“Elysium Ekonomisi”: Zengin ile Yoksul Arasındaki Makas Derinleşiyor
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partisinin düzenlediği Asgari Ücret ve Geçim Standartları Çalıştayında yaptığı konuşmada Türkiye’nin ekonomik yapısını sert ifadelerle eleştirdi. Özdağ, Türkiye ekonomisinin AK Parti döneminde derin bir sınıfsal ayrışmaya sürüklendiğini belirterek, ünlü bilim-kurgu filmi Elysium üzerinden dikkat çekici bir benzetme yaptı.
Filmde dünyanın kaynaklarının tükendiğini, zenginlerin yörüngedeki bir yaşam alanına taşındığını hatırlatan Özdağ, Türkiye’deki tabloyu şöyle yorumladı:
“Bugün Türkiye’de küçük bir zengin grup Elysium’da yaşıyor; geniş kitleler ise milli gelirden giderek daha az pay alıyor.”
Özdağ, özellikle lüks tüketimdeki ithalat artışının, gelir adaletsizliğinin en belirgin göstergesi olduğuna dikkat çekti. Bir sanat galerisi örneği üzerinden “Yeni zengin tipinin görgüsüzlüğü ve siyasete dayalı sermaye dağıtımı” eleştirisinde bulundu.
“Asgari Ücretli Geçinemiyor, İşveren de Ayakta Duramıyor”
Konuşmasında hem işçi hem işveren kesiminin sıkışmışlığına değinen Özdağ, “Herkes birbirinin haline üzülüyor” dedi. Asgari ücret tartışmalarında yalnızca işçiye değil işverene de bakılması gerektiğini belirten Özdağ, bir işverenle yaptığı görüşmeyi şöyle aktardı:
“Asgari ücreti artırabiliriz ama iflas ederim. O maaşla çalışan nasıl geçiniyor derseniz; geçinemiyor.”
Özdağ, pazar yerlerindeki tabloyu “vatandaşın ve pazarcının karşılıklı çaresizliği” olarak nitelendirdi.
Türk Sanayicisinin Rekabet Gücü Zayıflıyor
Özdağ’a göre Türkiye’de üretici kesim, küresel rakiplerine göre dezavantajlı durumda.
Öne çıkan sorunlar:
Türkiye’de sanayicinin kredi faizi %50’ye çıkarken,
Alman üretici %3 faizle kredi alabiliyor.
Buna rağmen Türk üreticiye “bastırılmış kurla rekabet et” deniyor.
Özdağ bu tabloyu şöyle özetledi:
“Bu bir üretim düşmanı rant ekonomisidir.”
Zafer Partisi’nin Ekonomi Önerisi: “Asgari Ücret 45 Bin Lira Olmalı”
Özdağ, hem asgari ücretin hem de en düşük emekli maaşının 45 bin lira olması gerektiğini vurguladı. Ancak bunun tek başına yeterli olmayacağını, devletin üreticiyi destekleyen bir modele geçmesi gerektiğini söyledi.
Zafer Partisi'nin çözüm önerileri:
Devlet Planlama Teşkilatı’nın yeniden kurulması
Üretimde verimliliği artıracak projelerin başlatılması
Sanayici ve esnafa düşük faizli kredi sağlanması
Neoliberal ekonominin terk edilmesi
Planlı ve sürdürülebilir kalkınma modeline geçiş
Özdağ’a göre seçmenin sandıkta tercih ettiği parti, aynı zamanda kaynak dağıtım modelini de seçiyor.
“13 Milyon Sığınmacı Ekonomik Yükü Artırıyor”
Özdağ, Türkiye’deki kaçak göçmenlerin ekonomik dengeleri bozduğunu öne sürerek sert ifadeler kullandı:
Ucuz iş gücü nedeniyle Türklerin işsiz kaldığını,
Sigortasız çalışma yüzünden emeklilik sisteminin zayıfladığını,
Gıda enflasyonunun milyonlarca ek tüketici nedeniyle yükseldiğini savundu.
“Eğer bu ülkede 13 milyon sığınmacı olmasaydı, gıda enflasyonu böyle olur muydu?”
Özdağ, Zafer Partisi’nin göç politikalarının diğer muhalefet partilerinden tamamen farklı olduğunu vurguladı.
“Türkiye Erken Seçimle Ekonomik Kırılmayı Aşabilir”
Konuşmasının sonunda Türkiye’nin mevcut ekonomik modelle yol alamayacağını belirten Özdağ, erken seçim çağrısını yineledi.
“Bu modelle ne asgari ücret ne kredi politikası çözüm olur. Türkiye’nin yeni bir başarı hikayesi yazması ancak zihniyet değişimiyle mümkündür.”
Özdağ, seçmene yönelik dikkat çekici bir çağrıda da bulundu:
“Yapmamız gereken 16 milyon emeklinin arasına Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’yi bu seçimlerde dahil etmektir.”