Köşe Yazarları

Köşe Yazarları Haberleri

3 MAYIS DÜŞÜNCELERİ...

3 MAYIS DÜŞÜNCELERİ...

Türk Milliyetçileri olarak "Milliyetçiliğin Türk Milleti'ni ayrıştıran değil, birleştiren bir unsur olduğunu" iddia ederiz; ancak bırakın milleti birleştirmeyi, milliyetçileri birleştirmeyi beceremez, Türk Milliyetçileri'nin büyük gücünü paramparça ederiz...

Ben olsam bize inanmam, millet niye inansın? Birbirini sevmeyi beceremeyen milliyetçiler ( bu özeleştiriye itiraz herhalde mümkün değildir)  Milleti hep birlikte sevme becerisini gösterebilirler mi ?...        

Bir 3 Mayıs arefesinde ve yıldönümünde atılacak hamasi nutuklar yerine; ayrışmış milletin birlik ve beraberliği yolunda yol yürümenin en büyük engelinin  ayrışmış Türk Milliyetçileri olduğunu idrak edebilmekten geçtiğinde birleşebilmenin en önemli adım olacağı şüphesizdir!..

Kendimizi Türk, atamızı Oğuz Kağan belleyenleriz. Oğuz Ata'dan Mustafa Kemal'e, Türkeş beye kadar bütün beyler, hanlar, kağanlar, devletlerimizin ve milletin, aşina soyu uluları, gaza meydanlarının şehitleri, gazileri, Alpererenleri, yarın kimi meydanlarda, kimi salonlarda toplanacak, kam ateşinde ısınacak, vuran davulun sesiyle canlanacak evlatlarının toylarını manevi varlıklarıyla şereflendirecekler. Onların manevi varlıkları karşısındaki duruşlarımızda, keşke başımız daha dik, alnımız daha açık, göğüslerimiz kabarık olabilseydi. Keşke görevlerini bihakkin yapmış, onların emaneti olan yüce Millet varlığına hakkıyla sahip çıkabilmiş; devleti ebed müddet yolundaki hizmette kusur etmemiş; beyleri eksiksiz Milletin önünde, Milleti eksiksiz beylerinin arkasında, birlik ve beraberlik içinde bir tablo halinde karşılarına çıkabilseydik. Türkçüler, Türk Milliyetçileri olarak gerçekleştireceğimiz 3 Mayıs toylarında "Bakın bizler sizin manevi varlığınız ve büyüklüğünüz altında her biri ayrı ayrı kırılmaya müstehak oklar halinde değil (meselde de olduğu gibi) Tek bir ok demeti halinde kırılmaz, bükülmez vaziyetteyiz." diyelseydik... 
         
3 Mayıs'ın aklıma getirdikleri...

Gazi Lisesinde talebeyiz. Rahmetli Veli Soysal idi müdürümüz. Sonradan kendisi de müdür olacak Rahmetli Nail Akbulut Başmuavin...Atsız beğimizin kardeşi Nejdet Sancar edebiyat öğretmenimiz. Lise bir, lise iki talebesiyiz. ÖTÜKEN İstanbull'da basılıyor. Atsız hoca çıkartıyor. Ankara'da Doğu Türkistan'lı Şekur Turan koltuğunun altında -elden- dağıtıyor. Bir tek de Kızılay'da bir Kırım Türkü'nün sahibi olduğu kitapçıda satışta... Her ay kaç tane satıldı diye kontrol görevi bende...( 30-40 adet satılırdı) Gazi Lisesinde bir Türkçü hücremiz vardı. Yaptığımız en büyük iş, Arif Nihat Asya'yi Gazi Lisesine getirip ( eski hocası ya )derme çatma salonda şiir okutmak... Iskender Kazaz, Cihat Özönder, Sabri Can hücre mensupları... Hocaları, Sekur beyi, onları  rahmetle, Salih Dilek'i, Muhittin Çolak'ı sevgiyle, muhabbetle anıyorum. Salon toplantılarında ( Türk ocağında, ,DTCF'nde) SELAM şiirini okumalarım olmuştu. Deli doluyduk, heyecanımız doruktaydı, geleceğe dair ümitlerimiz fevkalade yüksekti. Hani şarkıda diyor ya: " Gençlik başımda duman, ilk aşkım, ilk heyecan...Yakaladıkça kaçan ateş böceğim misin ?.."

Artık yaşlandık, yıllar geçti...

Geçen yıllar içinde "SELAM" şiirini okuduğumuz onlarca toplantı yaşadık. "Ülkü" dediğimiz nazlı gelin "ateş böceğinden " beter...

Biz de bunca yıla rağmen ya hala acemiyiz, ya da hala akıllanamadık. Eh biraz demans da var...                  3 Mayıs bunları da düşündürttü...

02 Mayıs 2025

Şevket Bülend YAHNİCİ



Haber Editörü

TÜLAY DİKMEN İLE CUMA KÖŞESİ

admin@tum1haber.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku