Tarih: 06.11.2025 08:21

ZORUNLU BİR AÇIKLAMA

Facebook Twitter Linked-in

SABAHATTİN İSMAİL

Bugün yaşadığım çok can sıkıcı bir olayla ilgili olarak, merak eden dostlardan çok sayıda telefon geldiği ve yoğun spekülasyonlar yapıldığı için aşağıdaki açıklamayı yapma gereğini duydum.
**
İki hafta önce İstanbul, Antalya ve Ankara'da, Kıbrıs sorununda gelinen son aşama ve 19 Ekim'de yapılan seçimlerle ilgili konferanslar vermek, değişik televizyonlarda canlı yayınlara katılmak ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere adadan ayrıldım.
Ülkeden ayrıldığım tarihe kadar, ne direk, ne de telefoniyen hakkımda bir soruşturma olduğuna dair polisten herhangi bir bildirim almadım, ifade vermek için polise davet edilmedim. Ülkeden çıkarken de herhangi bir engelle karşılaşmadım.
2 hafta ardından, dün saat 15.30'da Ercan Hava limanı'ndan ülkeye giriş yaptığım zaman, muhaceret polisi tarafından Ercan Polis karakoluna götürüldüm.
Görevli polis, hakkımda mahkeme tarafından verilen bir tutuklama kararı olduğunu, o andan itibaren tutuklu bulunduğumu, Lefkoşa Adli Şube müdürlüğünden 2 polisin Ercan'a gelip beni alacağını, geceyi tutuklu olarak poliste geçirme ihtimali olduğunu,  dışarıda beni karşılamak için bekleyen biri olup olmadığını sordu.
Olmadığını söyledim. 
Olayı anlamak için sorduğum sorulara ise kibarca yanıt veren polisler,  " kendilerinin bir bilgileri bulunmadığını, adli şubeye gidince tutuklanma nedeninin bana söyleneceğini" belirttiler..
2 saat kadar sonra görevli 2 polis Lefkoşa'dan geldi, beni aldılar ve polis aracıyla Lefkoşa Polis Müdürlüğü Adli şubeye götürüldüm
Görevli polis çavuşu, 2024 yılı Mart ayı içinde, yani 1.5 yıl önce Facebook hesabımda, " mahkemede devam eden bir dava hakkında yazı yazdığım için hakkımda şikayet olduğunu, polisin bu şikayeti Başsavcılığa gönderip görüş sorduğunu, Başsavcılığın da yazıyı " mahkemeyi etkileme amaçlı" görüp, bana ağır ceza davası okunması yönünde görüş belirttiğini ifade etti. Söz konusu yazıyı benim yazıp yazmadığımı sordu.
Böyle bir yazı yazmadığım için anımsamadım. 
Esasen mahkemede olan davalar konusunda prensip olarak hiçbir zaman yazı yazmadığım için, yanlış bir bilgi olacağını düşündüm 
Facebook'taki arama motoruna girip verdikleri yazı başlığını aradım ve sözü edilen yazıyı buldum. 
Tahmin ettiğim gibi, benim yazdığım bir yazı değildi. 
Sözü edilen yazı, Türkiye'deki bir haber sitesinde yayınlanan ve içinde ilginç iddialar olan bir haberdi.
Bir gazeteci olarak o haberdeki iddiaları ilginç bulduğum için " KKTC'DE İLGİNÇ ŞEYLER OLUYOR" notu düşerek yorumsuz olarak  paylaşmıştım.
Yani yazmadığım, bana ait olmayan bir haber nedeniyle suçlanıyordum. 
Ve, polis tarafından bana bilgi verilmeden, ifademe baş vurulmadan, aleyhime tutuklama kararı üretilmişti. 
Şok olmamak olası değildi....
Bunları ifade olarak polise verdim, yapılan ithamı reddettim, altını imzaladım.
*
Bu noktada polise şu soruları yönelttim:
- Bu paylaşım Mart 2024'de yapıldı. Aradan 1.5 yıl geçti. Madem şikayet vardı, beni niye arayıp ifadeye çağırmadınız?

- Benim aleyhime bir şikayet varsaydı, savcılığın görüşüne başvurmadan önce benim ifademi de almanız ve savcılığın görüşünü sorarken, benim ifademi de ekleneniz, yani dosyayı tam, eksiksiz sunmanız gerekmez miydi?

- Savcılığın size verdiği yanıtta paylaştığım haberin ağır cezalık bir suç olduğunu ve bana ağır ceza davası açmanızı söylediğini belirtiyorsunuz. Peki mahkemeden aleyhime tutuklama kararı çıkarmadan önce, beni niye aramadınız? Beni niye telefonla arayıp ifade için karakola davet etmediniz? 
Adresim belli, telefonum belli, sosyal medya hesaplarım belli, beni tanımayan yok, niye bana ulaşmak yerine, eksik dosya ile mahkemeden tutuklama emri çıkardınız? Çağırdınız da gelmedim mi?
İlgili yargıç size, " bu kişiyi ifade vermeye davet ettiniz de gelmedi mi? Kaçak mı? Niye tutuklama emri istiyorsunuz?" diye sormadı mı? Sorması gerekmez miydi?
Benim bildiğim tutuklama emirleri, polise davet edilip de gelmeyenler, kaçıp saklananlar, mahkeme emirlerine uymayanlar için verilir. 
Bu olayda ise bunların hiçbiri geçerli değil. İfade vermek için polise davet edilmediğim 
halde mahkeme niye sorgusuz sualsiz tutuklama emri verdi? 
Mahkemeler, bu kadar mı kolay tutuklama emri veriyor?
Sn Yargıç polise " bu adam gazeteci, her gün yazı yazıyor, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş'ın eski danışmanı, bilinen tanınan biri, çağırdınız da gelmedi mi, kaçtı mı, niye tutuklama emri istiyorsunuz? diye niye sormadı, niye hemen " tutuklayın" dedi?
Polis, beni ifade vermeye davet etmeden, kaçakmışım gibi, niye  aleyhime tutuklama emri çıkardı?
*
Tabii olayın bir de savcılık boyutu var.
Polis, ifademi almadan, eksik dosya ile  savcılıktan niye görüş istedi? 
Savcılık, ifademin bulunmadığı eksik bir dosya üzerinden, niye aleyhime ağır ceza davası açılması talimatı verdi?
Bütün bu sorular, bu konunun öyle 1.5 yıl önce başka yerlerde yayınlanan bir haberin, benim tarafımdan da ilginç bulunarak paylaşılması olayının ötesinde bir durum olduğunu düşündürüyor. 
Bu bağlamda, Adli şubenin izlediği  bu yöntemin usüle uygun olup olmadığı konusunu incelemesi için Polis genel müdürlüğü ile bağlı olduğu GKK'nı göreve davet ediyorum
Aynı şekilde ifademin bulunmadığı eksik dosya üzerinden hakkımda ağır ceza davası açılması için polise görüş bildiren Başsavcılık ile, bana hiçbir bildirimde bulunulmadığı halde, kaçakmışım gibi, aleyhime tutuklama kararı veren mahkeme hakkında Yüksek Mahkeme Başkanlığı ve Yüksek Adliye Kurulu'nun inceleme başlatmasını talep ediyorum.
*
Basın Şeref kartı sahibi 50 yıllık duayen bir gazeteci, 33 kitap yazan bir yazar, 30 yıl devlete en üst düzeyde hızmet etmiş eski bir müdür ve eski bir Cumhurbaşkanlığı danışmanı olarak, bu uygulamayı şiddetle kınıyorum.
Bu konunun perde gerisini açıklığa kavuşturana kadar olayın peşini bırakmayacağımı belirtiyorum
Sahte diploma alanlar, rüşvetçiler, kara para aklayanlar, ihale vurguncuları, devlet malına ayakçılar vasıtasıyla çökenler, KKTC 'yi çökertmeye yönelik her türlü 5. Kol ve karalama faaliyeti içinde olanlar serbestçe faaliyet gösterirken, onlara dava okunmazken, tutuklama kararları talep edilmezken, basın şeref kartı sahibi 50 yıllık duayen bir gazeteciyi, yazmadığı bir yazı nedeniyle tutuklamak, kabul edilecek bir durum değildir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —