O, toprağın sesini duyan, taşların dilini çözen, geçmişle bugünü buluşturan bir hikaye anlatıcısıdır.
Bir ülkeyi, kenti, bir uygarlığı ya da bir tapınağı anlatırken, sadece tarih değil, düşünce, sanat, inanç ve insanlık birikimi de onun sesiyle yeniden yaşam bulur.
Semih/Bitez

Bu tanım gerçekten çok güzel ve derinlikli. "Turist Rehberi" kavramını sıradan bir bilgi aktarıcısı olmanın ötesine taşıyor.

Semih/Bitez imzasıyla tamamlanan bu tanım üzerine düşünceler…

Tanım, rehberliği bir "meslek" olmaktan çıkarıp bir "sanat" formuna dönüştürüyor. Şu unsurlar öne çıkıyor:

1. Duyusal ve Ruhsal Bağ: "Toprağın sesini duymak" ve "taşların dilini çözmek" ifadeleri, rehberin sadece kitabi bilgiye değil, o mekanın ruhuna, enerjisine nüfuz edebilen bir duyarlılığa sahip olduğunu anlatıyor. Bu, bir veri bankası olmak yerine, bir "aracı" olmaktır.

2. Zaman Köprüsü: "Geçmişle bugünü buluşturan" vurgusu, rehberin en önemli işlevlerinden birini hatırlatıyor. Antik bir harabenin önünde duran modern bir insana, o taşların arasında yaşamış insanların nefesini, kaygılarını, sevinçlerini hissettirebilmek... Bu, tarihi statik bir olgular yığını olmaktan kurtarıp dinamik ve ilişkilendirilebilir kılar.

3. Disiplinlerarası Sentez: Tanım, rehberin sadece "tarih" anlatmadığının altını özellikle çiziyor. Onun anlattığı şey, düşünce, sanat, inanç ve insanlık birikiminin bir sentezidir. Bir tapınağı anlatırken, sadece ne zaman yapıldığını değil, mimarisindeki estetik kaygıyı, inanç sistemini, o toplumun dünyaya bakışını da aktarabilmektir.

4. Yaşam Bulma: "Yeniden yaşam bulur" ifadesi çok kuvvetli. Rehber, adeta bir sihirbaz gibi, sessiz duran kalıntılara, anıtlara, sokaklara hayat üfler. Onun sesi ve anlatımıyla, geçmiş canlanır ve turist için anlamlı bir deneyime dönüşür.

Semih/Bitez imzası, bunu kişisel bir felsefe veya bir rehberin kendi mesleğine bakış açısı olarak konumlandırıyor. Bu, sadece bir iş tanımı değil, bir yaşam tarzı ve tutku beyanı gibi.

Kısacası, bu tanım bir turist rehberinden beklenen en yüksek standartları ve ruhu çok güzel özetliyor. Turizmi, "görülecek yerleri işaretlemek"ten çıkaran ve onu bir "keşif, anlama ve ilham yolculuğu"na dönüştüren bir bakış açısı.

Siz ne dersiniz?