Önce Latin Alfabesine giden şartların defalarca yoklandığına dikkat çekelim.
Süreci Tanzimat sonrası gelişmelerle değerlendiren çok sayıda kaynak bulmak mümkün. Ancak Türkiye Cumhuriyeti için ilk teşebbüslerin, Kazım Karabekir tarafından İzmir İktisat Kongresi'nde de gündeme alındığı bilinmektedir. Bu tartışma henüz Cumhuriyet öncesi, 17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir’de yapılan 1. İzmir İktisat Kongresi’nde de gündeme getirilmiş, fakat “Lâtin harflerinin İslâm birliğini bozacağı” gerekçesiyle itibar görmemiştir.
Aynı yıllarda Azerbaycan’da da Latin alfabesine geçiş için alfabe tartışmaları başlamıştır. Mustafa Kemal, Osmanlı ve Türk dünyasında alfabe konusundaki gelişmeleri yakından takip etmektedir. Aynı zamanda Azerbaycan siyaset ve fikir insanları ile de temastadır. Gaspıralı İsmail Bey’in “Dilde, fikirde, işte birlik” söyleminin de dönemin uygulamalarına damga vurduğu görülmektedir. Bu gaye ile 1926 yılında Bakü’de toplanan Türk ve yabancı Türkologların katıldığı Birinci Türkoloji Kurultayı ‘na, Türkiye’yi temsilen Köprülüzade Mehmet Fuat ile Hüseyinzade Ali Beyleri gönderdi.
Bu kurultayın 17. oturumunda, Türk soylu halkların çoğunlukta olduğu cumhuriyetlerde - ortak alfabe - Latin alfabesinden alınan harflerden oluşan “Birleştirilmiş Yeni Türk Elifbası”na geçilmesine karar verildi.
1928'de Türkiye, Latin alfabesine geçince, 1929'dan itibaren Türk Soylu Devletlerde Latin alfabesine geçiş başlamıştır. Ancak 1939 yılında Stalin bunu bir tehdit olarak görüp bütün Türk dünyasını yeniden Latin Alfabesinden KiriL alfabesine* geçirmiştir..
#TOYŞAD