Aba altından sopa göstermek diye buna denir

Aba altından sopa göstermek diye buna denir

Aba altından sopa göstermek diye buna denir

Aba altından sopa göstermek diye buna denir Ortada bir broşür var. Ve bu broşürde halka arz edilenlere baktığınız zaman her şey güllük gülistanlık ve bu güzel giden duruma itiraz edip bir şeyleri sorgulamak isteyen birkaç kişiye de, sözüm ona hesap cetveli tarzında veya hesap dökümü tarzında bu broşürde bir şeyler anlatmaya çalışmışlar. Ben anlamadım aslında, durum iyi midir-kötü müdür? İyi ise bu sıkıntı niye, kötü ise bu inatlaşma niye? Yukarıdan aşağıya baktığın zaman, berbat görünen bir durumu iyi olarak nasıl algılarım diye olmayan kafamı zorladım, çıkamadım bu işin içinden. Berbat bir işin kokusu yukarılara daha çabuk yayıldığından, insanın burnunun kemikleri sızlamaya başlıyor. Bu kez; alttan yukarı baktığım zaman damlayan pislikler yüzüme gözüme bulaştığından sıkıntı başkalaşıyor. Yanlardan ha keza öyle; hangi taraftan bakar isen bak bu iş akıllara zarar bir şekilde mantıkları zorluyor, sıkıntının boyutunu dahi olmazlara sokar hale getiriyordu. Açıklamaya bak; bahse konu şahıs, şirketin en büyük hissedarıymış, o yüzden dümene geçmek onun hakkıymış. Bu şahıs bilmem ne ülkesinin nesiymiş. Zaten Allah’a şükür benim şehrimde bunlardan epey var yanılmıyorsam. Ülkelere hitap ediyoruz ama şehrin gelişmişlik sıralaması her geçen gün diplere doğru ters zirve yaparken, bu şahısların en büyük hissedar olma katsayıları genişliyor. Bakınız yine söylüyorum; bu şirket sizin şahsi malınız ise “özür dilerim ne yaparsanız yapınız, kimseleri ilgilendirmez. Amma velâkin bu şirket bu şehrin malı ise kusura bakmayınız ama bu hesabı vereceksiniz” hangi ülkenin nesi olursanız olun, hisse miktarınız ne kadar olur ise olsun. Ve hatta o en büyük hisseleri ne zaman ve ne şartlarda aldığınızı anlatarak… Kaldı ki o hesapları hazırlayan kim ise ne içtiğini de merak etmiyor değilim. İşte tam zamanı bize de öğretsin de bizim de kafamız güzel olsun ve bizlerde dünyaya alacaklı olarak bakalım. Şu sıralar o kadar çok ihtiyacımız var ki! Bu şehirden geçtim; siz insanlarla kafamı buluyorsunuz? Bu nasıl bir hesap verme şeklidir, bu nasıl bir anlatım şeklidir? Akıllara ziyan. Neymiş efendim; Bu yönetim devam ederse; size (hissedarlara) kâr payı veririz, devam etmezse bir daha kâr payı alamazsınız. Bu yönetim devam ederse; tüm borçlar birkaç yıl içerisinde bitmiş olacak, devam etmezse bankalar şirkete el koyacak. Bu yönetim çimento sektöründe olduğu gibi enerji sektöründe de Türkiye’nin en büyük şirketlerinden birisi olarak yoluna devam edecektir. Ve son olarak bu yönetim devam ederse şayet, hisse değerleri artacak ve hissedarların varlıkları çoğalacak; Yok, eğer devam etmezse ne olacak peki? O kişilerin, yani hissedarların hisselerine değerinin çok çok çok altında bir bedelle gizli kapalı kapılar ardında kendi üzerinize mi alacaksınız? Mesela şirket batıyor nasıl olsa ve hissedarlar büyük bir borç batağının içerisine çekiliyor ve bu işten kurtulmanın tek yolu var “ver kurtul”. İşte o iş öyle olmuyor cancağızlarım. Ver kurtul ile iş çözülmüyor. Mademki; bu şirketin durumu bu kadar göze ve kulağa hoş geliyordu ve zaten öyleydi o zaman bu tantana nedir? Mademki; bu şirketin birkaç yıl sonrası çok ama çok güzel olacak o zaman bu karşılaştırmalı olmasına rağmen harf harfine uymayan bu broşür niye? Tehdit etmeler niye? Savunmaya geçmeler niye? Bakınız bu işin çok kolay bir yolu var. Size o hesapları hazırlayan çok iyi bilir bunu; Önce bu şirketin ilk günden bu güne kadar kimler ve ne şartlarda hisse değişikliğine gitmiş o çıksın ortaya. Sonrasında hangi kurumların hisseleri ne şartlarda kime devredilmiş o bilinsin. Sonrasında kimler zarar etmiş, kimler kâr etmiş onu bir bilelim. Hani bir şarkı vardı ya “kimler geldi, kimler geçti” diye ona bir bakalım. Ve tekrar edelim; Şirket sizin aile şirketiniz ise “eyvallah” diyelim ve tasımızı tarağımızı toplayıp özür dileyelim, siz de batıyor musunuz/çıkıyor musunuz ne yapıyorsanız yapın. Yok, şayet bu milletin şirketi ise işte o zaman o çok iyi bildiğiniz kanun çerçevesinde, yargı orada; En azından buna cevap verin de, yapın şu Genel Kurulu siz de kurtulun biz de. Sonrasında mı? Sonrasında ise; Öyle aba altından sopa gösterip tehdit etmekle bu işler olmuyor artık… Neymiş efendim; mevcut yönetim kalırsa bu olur muş, kalmazsa şu olur muş. Çocuk mu kandırıyorsunuz siz?

Haber Editörü

Vedat Kan

vedudi25@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku