Elçi, Gazze’nin bugün bu durumda olmasının bir nedeninin de ilim ehlinin sokaktan, halktan kopuk olmasından kaynaklandığını söyledi.
İlmi sadece camilere, medreselere hapsedilmemesi gerektiğinin altını çizen Elçi, Gazze için yapılan yürüyüş ve etkinliklere en az medrese ehlinin katılım sağladığını vurguladı.
Elçi, “Hassaten Cumhuriyet döneminde, belki de kusura bakılmasın, laikliğin zihin ve fikirlerimizi esir aldığı bir zamanda bizler de dini sadece camiye hapsedip, ilmiyi sadece medreseye hapsedip, hayattan tamamen ilmi, tamamen İslam'ı kopardığımız için, sanki her biri kendi kabuğunda, kendi medresesinde, kendi camisinde din-i mübini İslam'ı yaşayıp sokağa, ümmete, gençlere sirayet etmeyen, “heyalel cihad” dendiğinde kılı kıpırdamayan bir ümmet haline geldik.” dedi.
“Bugün Gazze bu halde ise, 2 milyar Müslüman yerinde oturuyorsa, bu ruhu kaçırdığımız içindir”
“Bugün Gazze bu halde ise, 2 milyar Müslüman yerinde oturuyorsa, bu ruhu kaçırdığımız içindir.” diyen Elçi, “Başta aslında alimlerimiz olmak üzere, öz eleştiri layık değilim o isme ama öz eleştiri babından başka alimler olmak üzere, bizler daveti, tebliği, irşadı sadece cami içerisinde, sadece medrese içerisinde düşündüğümüz için, bunu halka, bunu sokağa, bunu gençlere ulaştırmadığımız için, cihat ruhunu kaybettiğimiz için, aslında cihat kelimesini bile bazılarının bize zihin ve fikirlerimize dayattığı için, öcü görmeye başladığımız için, evet bugün ümmet olarak bu haldeyiz.” ifadesini kullandı.
“Resulullah aleyhissalatu vesselamın menhecine dönmemiz lazım”
“2 milyar Müslüman eğer 2 milyon Gazzeliye sahip çıkamıyorsa bu hepimiz için başta ilim ehli için bir zillet olduğu kanaatindeyim.” diyen Elçi, şunları kaydetti:
“Şimdi yine İmam Malik'in sözünü hatırlayarak, bizim başa dönmemiz lazım. Resulullah aleyhissalatu vesselamın menhecine dönmemiz lazım. İlim ve ameli yaşadığımız gibi bunun yanında o nefsin tezkisi ve terbiyesi için lazım olan tasavvufu elbette ki yaşamamız lazım. Bununla birlikte yeniden İslam'a hizmeti, daveti, tebliği, irşadı ve cihadı menhecimize koyarak her bir talebemiz icazet aldığında sadece bir alim olarak değil, bir mürşit olarak, bir mübelli olarak, bir davetçi olarak, bir sufi ve derviş olarak ve aynı zamanda bir mücahit olarak mezun olmalıdır. Seydalarımızdan ricamız; Resulullah Aleyhissalatu Vesselamın varisleri olmaları hasebiyle tedris menhecine, medrese menhecine sacın üç ayağı olan bu üç noktayı mutlaka derc etmeleridir.
“Gazze için yapılan mitinglere en az katılım medreselilerdir”
Alimlerin, medrese ehlinin her yerde en önde olması gerektiğini belirten Elçi, “Her konuda olduğu gibi, sıra mitinge gelince, sıra davaya gelince, sıra yürüyüşe gelince de en önde aslında müderrislerimizin ve Seydalarımızın olması lazımdır. Bunu esefle söylüyorum. Özeleştiri olarak söylüyorum. Nice mitinglere katılıyoruz. Gazze ile ilgili, başka konularla ilgili. Her kesimden insanı görüyoruz orada. Esnafı var, öğretmeni var, doktoru var. STK'lar toplantıları oluyor, katılıyoruz. En az katılımcı kimdir? En az katılımcı bizler, medreselileriz. Arapça güzel bir söz vardır. ‘Sen benim imamımsan, sen benim önümde olman lazım.’ Sadece namazda önde olmayacak. Sokakta da önünde olacak. Yürüyüşte de önünde olacak. Mitingde de önünde olacak. Cihatta da önünde olacak. Hazreti örnek verdik. Üstad Bediüzzaman’ı örnek veriyoruz. Şeyh Said Palevi'yi örnek veriyoruz. Ve daha nice İslam kahramanı örnek verebiliriz. İşte asıl alimler, asıl Peygamber varisleri bunlardır. Yeniden o ruha dönmemiz lazım.” (İLKHA)