Devletin hafızası unutur mu, hayır. Ama korkakların hafızası unutmak ister.
Bugün, 257 gün sonra açıklanan İBB iddianamesi, hukukun değil, siyasetin “panik butonu” gibi patladı.
Dosyada ne ararsan var: hırsızlık, sahtecilik, terör, casusluk…
Sanki ülkenin tüm kötülüklerini bir torbaya doldurup “Ekrem İmamoğlu yaz” demişler.
Ama mesele suç değil. Mesele suçun adı: cesaret.
Çünkü bu ülkede artık “Cumhurbaşkanı adayı olmak” bir güvenlik riski, “muhalefet etmek” bir suç unsuru, “başarı” ise tehdit sayılıyor.
Özgür Özel bugün kürsüden konuşmadı, aslında mahkeme salonuna tanıklık etti.
“Ekrem Başkan’ın yerine hiçbirimiz adaylık yapamayız,” dedi.
Doğru söyledi. Çünkü bu yarışta artık koltuklar değil, vicdanlar aday.
Çünkü bu ülkede halk, sandıkta oy vermekle değil;
sandığın arkasında durmakla sınanıyor.
İmamoğlu’nu yargılayanlar aslında kendi korkularını yargılıyor.
Bir belediye başkanını değil, halkın değişim isteğini tutukluyorlar.
Ama tarih gösterdi:
Korkaklar hep mahkeme kurdu,
Cesurlar hep tarih yazdı.
Bugün İmamoğlu içeride olabilir, ama onun yerinde duran milyonlar dışarıda.
Ve o milyonlar, bir cümleyle özetlenebilir:
“Suçu: Umut olmak.”