33 masumu öldürüldüğü katliam: Başbağlar

33 masumu öldürüldüğü katliam: Başbağlar

33 masumu öldürüldüğü katliam: Başbağlar

Madımak provokasyonunun hemen ardından PKK tarafından, Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde karşılaştığı katliamın acısı, aradan geçen 30 rağmen tazeliğini koruyor.

5 Temmuz 1993'te Türkiye'de tarihin en karanlık günlerinden biri olan Başbağlar Katliamı yaşandı. Cumhuriyet kıyafetleri en büyük sivil katliamlarından biri olan Başbağlar katliamının üzerinden tam 30 yıl geçti. 2 Temmuz'da Sivas'ta Pir Sultan Abdal'ı anma oluşumları için kente gidenleri hedef alan saldırıdan 3 gün sonra Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyüne saldırı bir grup tarafından bir baskın düzenlendi. 5 Temmuz Pazartesi akşamı 20.00'de başlayan katliam saat 22.00'ye kadar sürdü. Köyün giriş çıkışları tutuldu, kullanıcıları kesildi. Gece 01.00 sularında Başpınar Jandarma Karakolu'na haber verildiği halde, ihbara itibar edilmedi. Sabah 05.00 sıra komşularında köye sığınan bir yerlin, İstanbul'daki oğlunu, oğlunun da Kemaliye Kaymakamını aramasıyla devlet olayından haber oldu. Köylülerin kendi imkanları ile yaptırdığı okul, cami, köy odaları, imam evi, mahalle odaları, öğretmen lojmanı, sinir hayvanı, 5 araç ve 191 ev lav silahları, el bombaları, dinamit ve yanıcı kimyasallarla yakıldı. Erkekleri kurşuna dizdiler Ezanın okunduğu sırada camiye giren örgüt mensupları cemaati zorla dışarı çıkardı. 1.5 saat örgüt propagandası gittikten sonra tüm erkekler kurşuna dizildi, burada 29 kişi şehadete erişti. Daha sonra köy ateşe verildi ve 214 ev, köy okulu, köy camii, halkevi yakıldı. Yakılan evlerde saklanan 1'i kadın 4 kişi de yanarak şehid oldu. 33 kişinin şehadetiyle çevresindeki Başbağlar katliamını isim isim kimin tarafından belirlenmese de katliamı yapan zihniyet belliydi ve 2 Temmuz'da Madımak'a misillemede bulunulduğu son derece aşikârdı. Çünkü köylüleri meydanda toplayıp 1,5 saat propaganda yapan ve halkı kurşuna dizen katiller, 'Sivas'ın intikamı alındı.' diyorlardı. PKK katliamı üstlendi PKK'nin İmralı Cezaevi'ndeki yöneticisi Abdullah Öcalan'ın yargılandığı sırada mahkemedeki ifadesinde, saldırının PKK'li 'Doktor Baran' tarafından düzenlendiği olmuştu. Dönemin geçerliliği olaydan haberdar gördükten sonra olay başarısızlıkları yakalandı. Ancak olayların başarısızlıkları bu kez yargı tarafından serbest bırakıldı. Başbağlar katliamı ile ilgili açılan dava önce sulandırıldı. Sonra dava sonucu İzmir'e alındı. 24 duruşmadan sonra bu davalardan da bir sonuç çıkmadı. İşin en ilginç yanı Sivas Davası'nda olaylara karıştıkları halde ölen 33 kişinin kısası alınır gibi 33 masum insan şehit oldu. 2 Temmuz 1993'te yaşanan Sivas Madımak olayından üç gün sonra Başbağlar köyünde 28 kişilik kurşuna dizilmiş, evlerinde bulunan Nazife Baltacı ve 13 yaşındaki oğlu İbrahim Baltacı ile Nurettin Aydın, Şakir Aydınlı ve Süleyman Orhan yakılarak katledilmişti. Mağdurların kanının yerinde kalması ise mazlum ailelerin acısını ikiye katladı… Yakınlarını ve kurbanlarını katliamdan sağ kurtulmayı başaran köylüler, adalet istediklerini, şehitlerinin kanının gittiği yerde dile getiriyor. Katliamın acısının ilk günkü gibi taze olduğu köyde, şehit edilenler her yıl olay yıl dönümünde törenle anılıyor. Özellikle yaz aylarındaki köylerine gelen, şehitlik anıtında dua edip müzeyi ziyaret etmeyi ihmal etmiyor. Katliam günü ABD helikopteri Başbağlar semalarında görüldü Katliama ilişkin en çarpıcı bilgi ise 25 yıl sonra 2018'de o köyün derneği başkanından geldi. Başbağlar Köyü Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, katliamın gerçekleştiğini 5 Temmuz 1993 tarihinde OHAL kapsamında Başbağlar semalarında olmadığı halde ABD helikopterlerinin uçtuğunu söyledi. Dikkaya, soruşturmanın Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından yeniden açılması gerektiğini belirterek, 'Sivas ve Başbağlar olaylarının birlikte planlayacağını. alındı.' ifadeleri yer aldı.5 Temmuz 1993'te ABD'nin oluşturduğu Çekiç Gücü'ün, Başbağlar semalarında ne işi vardı?Başbağlar, OHAL dışında bir köy olmasına rağmen Çekiç Güç helikopteri olay günü Başbağlar semalarındaydı.' diye konuştu. Katliamı gerçekleştirenler köyü iyi biliyorlardı Baskın sıradan bir baskın değil. Sanki katliamı gerçekleştirenler daha önce köye birkaç defa gelmişlerdi. Öyle ki köyün tüm mahallelerini ve köyde yaşayanları biliyor, ne tesadüf ki İstanbul'dan köye tatil için gelen misafir bile bulundukları evler tespit edilebiliyor. Ve 'Siz İstanbul Karagümrük'ten geldiniz.' ifadesini kullanabiliyorlar. Katliamın görgü tanıkları anlatıyor Saldırıdan kurtulanlardan 60'lı yaşlarda Hakkı Keskin de PKK'lilerin tüm erkekleri köy meydanında topladıklarını ve silahla taradıklarını, içlerinde de kaçarak kurtulduğunu anlatmıştı. Keskin, PKK'lıların topladığı kadınları şu söylediğini aktarıyordu: 'Siz Sivas'ta Kürt halkını katlettiniz. Biz de sizin erkeklerinizi cezalandıracağız. 1938'de Dersim'de yaptığınız katliamların hesabını da soracağız. Bütün erkeklerinizi öldürüyoruz.' Çıkarken geri dönerken ki dışında bomba ortaya çıkarırlar. Dışarı çıktıktan sonra evi ateşe verdi. Beni taşırken itip kaktılar. Hasta ve yaşlıları gördüklerise de beni sürükleyiciler. Kadınların üst yere götürüldüğü kişilerdir. Çevremize bomba koydular. Bir yandan da evleri ve arabaları yaktılar.' Köyde bulunan kadınlardan FP yaşadıklarını şöyle anlattı: 'Militanlar, kapı cephen ismen çağırıyorlar köyün insanlarını. 'Selim Pato, sen gel.' dediler.Görünümcemin oğluna, 'Recep sen de gel.' dediler. 'Doğruca camiye..' dediler. topladılar.Derenin yanına topladık.Başımıza bir kız, bir erkek militan koydular.Erkeklerin de diğer yanında topladılar.' Köy sakinlerinden GD ise 'Biz kadınları topladıkları yerde havaya uçuracaklarmış, Allah bizi kurtardı. Dereye topladıklarında yanımıza bir şey koydular. Biz telsiz var sanıyoruz. Ne konuşmamızı dinlemek için telsiz koydular sanıyoruz. Aramızda sessiz sessiz konuşuyoruz. Meğer bombaymış. Dereden çıkmışız, bomba patlamış. Köyün erkekleri öte tarafında kurşun dizilirken, kadınlar ve çocuklar dereye binerken, yanlarına konan bombadan habersiz. Militanlar köyü terk edecek sonra dereden ayrılıyorlar. Ayrılmasalar, köydeki askerler akıbetine kadın ve çocuklara da uğrayacaktı. Militanlar, sloganlar atarak kanlı eylemlerini gerçekleştirdiler.Kadınların ve Avrupalıların ağlaşmaları ve köyün tamamen yanması onları adeta büyük bir zevk veriyordu.' sözleriyle o gece yaşananları anlattı. PKK'nin katliamları Başbağlar'la sınırlı değil PKK, tarihi boyunca yaptığı katliamlarla sivil ve masum insanların kanını döktü ve dökmeye devam ediyor. PKK'nin katliamlarından bazıları şöyle: '20 Haziran 1987 Pınarcık Katliamı: 16'sı çocuk 6'sı toplamında 30 kişi katlandı. 10 Haziran 1990 Çevrimli Katliamı: 12'si çocuk kadın 7'si 27 kişi katlandı. 26 Haziran 1992 Susa Katliamı: 10 Müslüman, Cami içinde binaa 11 Haziran 1992'de Tatvan Katliamı: PKK, durdurduğu yolcu minibüsünde 13 kişi katletti.18 Temmuz 1993 Sündüz Katliamı: 14'ü çocuk 24 kişi katlandı.1 Ocak 1994 Savur Katliamı: 11'i çocuk 21 kişi katledildi.6 -7 Ekim 2014 ve devamındaki saldırılar: 8 kişi katledildi.17 Mayıs 2016 Dürümlü Katliamı: 16 kişi katledildi.'


Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku