları Politikası Yasası” temel alınarak mevcut yaptırımların genişletilmesini; zorla kısırlaştırma ve nüfus kontrolüyle bağlantılı şahıslara vize kısıtlaması getirilmesini; Çin'in gözaltı ve işkencelerinden kurtulup yurt dışında yaşayan Uygur ve Kazaklara tıbbi ve psikolojik destek sağlanmasını; ABD hükümetinin Uygur zorunlu işçiliği veya baskıyla ilişkili kurum ve şirketlerden ürün satın almamasını; Çin rejiminin Uygur soykırımını inkâr eden dezenformasyonlarına karşı bilgilendirme çalışmalarının yapılmasını; baskılarla ilgili araştırma ve arşivleme faaliyetlerinin desteklenmesini öngörüyor.
John Moolenaar yaptığı açıklamada, “Çin Komünist Partisi'nin Uygurlara karşı işlediği soykırım, çağımızın en ağır insan hakları vahşetlerinden biridir,” dedi. Dan Sullivan ise, “Deliller çok açık. Çin Komünist Partisi, zorla doğum kontrolü, kitlesel tutuklamalar ve zorunlu çalıştırma gibi uygulamalarla Uygur halkını sistematik şekilde yok etmeye çalıştı,” ifadelerini kullandı. Chris Smith de, “Soykırım, geçmişin bir hatırası değil, gözlerimizin önünde şu anda gerçekleşiyor. Çin Komünist Partisi'nin Uygur halkını ve kültürünü yok etmek için kullandığı acımasız yöntemler, modern tarihin en büyük insan hakları ihlallerinden biri olarak kabul edilmelidir,” diyerek vurguladı.
Bilindiği üzere, “Uygur Soykırımı Sorumluluk ve Yaptırım Yasası” benzeri tasarılar 2023 ve 2024 yıllarında da Kongre’ye sunulmuş, ancak yasa haline getirilme aşamasına ulaşamamıştı.