Bazı ülkeler, gençlerini uzaya gönderir. Bizde ise hâlâ bir çocuğu Amerika’ya götürecek yol parasını arıyoruz.
Evet, yanlış okumadınız.
15 yaşındaki Fidel Demiral, Copernicus Bilim Olimpiyatları’nda bronz madalya kazanarak Türkiye’nin adını dünyaya duyurdu. Rice Üniversitesi’nin ev sahipliğinde yapılacak uluslararası finallere davet edilen 20 Türk öğrenciden biri oldu.
Yani çocuk, kendi emeğiyle bir kapıyı açtı…
Ama o kapıdan geçip geçemeyeceğine, “bütçe” karar verecek.
Bu ülkede milyonlarca lira harcanıp da sonuç alınamayan projeler gördük.
Boşa giden paralar, israf tablosuna dönüşen bütçeler…
Ama konu bilime, eğitime, gençlere gelince:
“Bütçe yok.”
Oysa mesele sadece Fidel değil.
Bu, yıllardır aynı sorunu yaşayan binlerce çocuğun hikâyesi.
Bir yanda parlatılmış ekranlar, koca koca söylemler…
Diğer yanda, bilimde dünya sahnesine çıkmış bir çocuğun yol parasını karşılayamayan bir düzen.
Fidel diyor ki:
“Gidip ülkemi temsil etmek istiyorum ama gücüm yetmiyor.”
Bir çocuğun kurduğu bu cümle, bu ülkenin her yetişkinini utandırmaya yeter.
Bizler tanımıyoruz belki Fidel’i.
Belki hiç yanından geçmedik, aynı sokakta büyümedik.
Ama mesele zaten bu değil:
Bir ülkenin geleceği, sadece kendi çocuğu değil; tüm çocuklarıdır.
Bu yüzden bir çağrı yapıyorum:
Eğitim gönüllüleri, iş insanları, sivil toplum kuruluşları, imkânı olan herkes…
Gelip bu çocuğun elinden tutun.
Bir ülkenin onurunu bir gencin çabasına borçlu bırakmayalım.
Bilime inanan herkes için bu, sadece bir destek değil; bir insanlık görevi.
Fidel, ABD’ye gidip yarışmaya katılacak mı?
Bunu belirleyecek olan bilim değil, para.
İşte asıl acı olan da bu.
Ama hâlâ geç değil.
Bir çocuk hayal kurduysa, bir ülke utanmasa da olur;
Biz utanır, biz sahip çıkarız.
Saygılarımla.