Berlin’de yıllar önce başlayan bir süreç, diplomatik ilişkiler, basın akreditasyonları ve 15 Temmuz sonrası dengelerin nasıl değiştiğini gözler önüne seriyor. Soru soran gazeteciler, sessiz sedasız emekli olan büyükelçiler ve geçmişin gölgesinde şekillenen yeni atamalar… Her şey bir soruyla başladı: “ Gülen bağlantılı bir ismin akreditasyonu neden sürdü?” Ve cevaplar, yıllar içinde yaşanan gelişmelerle kendini gösterdi

Tarih: Ağustos 2014. Yer: Türk Eğitim Derneği’nin iftar yemeği sonrası.

Diplomat Süleyman G. yanıma yaklaşıyor. Etrafı süzüyor, kimsenin duymayacağından emin olduğunda soruyu patlatıyor.

— Mustafa Bey, Gülen Cemaatinden çekinmiyor musun.

Gülümsüyorum. Ben gazeteciyim. Çekinecek bir şeyim yok.Aman siz dikkat edin...

O dönemde Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu görevde. Ben ise ona kamuya açık bir platformdan, Facebook üzerinden şu soruyu yöneltiyorum.

— Başbakan Erdoğan’ın haşhaşi ve paralel yapı diyerek ulusal güvenliği tehdit ettiğini söylediği cemaatin medya sorumlusu D.Ç. neden Büyükelçiliğe akredite ediliyor.

Soru büyük yankı uyandırıyor. Berlin Büyükelçiliği hareketleniyor. Kısa süre içinde beni ve Rüştü Kam’ı Büyükelçiliğe çağırıyorlar. Görüşmede dönemin elçi müsteşarı Hidayet Çilkoparan uzun uzun açıklamalarda bulunuyor ancak gerçek cevap hiçbir zaman verilmiyor.

Aradan yıllar geçiyor. 15 Temmuz darbe girişimi yaşanıyor.

Ne mi oluyor.

Süleyman G. ve Büyükelçilikteki eşi FETÖ’den alınıyor.
Müsteşar Hidayet Çilkoparan, kardeşinin üst düzey Bank Asya memurluğundan dolayı görevden uzaklaştırılıyor.
Büyükelçi Hüseyin Avni Karslıoğlu emekli oluyor.

Ve yıllar sonra.

Dönemin Berlin Başkonsolosu Ahmet Başar Şen nihayet gecikmeli olarak büyükelçi yapılıyor. Üç yıl boyunca görevde kalıyor, sonrasında kamu nezaketi gösterilerek emekli oluyor.

Berlin’e büyükelçi olarak geldiğinde iki saatlik bir görüşme gerçekleştiriyoruz. Yanımda şahit de var. Dönemin başkonsolos muavinini soruyorum.

— Sormayın Sayın Ekşi, onlardan biriymiş.

Cevap.

— O şahsın onların elemanı olduğunu hiç anlamadım.

Yıllar geçiyor.

Rüştü Kam bir fotoğraf yayınlıyor.

Ve işte o anılarım yeniden canlanıyor.

Peki bana ne oldu.

Dönemin Başbakanlık İletişim Başkanlığı, darbe girişiminden üç yıl sonra bana bir teşekkür plaketi verdi.

Sonra mı.

Bir zamanlar şahsıma teşekkür plaketi veren kurumun yeni basın müşaviri Hasan Kocabıyık, 2023 yılı başlarında Berlin Büyükelçiliği akreditasyonumu iptal etti. Buda onların başarısı.

Gazetecilik, şahıslardan bağımsız devam eden bir mücadeledir.

Biz buradayız. Soru sormaya, yazmaya, gerçeğin peşinde koşmaya devam ediyoruz.

Ve bu iş daha bitmedi.